Cumartesi Anneleri bu kez, 18 Mart 1993 tarihinden bu yana kayıp olan Ahmet Şahin'in dosyasını açıkladı, Şahin'in kaybedilmesinden sorumlu olarak gördükleri dönemin Lice İlçe Jandarma Karakolu Komutanı Nevzat Arık'ın yargılanmasını istedi. Eylemde konuşan Kenan Bilgin ağabeyi İrfan Bilgin, Meclis'te kurulan komisyona tepki gösterdi, "Bu komisyondan kimseye yarar gelmez" dedi. Hasan Ocak'ın ağabeyi de zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olan Sivas Katliamı Davası'na çağrıda bulundu.

 

ŞAHİN'İ SORUN AKRABASINI DA GÖZALTINDA TUTTULAR

Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Sine Köyü'nde yaşayan Ahmet Şahin, 18 Mart 1993 tarihinde Diyarbakır'a hastaneye gitmek üzere yola çıktı. Ancak Şahin, Hazro girişinde askerler tarafından gözaltına alındı. Lice Jandarma Karakolu'nda gözaltında olan kişiler serbest bırakılınca, Ahmet Şahin'in aynı karakolda olduğunu haber verdi. Ailesi, akrabaları Halil Kaplan'ı karakola gönderdi. Kaplan'a bilgi verilmediği gibi 3 gün gözaltında tutuldu.

 

O günlerde Lice Yatılı Bölge Okulu'nun bir bölümü askerler tarafından sorgu merkezi olarak kullanılıyordu. Bu okulun öğrencilerinden İsmail Demirci, Ahmet Şahin'in akrabasıydı. Demirci, Şahin'i askerlerin arasında, gözleri bağlı, elleri arkadan kelepçeli, yüzü kan içinde bir minibüse bindirilirken yakın mesafeden gördü ve ailesine haber verdi.

 

Aile, Diyarbakır DGM'ye başvuruda bulundu. Diyarbakır DGM, 20 Nisan 1993 tarihli yazısında aileye, "Ahmet Şahin, 22 Mart 1993 tarihinde gözaltına alındı. 27 Mart 1993 tarihinde mevcut durumuna sabit ikametgahına göre serbest bırakıldı" dedi.

 

İMZA SAHTE ÇIKTI

Ancak söz konusu belgenin altında imzası olan savcının o tarihte izinli olduğu ortaya çıktı. Ayrıca 27 Mart, Ramazan Bayramı'nın hemen bitimindeki Cumartesi gününe denk geliyordu. Ailesi, uzun bir resmi tatilde Şahin'in Lice'de savcılığa çıkartılıp serbest bırakılmasını inandırıcı bulmadı.

 

Bugünkü eylemde Şahin'in dosyasını açıklayan Cumartesi Anneleri, "Ahmet Şahin'in kaybedilmesinden Lice İlçe Jandarma Karakolu Komutanı Nevzat Arık'ı sorumlu tutuyor, yargılanmasını istiyoruz" dedi.

 

İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklama yapan Ezgi Üçşahinler, Arık'ın döneminde Lice ve Hazro'da çok sayıda insanın kaybedildiğine dikkat çekti, "Bu kayıplardan Kamil Gündoğan'ı sormak için karakola giden babasına, 'Evet oğlunu ben öldürdüm, çöplüğe attım' diyecek kadar pervasız olan bu subay, albay rütbesiyle emekli olduktan sonra MHP'nin 24. dönem Kayseri milletvekili adaylarından biri oldu" dedi.

 

KİMLER GÖREVDEYDİ?

Üçşahinler, Şahin kaybedildiğinde görevli olan askeri ve sivil yetkililerin isimlerini sıraladı:

 

"Süleyman Demirel, Başbakan'dı. İsmet Sezgin, İçişleri Bakanı'ydı. Doğan Güreş, Genelkurmay Başkanı'ydı. Ünal Erkan OHAL Valisi'ydi. Ahmet Çörekçi, MGK Sekreteri'ydi. Hasan Kundakçı, Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutanı'ydı. İlker Başbuğ, Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutan Yardımcısı'ydı.

 

"Ahmet Şahin'i kaybeden iklimi onlar yarattı. Onlar bu suçun ortağı, azmettiricileridir. Onlar yargılanmadan bu dosya bizim için kapanmayacak" diyen Üçşahinler, son olarak şunları söyledi: "Kayıpların gerçekleştiği dönemdeki inkar ve cezasızlık politikası bugün de sürüyor. Kayıplarla ilgili devletin devam eden eylemsizliği uluslararası insan hakları belgelerine göre, kaybetme suçunun devamı niteliğindedir. Gözaltında kaybetme suçu, kaybedilen kişinin akıbeti gizli tutulduğu sürece devam eder. 19 yıldır Ahmet Şahin'e ne olduğunu açıklamayan, faillerini yargılamayan tüm hükümetler onun kaybedilmesi suçunun devamcılarıdır. Bu suçu işlemekte ısrar edenlerin hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi vaatleri samimi olamaz."

 

KAYIP EŞİNDEN MEDYAYA: NEDEN KORKUYORSUNUZ?

Bugünkü eylemde kayıp yakınları da söz aldı. Eşi Nihat Aydoğan'dan 31 Kasım 1993 tarihinden bu yana haber alamayan Halime Aydoğan, medyaya tepki gösterdi, "Buraya gelip çekiyorsunuz, ama yayınlamıyorsunuz. Neden korkuyorsunuz?" dedi. "Biz korkmuyoruz" diyen Halime Aydoğan, eşinin mezarını buluncaya kadar vazgeçmeyeceğini belirtti. Devlete seslenen Aydoğan, "Kayıplarımızın mezarlarını biliyorsun, artık açıkla" dedi.

 

'BU KOMİSYONDAN KİMSEYE HAYIR GELMEZ'

Kayıp Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin, AKP hükümetinin "ileri demokrasi" söylemine atıfta bulunarak, "Bu kayıplar, faile meçhuller, katliamlar aydınlatılmadığı sürece, demokrasinin 'd'sini bile ağzına alamazsınız" dedi. Geçtiğimiz günlerde Meclis bünyesinde oluşturulan alt komisyona ifade için çağrıldığını anımsatan Bilgin, "O komisyondan resmen iğrendim. Komisyondaki milletvekilleri kafalarındaki art niyetlerden kurtulmadıkları sürece o komisyondan bize fayda gelmez. BDP'li vekillerin verdikleri bütün önergeler AKP'liler tarafından reddediliyor" diye konuştu.

 

SİVAS KATLİAMI DAVASI İÇİN ÇAĞRI

Eylemde son olarak, 21 Mart 1995 tarihinde gözaltına alınarak işkence ile öldürülen Hasan Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak söz aldı. 12 Mart Gazi, 16 Mart Beyazıt Katliamlarını hatırlatan Ocak, "Mart ayı katliamlar ayı" dedi. 13 Mart günü Ankara'da görülecek Sivas Katliamı davasına dikkat çeken Hüseyin Ocak, "Katliamın üzeri zamanaşımı ile örtülmek isteniyor. İzin vermemek için 13 Mart günü Ankara'da olalım" dedi.

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyelerinin de katıldığı Cumartesi eylemi, "364. haftada buluşma" sözüyle sona erdi.

 

Fotoğraflar: RUKEN ADALI (ANF)