Şarap ve Peynir isimli blog sayfasında Tekin Öztop'a ait bir yazı paylaşıldı. Yazı, AKP'nin İstanbul mitingine dair izlenimleri ve analizleri içeriyor.

Miting için özel olarak hazırlandığını aktaran Tekin Öztop'un, kulağındaki küpelerinden elbiselerine kadar miting için özel bir görsel revizyona girdiği görülüyor ve yine Öztop'un, ilk yola çıkış sürecinden mitingin bitişine kadar birçok anı fotoğrafladığı gözleniyor.

Tekin Öztop'un "AKP mitinginde bir çapulcu" başlığıyla kaleme aldığı yazıda, AKP'nin İstanbul'da gerçekleştirilen Yenikapı mitinginde yaşananlar ve mitinge katılan insanlarla ilgili ilginç gözlemlere yer verilerken, sonuçlar kısmında durum şöyle özetleniyor:  

Sonuçlar:

* AKP seçmeninin önemli bir kısmı taraflı kitle iletişim silahlarının etkisi altında. İnternet kullanımı yok veya limitli...twitter, mivitter zaten yok, kapatılsa da dert değil...onların meselesi değil.

* Fakirler...açlıkla tehdit edildiği için oradalar...yedikleri azıcık aşı "Tayyip" veriyormuş hissindeler. O olmasa o aş gelmez sanıyorlar.

* Kendileri gelmiyorlar...getiriliyorlar. Teşvikler ve taşımalarla.

* Çoşkulu değiller...kenetlenme durumu yok...birilerinin karar vermesini ve kendilerine söylemesini bekliyorlar. Mitinglerde sürekli söyleneni tekrar etme durumu var.

* Tayyibi seviyorlar ama konuşmasını bitirmesini beklemiyorlar bile. Paralel devlet, istiklal savaşı filan gerçek dertleri değil.

* O kadar büyük miting meydanında doğru dürüst miting filan yapılamaz. Duyulamıyor, görülemiyor. Adamın tek derdi, gazetelere "Milli İrade" fotoğrafı vermek.

* Basit, zıtlıklara dayalı düşünüyorlar. Çevrecilik, demokrasi, özgürlük filan anlaşılmıyor...kafa karıştırıyor, rahatsız oluyorlar.

Bu lanet iktidar kontrollü olarak aç ve eğitimsiz bıraktıklarını daha büyük bir açlıkla tehdit ederek iktidarda kalıyor. İnsanlar bilinçaltlarında bu korkuyu taşıyor ve bir baba edasında seviyorlar tepelerindeki tiranı. Muhtaçlar...babanın eline muhtaçlar...babanın arada bir kötü söz söylemesi önemli değil...veya evin diğer oğlunun ağzını burnunu kırmasına ses çıkarmak istemiyorlar. O kardeş zaten yoldan çıkmış. Dayakla uslanır belki diyorlar. Bu arada aynı baba bizim konuşmamızı da yasaklamış. Kardeşimize yaşam tarzımız ve babamız hakkındaki gerçekleri anlatmamızı engelliyor. Gezi 15 gün elimizdeyken yakınlaşmanın ve kitlesindeki yumuşamanın farkına vardı ve tekme tokat daldı. Şimdi "onların gazetelerini okumayıııın!" diye anırıyor, interneti kapatıyor.

Seçimden bişi çıkmaz...ama artık "Nasıl olur yaaa, nasıl hala buna oy verirler???" sorusu ile vakit kaybetmeyeceğiz. Derdimiz seçim sonrası olacak. Enerjiyi sağlıklı harcamamız önemli

Şarap ve Peynir isimli blog'taki yazının tamamına gitmek için tıklayınız…