Muş'un Varto ilçesine bağlı Badan Köyü'ne Nisan 2016'da yapılan baskında üç kişi ile birlikte 'örgüt üyeliği' iddiasıyla tutuklanan 85 yaşındaki Sise Bingöl, Muş F Tipi Cezaevi'ne konmuştu. Haziran 2016'da yapılan ilk duruşmada hastalığı göz önünde bulundurularak tahliye edilen Bingöl’e devam edilen yargılama sonucu Nisan 2017'de 'örgüte yardım etmek' iddiasıyla 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Aynı suçlamadan yargılanan oğlu ile birlikte tutuklanarak önce Muş Cezaevi'ne gönderilen Bingöl, buradan Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'ne sevk edilmişti.

Avukatları, ağırlaşan sağlık sorunları nedeniyle Anayasa'nın 104'üncü maddesi b bendinde belirtilen sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali kapsamında Sîsê Bingöl'ün cezasının süresiz olarak ertelenmesi için başvuruda bulundu. Bunun üzerine Bingöl'ün cezaevinde kalıp, kalamayacağının belirlenmesi için 2 Kasım'da Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne sevki yapıldı.

'YÜZDE 97 FONKSİYON KAYBI VAR'

8 gün süren tetkiklerin dair ardından hazırlanan raporda, Bingöl'ün yaşını dahi bilmediği, dün yediğini hatırlamadığı, hangi yılda olduğunu ve ayları bilmediği, birlikte yaşadığı insanların isimlerini hatırlamadığı, gece gündüz ayrımı yapamadığı, idrar inkontinansı olduğu, kas gücü defisiti olmadığı tespiti yapıldı. Yine yapılan biyopside akciğer kanseri olduğu yönünde bulgulara rastlanan Bingöl'ün, yaş ve diğer hastalıklarına dair yapılan değerlendirmede bedeninde yüzde 97 fonksiyon kaybı olduğu raporlandı. Bu nedenle Bingöl'ün cezaevinde kalmasının hayati risk taşıdığı vurgulandı.

'HAYATİ TEHLİKESİ BULUNUYOR'

Hazırlanan raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:

"Kişide mevcut rahatsızlıkları dikkate alındığında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16. Maddesi gereğince cezasının süresiz olarak tehirinin gerekeceği, kişinin cezasın infazının cezaevinde infazı halinde hayati bakımdan tehlike arz edeceği, hükümlünün rahatsızlığının T.C. Anayasasının 104/2-b maddesinde yazılı sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali niteliğinde olduğu tıbbi kanaatine varıldı."

ATK: KENDİNİ KÖTÜ GÖSTERME ÇABASINDA

Hazırlanan bu rapor, 19 Kasım'da Adli Tıp Kurumu'na (ATK) gönderildi. Bu raporla birlikte Mersin Üniversitesi'nde yapılan detaylı tetkiklere rağmen Bingöl hakkında yeni bir rapor hazırlandı. ATK, tarafından hazırlanan bu raporda cezaevinde kalmasının hayati risk oluşturduğu belirtilen Bingöl hakkında "Kendini kötü gösterme çabası içinde olduğu düşünüldüğü..." şeklinde ifadeler yer aldı.

Raporda, Bingöl'ün genel durumunun iyi, şuurunun açık, solunumunun rahat, kalp atışlarının normal, diz ve kalça hareketlerinin kısıtlı, gözlerinde görme kaybı olduğu belirtildi. Bingöl'ün Türkçe bilmemesi nedeniyle oryantasyon muayenesinin yapılmadığı belirtilen ATK raporunda, denge ve yürüyüşünün normal, konuşmasının doğal, tüm vücutta ağrı olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

"Yüksek tansiyon nedeniyle baygınlık ve baş dönmesi geçirdiği, idrar kaçırdığı, bez kullandığı, idrar kaçırdığı, nedenin bilinmediği birkaç defekasyon kontrolsüzlüğü olması, periferik sinir değerlendirilmesinde motor patolojik olmadığı, yorum: unutkanlık tariflediği (ancak konuşturulduğunda kendini kötü gösterme çabası olduğu düşünüldüğü) diabetik PNP (duyusal) uyumlu şikayetleri dışında nörolojik defisit saptanmadığı..."

'TÜRKÇE BİLMEDİĞİ İÇİN TESTLER YAPILMADI'

Bingöl'ün Türkçe bilmediği için Psikolojik Tetkikler Şubesi'nce yapılan psikometrik değerlendirmesinde testleri büyük çoğunluğunun yapılmadığı da belirtildi. Raporda bu konuda "Kişi ile yürütülen görüşmede ana dilinin Kürtçe olduğu görüldüğü, Türkçe bilmediği için kişiye testlerin büyük çoğunluğu uygulanamadığı, yanında bulunan erbaş yardımıyla ile basit düzeyde iletişim kurulmaya çalışılmış olup..." denildi.

'CEZAEVİNDE KALABİLİR'

ATK raporunda, Bingöl'ün 7 Ocak 2018'de yapılan muayenesinde, genel durumu iyi olduğunu, tek başına mobilize olduğu  Anayasanın 104'üncü maddesi kapsamındaki sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali kapsamında değerlendirilemeyeceği, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun kapsamında hayatının yalnız idame ettirebileceği kaydedildi.