Niğde'de yapılan IŞİD saldırısı ve Adana'da durdurulan tırlara ilişkin haberler yapan Ahmet Şık, MİT'ten bir telefon aldı. Hakkında suikast iddiaları olduğu belirtilen Şık, konuya ilişkin gelişmeleri anlattığı bir yazı kaleme aldı.

IŞİD militanlarınca Niğde Ulukışla’da üç kişinin öldürüldüğü saldırıyla ilgili dava dosyasından yola çıkarak yaptığı haberlerle ses getiren Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık, Emniyet’in ‘Seni öldürtecek’ diyerek uyardığı Suriye’de yaşayan THKP/C’nin eski lider kadrosundan Mihraç Ural’la telefonda konuştu. Ural’ın söz konusu iddiayı komik bulduğunu aktaran Şık, “Fiili bir saldırı olacağını zannetmiyorum ancak olası bir saldırıda hedef saptırmaya çalışıldığı açık” dedi. Şık, "Ural’dan değil AKP ve MİT’le bağlantılı kişi ya da örgütlerden saldırı olabilir" diye belirtti.

Ahmet Şık'ın "Suikastçımla(!) konuştum" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

(...)Dosyaya sahip olan bir avukattan rica ettim gönderdi. Okudum. Ortaya haberler çıktı. Devamı da gelecek. Haberlere yönelik sessizliğin üzerine bir de linç kampanyası yürütülmesi rahatsızlığın ifadesiydi. Tam da bu yüzden bir MİT çalışanından telefon geldi. Vahdet gazetesinde öne sürülen Mihraç Ural'la bağlantılı olarak haberleri yaptığım iddialarının benzeri dile getirilerek manipüle edildiğim söyleniyordu. “Zaten kimlerle görüştüğünü de biliyoruz” diye söylemeyi de ihmal etmedi arkadaş. Kastedilenlerden birisi Mihraç Ural'dı. Çünkü arayıp hem kendisiyle hem de şimdi Suriye'de kaçak olarak yaşayan ve Suriye'ye yönelik MİT'in içinde olduğu her türlü yasa dışılığı bildiğini iddia eden eski bir teşkilat mensubuyla söyleşi yapmak istediğimi ilettim. O söyleşiyi yapmak için de hala yanıt bekliyorum.

Mihraç Ural beni öldürtecekmiş!

Önceki gün bir telefon da polisten geldi. İstanbul Koruma Şube Müdürlüğü'nden arayan bir memur arkadaş, hakkımda İstihbarat Daire Başkanlığı'na gelen bir uyarı olduğunu söylüyordu. Dün de koruma isteyip istemediğime ilişkin evrakı teslim etmek üzere gazeteye geldi. Evrakta “Suriye/Esad rejimi ve THKP/C Acilciler terör örgütü ile irtibatlı Mihraç Ural'ın organizesinde, 2015 yılı Mart ayından genel seçimlere kadar ülkemizde bir dizi terör eylemi planlandığı, planlanan eylemler arasında canlı bomba , suikast vb eylemlerin yer aldığı, eylemlerde yer alması muhtemel şahısların önümüzdeki günlerde Türkiye'ye aktarılması ya da Türkiye'deki irtibatlarının harekete geçirilmesinin beklendiği, eylem hedefleri arasında Ahmet Şık'ın da bulunduğu bildirilmiştir” yazıyordu. Gelen memur arkadaşa rutin olarak tehdit aldığımı ancak koruma istemediğimi söyledim. Bir de yazıda sözü geçen Mihraç Ural'dan değil aksine AKP ve MİT'le bağlantılı kişi ya da örgütlerden saldırı olabileceğini anlattım. Twitter'daki sahte hesapların hükümet ya da MİT kontrolünde olduğu iddiasını da buradan bir kez daha dile getirmiş olayım.

Suikastçım telefonun diğer ucunda

İddialar üzerine Mihraç Ural’ı aradım. Söz konusu yazıda geçen ifadeleri okudum ve yorumunu sordum. Gürültülü bir kahkaha attıktan sonra şunları söyledi: “Bu çok komik. Uzun zamandır Mihraç Ural adı üzerinden yalan senaryolar üretiliyor. Daha önce de benzer senaryolar gündeme sokulmuştu. Şimdi yine aynı kurguyla halkı tedirgin etmek, seçimlerde AKP'ye karşı oy kullanacak insanları sindirmek istiyorlar. Suriye ve Mihraç Ural kaynaklı terör dalgası yaşanacak senaryosuyla provokasyonlar planlanıyor. Suriye'nin siyasi olarak suçlanması amaçlanıyor. Hayatımın hiçbir döneminde kimseye şiddet kullanarak zarar vermedim. Bundan sonra da yapacak değilim. Siz gibi değerli aydınları halkımızın serveti olarak görüyorum. Bunu yapanları lanetliyorum.”

Hiçbir gerçek gizli kalmaz

Fiili bir saldırı olacağını zannetmiyorum ancak olası bir saldırıda hedef saptırmaya çalışıldığı açık. Yapılmak istenen sadece korkutmaya çalışmak. Kontrol edemedikleri medya organlarını, biat ettiremedikleri gazetecileri sindirmeye çalışıyorlar. Haber yapma diyorlar. Ne ile uğraştığımı ben de, beni sindirmek isteyenler de biliyor. Sadece şunu söylemek istiyorum: O otobüslerin nereye gittiğini ve yolcularının kim olduğunu biliyorum. Tıpkı TIR'lardaki silahların kim eliyle nereye gittiğini bildiğim gibi. Tüm Türkiye ile birlikte siz de okuyacaksınız. Hiçbir gerçek gizli kalmaz. Ne kadar derine gömseniz de pis koku yaymaya devam eder."