Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), şarkıcı Atilla Taş'ın başvurusunda hak ihlali kararı vererek Türkiye'yi mahkum etti.

İfade Özgürlüğü Derneği hukuk ekibi tarafından yapılan başvuruda, AİHM, Atilla Taş’ın başvurusunu kabul etti ve Sözleşme’nin 5 (1) (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve 10. (ifade özgürlüğü) maddelerinden ihlal kararı verdi.

Mahkeme, Ankara'nın Taş' a 12 bin 275 euro manevi tazminat ve 3 bin 175 euro da mahkeme masrafı ödemesine karar verdi.

ANAYASA MAHKEMESİ DE HAK İHLALİ KARARI VERMİŞTİ

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 14 ay Silivri Cezaevi’nde kalan Atilla Taş, 15 Nisan 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkeme tarafından tahliye edilmiş ancak aynı gün yapılan itiraz üzerine yeniden tutuklanmıştı.

Üç gazeteciyle birlikte tutuklanan Atilla Taş mahkemede verdiği ifadede, "Ben böyle bir yapılanma içinde olduklarını bilseydim, değil gazetelerinde çalışmayı, selam dahi vermezdim" demişti.

Taş, 23’ü tutuklu 29 sanığın yargılandığı davada; 'Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) medya yapılanması'na ilişkin, “örgüt üyeliği” ve “darbeye teşebbüs” suçlarından açılan dava dosyalarının birleştirilmesinin ardından, 26 Ekim 2017 tarihinde tahliye edilmişti.

Atilla Taş, İstinaf Mahkemesi’nin 3 yıl 1 ay 15 hapis cezasını onaması üzerine de 9 Kasım 2018'de yeniden tutuklanmıştı. Anayasa Mahkemesi, Taş’ın tahliye edilmesinin ardından yeniden tutuklanması ile ilgili hak ihlali kararı vermişti.

İstinaf Mahkemesi kararı duruşma yapılmadan, savcının mütaalası taraflara tebliğ edilmeden verilmişti.

AİHM'in Atilla Taş kararı, Kavala ve Demirtaş'ta olduğu gibi bir soruşturmadan bırakıyormuş gibi yapıp başka soruşturmadan tutuklamanın hukukun etrafından dolanmak olduğunu ve aynı olaylar nedeniyle iki farklı kuraldan tutuklamanın tek tutuklama sayılması gerektiğin söylüyor.

KEREM ALTIPARMAK: KAVALA VE DEMİRTAŞ'TA OLDUĞU GİBİ...

AİHM'nin kararını değerlendiren hukukçu Kerem Altıparmak, "AİHM'in Atilla Taş kararı, Kavala ve Demirtaş'ta olduğu gibi bir soruşturmadan bırakıyormuş gibi yapıp başka soruşturmadan tutuklamanın hukukun etrafından dolanmak olduğunu ve aynı olaylar nedeniyle iki farklı kuraldan tutuklamanın tek tutuklama sayılması gerektiğin söylüyor. Bir başka deyişle Atilla Taş kararı (para. 71-79)'da neden Kavala'nın ve Demirtaş'ın aynı olaylar ve fakat başka gerekçelerle tutuklanmasının Sözleşmenin ruhuna aykırı olduğuna da bir kez daha saptamış oluyor" dedi.

TAŞ: BURUK BİR SEVİNÇ YAŞIYORUM

Taş, AİHM'in ihlal kararından sonra şunları söyledi:

“AİHM'in bu kararı sevindirici. Böyle kararlar aslında olması gereken kararlar. Mutlu oldum ama buruk bir sevinç yaşıyorum. AİHM bu süreçte sınıfta kaldı. Kararlarını çok geciktirdiler. Bazı konularda çok gereksiz kararlar da verdiler. Türkiye'de bir hukuk, adalet mekanizması olmadığını artık bütün dünya biliyoruz. Mahkemeye gittiğimizde ceza alacağımızı biliyoruz. Yani mahkemeden cezasız çıkmayacağımızı biliyoruz. Örneğin bizi tahliye eden bir mahkeme heyeti görevden alınıyorsa biz oradan nasıl bir adalet bekleyebiliriz. Umarım bu dönem geçer ve Türkiye bir nefes alır. Şu an için bir umudum yok. Bize hakaret edenler, küfür edenler oluyor savcılar biz olunca takipsizlik veriyor. Fakat aynısını karşı taraf yaptığında bizim ceza almama gibi bir durumumuz yok. Bu düzenden yorulduk, bıktık.”