İstanbul’daki evinin önünde 1 Şubat 1979’da uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve başyazarı Abdi İpekçi ölümünün 40. yılında mezarı başında anıldı.

Zincirlikuyu Mezarlığında düzenlenen anma törende konuşan Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, “Şimdi yine bir mezarın başında kırk yıllık bir hukuksuzluğu sorguluyoruz, hakikat ihtiyacımızı dile getiriyoruz ve o hakikatin resmen kayda geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

Evrensel’in aktardığına göre İzet, “Keşke geriye dönük davalar açılabilse. Zaman aşımı tekniğinin engelleri aşılabilse. Ve tabii keşke, takip edilebilecek dosyalar olabilse. Çünkü bildiğiniz gibi kimilerimizin dosyası bile adliyede, her nasılsa kaybedilip yok edildi. Kimilerimizin, dava dosyası bir yana, bir mezarı bile yok. Ve artık karanfiller de dayanamıyor. Gırtlağa takılıp kalmış bir acının ve hukuksuzluğa olan isyanın yoğunluğu 'Umut Bahçeci'nin elindeki karanfili, bir nefeste, sapından koparıp havaya savuracak denli yüksek olabiliyor. Ve işte şimdi yine bir mezarın başında kırk yıllık bir hukuksuzluğu sorguluyoruz, hakikat ihtiyacımızı dile getiriyoruz ve o hakikatin resmen kayda geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

İpekçi'nin anma törenine HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, gazeteciler Sedat Ergin, Oktay Ekşi'nin yanı sıra medya dünyasından çok sayıda kişi katıldı.

NE OLMUŞTU?

Gazeteci Abdi İpekçi, Milliyet Genel Yayın Yönetmenliği yürüttüğü dönemde 1 Şubat 1979'da Mehmet Ali Ağca tarafından arabasında uğradığı saldırıda öldürüldü. Cinayetten altı ay sonra yakalanan Ağca Maltepe Askeri Cezaevi’ne kondu. Ancak Ağca 23 Kasım 1979’da cezaevinden kaçırıldı. Abdi İpekçi cinayetinin gerçek azmettiricilerinin Mehmet Şener, Oral Çelik, Yalçın Özbey ve Yavuz Çaylan olduğu, cinayetin, uyuşturucu ve silah kaçakçısı olan ve o tarihte MİT'e çalıştığı öne sürülen Abuzer Uğurlu'nun bürosunda planlandığı ve o gün eylem planının yapıldığı odada bir MİT mensubunun da bulunduğu iddia edildi. Şener, Özbey ve Çelik hiç sorgulanmadı.