İddialara göre, Rum kesimi Akdeniz'de olası bir savaş için hazırlıklara başladı.

Türkiye'nin Akdeniz'de başlatacağı arama çalışmlarının, Rum kesiminin Baf bölgesi ve Yunanistan'ın Meis adası arasında bulunacak olması Rumlarda büyük endişeye yol açtı. Türkiye'nin askeri tedbirler yerine diplomatik adımlar atmayı tercih etmesi de Rumları oldukça rahatsız etti. Zira Rum liderliği bir süredir kışkırtıcı açıklamalarla Türkiye'nin bölgede bir askeri gerilim yaratmasını hedefliyordu. Dünkü anlaşmayla bu oyun da bozuldu.

Rum basını, Türkiye'nin dünkü anlaşmayla, Güney Kıbrıs'ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde yer alan 1-4-5-6 ve 7. parsellere kadar uzanacağına dikkat çekti.

'TÜRKİYE DOĞU AKDENİZ'İN TÜMÜNE İNMEK İSTİYOR'

Rum gazeteleri, anlaşmanın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'in tümüne inme arzusunun bir sonucu olduğunu yazdı. Haberlerde, Ankara'nın zengin doğalgaz ve petrol yatakları bulunan bölgedeki 5 parselde varlık göstereceğine işaret etti.Rum Yönetimi hükümet sözcüsü Stefanos Stefanu beklenen açıklamayı yaptı, Türkiye ile KKTC arasındaki anlaşmanın hukuka aykırı olduğunu iddia etti.

Stefanu "Türkiye, KKTC ile anlaşma imzalayarak bir hukuk dışılığa daha imza attı. Türkiye, Rum Yönetimi'nin arama hakkını engellemeye çalışıyor. Uluslararası topluluk Türkiye'nin hukuka uymasını istese de Türkiye hukuku çiğnemeyi sürdürüyor" dedi.

ANLAŞMA GEÇERSİZ

Yunanistan Dışişleri Bakanı Grigoris Delavekuras'sa girişimi kınadı, Türk liderler tarafından New York'ta imzalanan anlaşmanın "geçersiz" olduğunu iddia etti.

Rum basınındaki yorumlarda, Erdoğan'la Eroğlu arasında imzalanan anlaşmanın münhasır ekonomik bölge değil kıta sahanlığı anlaşması olduğuna dikkat çekildi. Oysa Türkiye ve KKTC, hukuken gerekli ilk adım olan kıta sahanlığı anlaşmasının ardından Ankara'ya petrol arama konusunda imtiyaz hakkı verilmesini sağlayacak ikinci bir anlaşma daha yapacak. Yani 2 ülke münhasır ekonomik bölge ilan edecek.

SAVAŞ YASALARI MECLİS'TE

Rum Alithia gazetesinin, "Savaş Yasaları Mecliste" başlığıyla verdiği habere göre, Güney Kıbrıs'ın herhangi bir acil veya savaş durumunda nasıl hareket edeceğine ilişkin yeni bir yasa tasarısı Rum hükümeti tarafından meclise sunuldu.

Tasarıda "Acil Durumlar Sivil Planlama" (PSEA) birimi adı altında yeni bir oluşum öngörülüyor.

Habere göre, herhangi bir saldırı veya tehdit karşısında acil durum ilan edilmesi durumunda PSEA'da görevli kişilerin harekete geçmesi ve savunmaya yardımcı olması hedefleniyor.

Yasa tasarısında, PSEA çerçevesinde, "alarm sistemi kurulması, göreve çağrıldıklarında PSEA mensuplarının kullanabilecekleri teçhizat ve malzemelerin bulunacağı uygun binaların yapılması" öngörülürken, İçişleri Bakanına da PSEA personelini acil durumlarda göreve çağırma yetkisi veriliyor.

PSEA biriminin, gerekli görülmesi durumunda etkilenen bölgelerin boşaltılması faaliyetlerinde bulunması, göreve çağrılmaları durumunda çalıştıkları işleri bırakmak zorunda kalanların maaşlarının işverenleri tarafından ödenmesi de öngörülüyor. (internethaber)