AKP ve Tayyip Erdoğan, Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan halk ayaklanmalarının yükselişi karşısında oradaki diktatörlere halka kulak verme çağrısı yaparken, kendi ülkesinin mağdurları Kürtlerin başlattıkları sivil itaatsizlik eylemlerine bile tahammül edemedi.

Seçim barajından sonra bağımsız adaylara getirilen yüksek ödeme miktarından beklediği sonucu alamayan AKP, YSK eliyle yapmak istediği müdahale de geniş halk tepkisiyle ters tepince çözümü operasyonlarda aramaya başladı.

KÜRTLER NE YAPSA TEHDİT

Batman, Dersim, Adıyaman, Diyarbakır, Bingöl, Antep, Şırnak, Siirt, Silopi, Kızıltepe, Nusaybin, İdil, Cizre, Van, Doğubayazıt, Bulanık, Varto, Malazgirt, Adana, Mersin, İzmir, Manisa ve Iğdır'da kurulan "Demokratik Çözüm Çadırları" gece yarısı saat 02.00'da eşzamanlı olarak yüzlerce polis tarafından basıldı. Çadırlar ve çadırdaki eşyalara el konulurken baskınların "Kamu güvenliğini tehdit" iddiasıyla yapıldığı bildirildi. Baskınlar sırasında çok sayıda kişi gözaltına alınırken, Emek Özgürlük ve Demokrasi Bloğu adayı Ferhat Tunç başından yaralandı.

Ayrıca Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi çeşitli gerekçelerle günlerdir engellenirken, sınır ötesindeki birçok bölgede bombalama, sınıra sevkiyat ve operasyonlar başlatıldı.

Bütün bu gelişmeler AKP’nin seçim sürecine barış ve sükunet içinde girmektense savaşı kışkırtmayı tercih ettiğinin göstergesi olarak görülüyor. AKP’nin savaş kışkırtıcılığıyla Kürt hareketinin üzerine gitmeyi, bağımsız aday çalışmasını sıkıştırmayı ve milliyetçi oyları kazanmayı hedeflediği düşünülüyor.