Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, eski milletvekilleri ve yöneticilerine yönelik yürütülen 'Kobani soruşturması' kapsamında, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün de ifadesi alındı.

Mardin Adliyesi’ne gelen Türk'e, HDP Milletvekili Pero Dündar, partililer ve avukatları eşlik etti. Türk, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Ankara Adliyesi’ne bağlanarak, savcılığa ifade verdi.

Türk'e HDP Milletvekili Pero Dündar, parti yöneticileri ile avukatları eşlik etti.

SAĞLIK DURUMU ELVERİŞLİ OLMADIĞI İÇİN ADLİYEDEN AYRILDI

Yurtdışına çıkış yasağı talebiyle mahkemeye sevk edilen Ahmet Türk, ifade verdikten sonra adliyeden ayrıldı. Mardin Milletvekili Pero Dündar, “Ahmet beyin zaten yurtdışı yasağı vardı. Bu davadan da yurtdışı yasağı talep edildi. Ahmet bey sağlık durumunun elverişli olmaması nedeniyle adliyeden ayrıldı, mahkemeyi avukatları takip edecek” dedi.

Duruşmada Türk’e, HDP'nin 6-8 Ekim tarihlerinde Genel Merkezi’ne ait sosyal medya sayfalarından yapılan paylaşımları, HDP MYK'si tarafından yapılan açıklama, 20 Eylül 2014'te basına verdiği demeçler ile Kobani'de çatışmaların sona ermesinin ardından kente giden heyette yer almasına dair sorular soruldu.

'ŞİDDETİN SORUNU ÇÖZEMEYECEĞİNİ BİNLERCE KEZ SÖYLEDİM'

Ahmet Türk, ifadesinde Kobani'ye devletin bilgisi dahilinde gittiklerini belirterek, şunları söyledi:

“Ben 1973 yılında parlamentoya girdim. 6 dönem milletvekilliği yaptım. Hayatım boyunca sorunları demokratik çözümlerle çözme konusunda çalışmalar yaptım. Yüzlerce kez televizyon programlarına çıktım. Açıklamalar yaptım. Burada demokratik ve barışçıl çözüm konusunda ısrarcı oldum. Şiddetin sorunu çözmeyeceğini binlerce kez ifade ettim. Kobanê'de insanlık dramı yaşanıyordu. 15 binden fazla mülteci oraya gelmiş bu mültecilere yardım konusunda sadece bizler yardım çağrısı yapmadık, devletin kendisi dahi bu konuda yardımda bulundu. Yine Mardin Valisi ile birlikte yardımları organize ettik. Bu konuda bazı açıklamalarım var ama açıklamalarımda gerçekten ifade ettiğiniz gibi, bir yardım, dayanışma ve halkın yardım konusunda duyarlığını dikkate alma yönünde bir çağrı idi. Ben o dönemde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanıydım. Merkez Yürütme Kurulu’nda değildim. MYK'daki açıklamaları bende basından kamuoyuna yapılan açıklamalardan öğrendim.

Kobanê'ye gittim, Urfa Valisinin ve Suruç Kaymakamlığının izni ile gittim. Oradaki duruma bakmak, oradaki yıkılmış binaları tespit etmek, oradaki durumun ne olduğunu öğrenmeye yönelik bir ziyaretti. Bu ziyareti 10-15 kişilik grupla yaptık. Buraya izin dahilinde gittik. Oradaki durumu görmeye dönük yardım konusunda neler yapılabilir konusunda bir ziyaretti, yoksa herhangi bir örgüt yöneticisi ile bir görüşme, KCK ile bir görüşme olmadı. Sadece durum tespiti yaptık ama Kobanê'de kalan bazı insanlar bizi karşıladılar, duygu ve düşüncelerini, nelerin yaşandığını tespit etmeye ve onu görmeye gitmek için gittim, mesele bu kadardır.

'SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM'

O dönemde sizde biliyorsunuz, Irak Federe Yönetimi ile silah, zırhlı araçlar gönderildi. O dönemde bizim gitmemiz, devletin o konudaki yaklaşımından kaynaklanıyor. Çünkü Irak'dan malzemeler gitti, zırhlı araçlar Türkiye üzerinden gitti, bizim gidişimiz izinli bir gidiş, Vali'nin Suruç Kaymakamlığının izni ile yaptığımız ziyarettir. Bu ziyareti sadece biz yapmadık, izin dahilinde birçok grup gitti. Durum budur. Yapılan suçlamalar fezlekelerdeki suçlamaları kabul etmiyorum. Kesinlikle 6-8 Ekim olaylarında Mardin'de idim. 1-2 esnafın camı kırılmıştı, onları ziyaret ettim. Bu süreçte hep sükunet çağrısı yaptım, şiddet çağrım olmamıştır. Türkiye kamuoyunun tamamı beni tanır. Bunun dışında söyleyecek fazla bir şeyim yoktur, Irak'a gidişim Celal Talabani felç olmuştu, Almanya'dan döndüğünde ziyaretine gitmiştim, sorduğunuz tarihte olup olmadığını tam hatırlamıyorum, en son gittiğimde Celal Talabani'yi ziyarete gitmiştim."

Ahmet Türk, adliye çıkışında da 6 yıl sonra böyle bir davanın açılmasının siyasi bir karar olduğunu söyledi. Mahkeme, Türk hakkında adli kontrol kararı verdi.

KİMLER TUTUKLANDI?

Soruşturma kapsamında 20 Eylül 2019’da HDP eski eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, 2 Ekim’de HDP MYK üyesi Alp Altınörs, HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, eski milletvekili Ayla Akat Aka, HDP eski MYK üyeleri Bircan Yorulmaz, Berfin Özgü Köse, Dilek Yağlı, Can Memiş, Günay Kubilay, Bülent Parmaksız, Pervin Oduncu, İsmail Şengün ve Cihan Erdal, HDP eski Genel Saymanı Zeki Çelik, HDP RTÜK üyesi Ali Ürküt, Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, eski milletvekili Prof. Dr. Emine Beyza Üstün, Emine Ayna, 12 Ekim’de de DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve eski milletvekili Aysel Tuğluk, 17 Ekim'de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak tutuklanmıştı. Eski Milletvekili Gülser Yıldırım'a ise "ev hapsi" verilmişti.