Abdullah Öcalan'ın özgürlük koşullarının sağlanması ve anadil üzerindeki baskıların kaldırılması talebiyle cezaevlerinde 12 Eylül'den beri devam eden ve bugün 54. gününe giren açlık grevlerine katılım sayısının artacağı açıklaması yapıldı.

Tutuklular adına yapılan açıklamada 5 Kasım'dan itibaren 10 bin tutuklunun daha açlık grevi eylemine katılacağı bildirildi.

Tutuklular adına açıklamayı yapan Deniz Kaya, 12 Eylül’de başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin amacının “kimseye diz çöktürmek” olmadığını belirterek, “Kimseye şantaj yapmıyor, bizlere karşı uygulanan hiçbir şantajı da kabul etmiyoruz” dedi.

'TALEPLERİMİZ ANA SÜTÜ KADAR HELAL OLAN HAKLARIMIZDIR'

Tutuklular, taleplerinin “ana sütü kadar helal olan en temel insani, sosyal ve siyasal haklar” olduğunu belirterek, açlık grevi eyleminin 5 Kasım’dan itibaren bir üst aşamaya çıkarılacağını, hasta, yaşlı ve çocuklar dışında tüm tutukluların greve katılacağını bildirildiler.

Kamuoyuna, demokratik ve insan hakları çevrelerine yapılan çağrıda, "Ana sütü kadar helal olan en temel insani, sosyal ve siyasal haklarımızı kamuoyuna ve tüm dünyaya duyurmak istiyoruz," denilirken, "Zulümle abad olunmaz, halkımıza uygulanan zulme son verilsin, zulümle abad olanın sonu berbat olur," açıklaması yapıldı.

'EYLEMLERİMİZ VİCDANLARA ÇAĞRIDIR'

"Tüm dünyaya sormak istiyoruz" denilen çağrıda şunlar kaydedildi:

"Kim ana dilimizde eğitim ve savunma hakkımıza yok diyebilir, yok sayabilir? Kim bir halkın önderine uygulanan tecrit ve işkenceyi normal görebilir, görmezden gelebilir? Kim barışın ve halklarımızın bir arada yaşamasının tek anahtarı ve güvencesi olan önderliğimizle müzakerelere karşı çıkabilir? Kendine insanım diyen herkesten bu sorularımızın cevabını istiyoruz.!

Bizi halk olarak yok sayan, görmezden gelen, özgürlüğümüzü tanımayan bu sisteme artık yeter, êdi bese! diyoruz.

Kürt sorunun barış içinde ve demokratik yöntemlerle çözümü için, halklarımızın bir arada kardeşçe yaşaması için, özgürlüğümüz ve onurumuz için, bedenlerimizi ölüme yatırıyoruz.

Bilinmelidir ki, bu eylemimiz, aynı zamanda vicdanlara bir çağrı, zulüm altında inleyen bir halkın çığlığı ve halkımıza, halkımız şahsında tüm insanlığa yapılan hakarete bir dur demektir.

İleri sürdüğümüz taleplerin muhatabı AKP hükümetidir. Sonuç alıncaya kadar eylemimiz devam edecek ve her gün yeni katılımlar olacaktır."

'5 KASIM'DAN İTİBAREN 10 BİN KİŞİ GREVE DAHİL OLACAKTIR'

Çağrıda, "12 Eylülde başlattığımız süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemimiz bu gün 54. güne girmiş bulunmaktadır. Bu gün itibarıyla eylemimizi bir üst aşamaya çıkarıyoruz. 5 Kasım tarihinden itibaren, eylemimize 10 bin kişiyle devam edeceğiz," denilirken, 5 Kasım 2012 pazartesi gününden itibaren, cezaevlerindeki hasta, yaşlı ve çocuklar dışında kalan tüm tutukluların süresiz dönüşümsüz açlık grevine dahil olacağı belirtildi.

'YAŞANACAK OLUMSUZLUKLARIN SORUMLULUĞU AKP HÜKÜMETİ VE ERDOĞAN'DADIR'

"AKP hükümeti, Başbakan Erdoğan ve tüm kesimleri uyarıyoruz," denilen çağrı şöyle devam etti:

"Eylemimize ciddi yaklaşmayan, karalamak ve etkisini kırmak için her yola başvuran, gerçekleri ters-yüz ederek saptırmaya çalışan sorumlu tüm çevreleri ciddi olmaya davet ediyoruz.

Taleplerimizin karşılanmaması durumunda, yaşanacak olumsuzlukların sorumluluğu ve vebali AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan'da olacaktır.

Bizler, halklarımızın birlikte yaşama iradesini ve toplumsal barışımızı tehlikeye sokacak bir sonucun önüne hep birlikte geçelim diyoruz. Bilinmelidir ki, bununda yolu, taleplerimizi yok saymak, eylemimizi karalamak, tüm dünyanın gözleri önünde, televizyon ekranları ve Avrupa’larda yalan konuşmak değil, aksine taleplerimize olumlu karşılık vermekten geçiyor."

'KAZANAN HALKLARIMIZ, ÖZGÜRLÜK, BARIŞ OLACAK'

Son olarak çağrıda şunlar kaydedildi:

"Kardeş Türk halkına, Türkiye de yaşayan tüm halklara, duyarlı tüm çevrelere eylemimize güç katmaya, ve ayağa kalkan halkımıza el vermeye, destek olmaya çağırıyoruz.  Kazanan halklarımız olacak, kazanan özgürlük olacak, kazanan barış olacak, kazanan halklarımızın geleceği ve demokrasisi olacak; kaybeden komplocular ve özgürlük düşmanları olacaktır.” (anf)