İran'ın başkenti Tahran'a gitmek için 14 Ekim'de Hakkari'den İstanbul Havalimanı'na gelen pasaport kontrolünden sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan ancak havaalanından ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Bahtiyar Fırat’ın İstanbul Emniyeti Müdürlüğü'nde gözaltında olduğu kabul edildi.

Bahtiyar Fırat havalimanından ayrıldıktan sonra eşini arayıp dört araç tarafından izlendiğini kaybolması durumunda savcılığa başvurmasını söylemişti.

O günden beri haber alınamayan Fırat ile eşi Esra Fırat İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görüştü.

26 Kasım’da emniyet tarafından ailesi aranan Fırat’ın İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde olduğu ortaya çıktı.

Duvar’da Rojda Oğuz’un haberine göre, Emniyette Fırat’ı görmeye gittiklerini aktaran ailesi Fırat’ın işkence gördüğünü, kollarında ve yüzünde işkence izlerinin olduğunu iddia etti.

'45 GÜN BOYUNCA SAVCILIĞA GİTTİK BİLGİ VERMEDİLER'

Emniyet tarafından arandıktan sonra Bahtiyar Fırat’ın gören ailesi Fırat’ın 45 gün boyunca işkenceye maruz kaldığını söyledi:

“45 gün boyunca her gün savcılığa gittik. Bize kimse bilgi vermedi. Ne yaptıysak haber alamadık. Bu süre zarfında sürekli bütün başvurularımıza rağmen ‘bizde değildir’ dediler. 26 Kasım günü telefonla arandık, Bahtiyar’ın emniyette tutulduğunu öğrendik.”

'İŞKENCE İZLERİ GİTSİN DİYE İLAÇ SÜRÜLMÜŞ'

Bahtiyar Fırat ile görüşen Fırat ailesi “Bahtiyar’ın suçu her neyse, ki bilmiyoruz, 45 gün boyunca işkence görmesini doğrulamaz” diye konuştu.

Fırat’ın hem fiziki hem de psikolojik olarak iyi durumda görmediklerini aktaran aile izlenimlerini şöyle anlattı:

“Çok endişeleniyoruz, aşırı kilo kaybı var. Şöyle ilk başta işkence yapılmış, belirli günler bu işkence izleri gitsin diye de ilaç sürülmüş. Kollarında, yüzünde şiddete uğradığına dair yaralar var. Zaten kendisini iyi ifade bile edemiyor, konuşamaz durumda.”

'KONUŞMAMIZ OLMASAYDI NASIL KAYBOLDUĞUNU BİLEMEYECEKTİK'

Bahtiyar Fırat’ın gözaltına alındığı günü tekrar aktaran aile şunları söyledi:

“O gün eşini aradığımda, ‘Pasaport kontrolünden geçtim bekliyorum’ dedi. Ardından atılan mesajlara cevap vermedi. Bir buçuk saat sonra eşini beni aradı. Uçağı kaçırdığını görevlilerin onu sorguya aldıklarını ardından da ‘Yanlış anlaşılma var’ deyip bıraktıklarını söyledi. ‘Taksiye biniyorum, otele gideceğim’ dedi. Eşi 20 dakika sonra tekrar aradı, bu sefer de ‘Ben şu an taksideyim, taksiyi 4 araç ablukaya aldı. Bunlar her kimse bir yerde beni kıstırmaya çalışacaklar’ dedi. Bu konuşmadan sonra bir daha haber alamadık. O gün eşiyle mesajlaşmaları ve telefon konuşması olmasaydı 45 gün boyunca nasıl kaybolduğunu bilemeyecektik.”