TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşülürken Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın, İsmet Özel’in şiirinden ayrımcılık içeren bir bölüm okuması tartışma yarattı. Ağbal’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’la İzmir’de ortak açıklamalarda bulunduğu saatlerde okuduğu ve içinde “kafir Yunan” ifadesi de geçen şiire HDP’li ve CHP’li milletvekilleri tepki gösterdi.

CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm’ün Meclis’te bir şiir okuduğunu, kendisinin günün anlam ve önemine uygun bir şiir okumak istediğini belirten Ağbal, İsmet Özel’in “Amentü” adlı şiirinden şu mısraları okudu:

“Ezan sesi duyulmuyor, Haç dikilmiş minbere/ Kafir Yunan bayrak asmış, camilere, her yere/ Öyle ise gel kardeşim, hep verelim elele/ Patlatalım bombaları, Çanlar sussun her yerde/ Çanlar sustu ve fakat binlerce yılın yabancısı bir ses değdi minarelere: Tanrı uludur Tanrı uludur/ Polistir babam Cumhuriyetin bir kuludur.”

Ağbal, “Hakikaten içimizi sızlatan tarihsel geçmişe de ifade ve referans veriyor” dedi.

NEFRET SÖYLEMİ İÇERİYOR”

Söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Ağbal’ın okuduğu şiirin nefret söylemi içerdiğini belirtti.

Özel, “Diplomatik ilişki içinde olduğumuz, geçmişte yaşananlar ne olursa olsun Yunanistan’a karşı ‘kafir Yunan’ ifadesi, ‘Çanlar sussun her yerde’ gibi Hristiyanları rencide edebilecek sözler, sonra CHP’ye sataşmak için ezanın Türkçe okunmasıyla ilgili söylenenler... Kabinenin bir üyesi bunu niye yapıyor, ne amaçla yapıyor? Gerçekten utanarak ve üzülerek dinledik” diye konuştu.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Ben, Müslüman ve Şafi mezhebine mensup bir grup başkanvekili olarak, sayın Bakan’ın dile getirdiği, okuyarak onayladığı, nefret söylemini aşan o cümlelerin tamamını buradan kınıyorum” ifadelerini kullandı.

AĞBAL KENDİNİ SAVUNDU, ‘KURTULUŞ SAVAŞI’NA SARILDI

Yeniden söz alan Bakan Ağbal, şunları söyledi: “Kurtuluş Savaşı zamanında bu ülkenin karşılaştığı işgal karşısında yaşanan acılara, ıstıraplara, bu ülkenin bin yıllık medeniyet kültürüne ve birikimine karşı yapılan saldırıya karşı bir iç okumadır, o tarihsel dönemin bir anlatısıdır. Hiçbir şekilde bir millete veya dine karşı saldırı anlamını taşımaz.

Zaman zaman burada Kurtuluş Savaşı dönemini anımsıyoruz, Kurtuluş Savaşı döneminde yapılanları biliyoruz ve bugün gelinen noktada bu okuduğum şiir tamamen tarihsel bağlamında o döneme ait gelişmeleri özetleyen bir şiirdir. Benim herhangi bir millete, dine karşı olumsuz düşünce içinde bunu söylemem mümkün değildir, sadece tarihsel koşullar içerisinde bu söylenmiştir.

Sabahleyin burada yapılan konuşmalarda da Cumhuriyetin kuruluşuna ilişkin olarak birtakım temennilerde ve takdirlerde bulunulmuştur. Okuduğum bentler de tamamen bu bağlamda söylenmiş şeylerdir. Bunu maksadından, bağlamından koparıp bugün güncel bir şekilde bu meseleyi farklı bir yere saptırmak olsa olsa sizin kafanızın ardındaki esas ayrımcılık ve esas nefret söylemine dayanmaktadır.”

TBMM Başkanvekili CHP’li Akif Hamzaçebi, Türkiye’de yaşayanların camiye, cemevine, kiliseye, sinagoga gidebileceğini ya da herhangi bir inanca mensup olmayabileceklerini kaydetti. Hamzaçebi, “Hepsi saygıdeğer vatandaşlarımızdır. Bu Genel Kurulda bunun dışında bir düşüncenin olabileceğini ben düşünmüyorum, buna ihtimal vermiyorum” dedi.

Yeniden söz alan HDP’li Baluken, “Sayın Bakan’ın özrü kabahatinden beter” diye konuştu.

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise, nefret suçlarıyla mücadele konusunda AKP’nin yaptıklarının ortada olduğunu savunarak şunları söyledi: “Konunun anlamından fazla köpürterek bu şekilde mukabele edilmesini de uygun bulmuyorum. Sonuçta, İsmet Özel’in bir şiiridir. Kendi bağlamı içinde görülmelidir. AK Parti’nin içinde de Hristiyan bir vekilimiz vardır, bütün partilerde olduğu gibi” ifadelerini kullandı.

TARTIŞMA UZAYINCA BAKAN GERİ ADIM ATTI

Hamzaçebi, tartışmanın sürmesi üzerine birleşime ara verdi. Aranın ardından söz alan Maliye Bakanı Ağbal, “Şiiri okurken maksadım asla herhangi bir milleti, dini hedef almak değildi. Bütün yaşantım buna delildir. Bütün dinler ve milletler, bütün insanlık hepimizin ortak değerleridir. Bunu kollamak, korumak, geliştirmek hepimizin görevidir. Şiirden maksadını aşacak, bazı arkadaşları üzecek şekilde bir anlam çıkarılmış olabilir, bundan dolayı ben de üzgünüm” dedi.