Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 1996 yılında çıkan olaylarda 10 kişinin ölümü ve 24 kişinin yaralanmasına ilişkin 89 kamu görevlisinin yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, 62 kişiyi 5’er yıl hapis cezasına çarptırırken, 20 sanığın beraatine, 7 sanık hakkında da zaman aşımı nedeniyle dosyanın düşürülmesine karar verdi.

Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin, 1996 yılında Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 10 tutuklunun öldüğü olaylarla ilgili 89 sanık hakkında mahkumiyet kararını eksik soruşturma nedeniyle bozduğu davanın karar duruşmasına devam edildi. 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya polis, asker, infaz koruma memuru ve cezaevi doktorlarının da bulunduğu tutuksuz sanıklar katılmazken, müşteki ve sanık avukatları hazır bulundu.

Duruşmada hazırladığı esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, 7 sanık hakkında zaman aşımı nedeniyle dosyanın düşürülmesine, 20 kişinin beraatına, 62 sanık hakkında ise, 62 sanığın eyleme doğrudan katıldıkları ve zaruret halinde sınırın aşılması nedeniyle katil kastıyla olmaksızın birden fazla kişiyi öldürmeye sebebiyet vermek suçunu işledikleri, yargılamada elde edilen tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden anlaşıldığından ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep etti.

Mahkemenin söz hakkı verdiği müşteki avukatlarından Mesut Beştaş ise, iddia makamının sunduğu mütalaaya katılmadıklarını belirterek, şöyle dedi: Bugüne kadar Cumhuriyet tarihi itibarı ile suç işlemiş kamu görevlilerinin özel olarak korunmasına hizmet eden bir mütalaa olduğuna inanıyoruz. Maktullerin tamamı iki demir parmaklık arasında kapatılmış, bütün istemlere rağmen maktul ve yaralanmış olan kişilerin bütün çabalarına rağmen görüşme hakları yerine getirilmemiş ve bekletilmişlerdir. Yaklaşık 5 saat koridorda bekletildikten sonra koridorun her iki yanından güvenlik görevlileri içeriyi girmiş, parmaklıklar arasında bulunan şahıslar darp edilerek, 10 kişinin ölümüne neden oldular.

Sanıkların savunmaları ise, bize isyan ettikleri şeklindedir. Üzerlerine sıcak su döküldüğünü iddia etmişlerdir. Cezaevine bir ısıtıcı sokmanın da yasal olmadığı biliniyor. Sanıkların ileri sürmüş olduğu savunmalar maddi gerçeği yansıtmamaktadır. Sanıkların olay sırasında sözde isyan sırasında yaralandıklarına dair iddiaları vardır. Bu iddialarından 2-3 günlük yumuşak doku zedelenmesinden kaynaklı rapor aldıkları şeklindedir.

33 kişiden 10’u öldürüp, diğerlerini yaralayacaksınız, sizde yumuşak doku zedelenmesi olması normaldir. Bu nedenle bu olayda maktul ve müştekilerin tutulduğu parmaklıklar arasında değil, etkisiz hale getirilip her birinin teker teker ayrılmasından sonra insanların beyni dağıtılarak öldürüldüler. Yine bir mahkum Antep cezaevine sevk edilirken, çekilen fotoğraflara bakılsın sevki uygun olmamasına rağmen sevk edildi ve açık bir şekilde infaz edildi. Mahkemenin vereceği karar bu nedenle vicdanları tatmin eden bir karar olmalıdır. Mahkemeden beklentimiz sanıkların kamu görevlisi olması vicdanları etkilemesin. Önünüzdeki dosyada yaşamını yitirenlerin çoğu beyin parçalanması nedeniyle olmuştur.

Dosyaya muhalefet şerhi koyan hakimin kim ve nerede olduğuna bakılmasını isteyen Beştaş, “Korkmayın insan olamaz, ama korku vicdanı esir almamalıdır. Bunu sizden bekliyoruz. Açık olan şu, örgüt üyesi veya onların elemanı, onlara yardım eden bireylerin imhası amacıyla gerçekleştirilmiş, maktul ve müştekilerin düşünceleri gözetilerek 5 saat içerisinde kamu görevlileri olayı tasarlayarak söz konusu kişileri canavarca hisle öldürmüşlerdir. Tüm bu nedenlerle adı geçen sanıkların canavarca his saikıyla insan öldürmekten cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Sanık avukatları ise, isyanın yatıştırılması nedeniyle kamu görevlilerinin olaya müdahale ettiğini iddia ederek, müvekkillerinin beraatlerini istedi. Duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, 62 kişiyi 5’er yıl hapis cezasına, birleştirilen dosyada yer alan 20 sanığın beraatine, 7 sanık hakkında da zaman aşımı nedeniyle dosyanın düşürülmesine karar verdi.

Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, olaylarla ilgili 62 kamu görevlisine verilen 5'er yıllık hapis cezasını eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle bozarak, dosyayı yeniden görülmek üzere yerel mahkemeye göndermişti.

2012 yılının Aralık ayında esas hakkındaki mütalaasını açıklayan mahkeme savcısı, 62 sanığın 'katl kastı olmaksızın' ölüme sebebiyet vermekten ayrı ayrı cezalandırılmalarını, ancak zaman aşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle de kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasını talep etmişti. (anf)