Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) referandum için hazırladığı ara raporunda, ‘Hayır’ kampanyasına yapılan engellemelere geniş yer ayrıldı.

Dışışleri Bakanlığı, hükümet yetkilileri, Yüksek Seçim Kurulu, kamu kurumları, siyasi parti, medya, sivil toplum ve uluslararası toplum temsilcileriyle görüşen AGİT heyeti, 17 Mart-7 Nisan tarihlerini kapsayan bir ara rapor hazırladı.

Raporda, devlet imkanlarının ‘Evet’ için seferber edildiği ve ‘Hayır’a yapılan baskılar ile, sivil toplumun referandum sürecine kısıtlı bir şekilde katılımına izin verildiği anlatıldı.

Raporda HDP’nin tutuklu vekilleri ile televizyonlarda kampanyalara eşit süre verilmesini şart koşan kanunun iptal edilmesi de yer aldı.

Diken'de yer alan habere göre AGİT’in raporunda yer alan tespitler ana hatlarıyla şöyle:

* Kampanya açık şekilde başbakan, diğer bakanların bazıları ve anayasal olarak partilerden bağımsız olması ve görevini tarafsız şekilde yerine getirmesi gereken Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere çok sayıda ileri gelen ulusal düzeyde ve daha alt düzeydeki kamu görevlisi tarafından destekleniyor.

* ‘Hayır’ kampanyasına destek veren bir sivil inisiyatif süreçteki tüm siyasi katılım haklarını edinmek için siyasi parti olarak kaydedilmeyi denedi, kayıt belgelerini 6 Şubat tarihinde sundu ama kaydedilmedi.

* Güneydoğu’da göç eden bazı kişiler seçmen kayıtlarını değiştirebilmeleri konusunda endişeli.

SİVİL TOPLUM, SOSYAL MEDYADA KALDI

* Sandık kurulu üyelerinin seçiminde ilçe seçim kurullarına rehberlik sağlamak üzere, yasada bulunan ‘iyi ün sahibi olma’ gereğinin uygulanması konusunda YSK ilk kez bir karar aldı. Güneydoğudaki bazı illerde HDP tarafından belirlenen en az 140 sandık kurulu başkanı ‘kötü ünleri’ öne sürülerek görevden alındı.

* Sivil toplum kampanya faaliyetleri büyük ölçüde sosyal medya ile sınırlı kaldı.

* Bugüne kadar kampanya kutuplaşma ve bazı kısıtlamalar ile karakterize oldu. Birtakım siyasi liderlerin ve aktivistlerin parmaklıklar ardında olması bazı grupların kampanya yapma yetilerini ciddi ölçüde kısıtladı.

Gazetecilere baskılar

* Şimdiye kadar ‘Hayır’ destekçileri, bazı durumlarda, kampanya sırasında polis müdahalesi ile karşılaştı, aynı zamanda bunların bir kısmı cumhurbaşkanına hakaret veya yasadışı toplantı düzenleme gibi suçlamalar ile tutuklandı.

* Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Antalya Başsavcı Yardımcısı da dahil olmak üzere birtakım kıdemli politikacılar ve devlet memurları ‘Hayır’ kampanyasını veya ‘Hayır’ oyu verenleri terör örgütleri ve Temmuz 2016 darbe girişimi planlayıcıları ile denk tutuyor.

* Birtakım siyasi parti temsilcileri aktif olarak kampanya yürütmek için yeterli fona sahip olmadıklarını iddia etti.

* Hükümlerdeki belirsizlikler gazeteciler aleyhinde adli kovuşturmalar ve hapsedilmeleri için gerekçe olarak kullanılabiliyor.

* Bir olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi YSK’nın tarafsız yayın yapmayan özel yayın kuruluşları üzerindeki cezai müeyyide yetkisini ortadan kaldırdı.

Gözlem sınırlı

* Mevzuat, uluslararası gözleme veya parti bağlantısı olmayan vatandaşların gözlemine olanak tanımıyor. İki sivil toplum kuruluşu, akreditasyon için başvuruda bulundu ve başvuruları reddedildi.

* Darbe girişiminin ardından, en azından üçü geçmiş seçimlerde gözlem çabalarını desteklemiş olan 1583 sivil toplum kuruluşu tasfiye edildi. Daha önceki seçimleri gözlemleyen sivil toplum kuruluşları, genel siyasi durum veya güvenlik sebebiyle ya gözlem çabalarından kaçınacak ya da bu çabalarını belirgin bir biçimde sınırlandıracak.

Venedik Komisyonu, önerilen değişikliklerin sonucunda güçler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının güvence altına alınmayacağını, böylelikle ‘otoriter bir başkanlık rejimine dönüşmemesi için gerekli olan denge ve denetleme mekanizmalarından mahrum olduğunu’ belirtti.

* Görüşme yapılan pek çok muhatap, önerilen değişikliklerin meclisten aceleye getirilerek geçirilmesi ve kapsamlı ve içerici bir kamuoyu danışmanlığından mahrum olunması konularındaki endişelerini dile getirdi.