Avukat İmrek, 30 yıldan uzun süre cezaevinde yatan Tahir Canan'ın tahliye edilmesi için Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık olumlu görüş verirse dosya Yargıtay'a gidecek.

Ekin KARACA / BİA

Son 32 yılın, 30 yıl, dört ay, sekiz gününü cezaevinde geçiren Tahir Canan için tahliye umudu doğdu.

"Kanun Yararına Bozma" talebini Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na veren Tahir Canan'ın avukatı Yıldız İmrek, taleplerinin buradan Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'na gideceğini söyledi.

Burada Cumhuriyet Başsavcısı tarafından hazırlanacak olan mütalaanın olumlu olacağını düşündüğünü söyleyen Avukat İmrek, daha sonra tahliye talepleriyle ilgili mütalaanın Adalet Bakanlığı'na gönderileceğini ve Bakanlık tarafından taleplerinin yerinde görülmesi durumunda da tekrar Yargıtay'a gönderileceğini, son kararın da burada verileceğini söyledi.

"2025'E KADAR HÜKÜMLÜLÜK TARİF EDİLİYOR"

İnfaz hukukuna dair şeylerde kesin hüküm diye bir şey olmayacağını ve kararların her zaman değişebileceğini söyleyen İmrek, sürecin hızlı şekilde işlemesi ve Tahir Canan'ın tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

Bugüne kadar atılan tüm adımlarda hukuka aykırı davranıldığı düşüncesinde olduğunu söyleyen Avukat İmrek, sözlerine şöyle devam etti:

* Tahir Canan'ın şu an cezaevinde olmasına neden olan kararlar sıkı yönetim döneminin hukuksuzluğu altında alınan kararlar ama bu ayrı bir konu.

* Bugünkü tartışmamız infazın uygulanış biçimiyle alakalı. Bir cezanın kesin sonuçlarıyla ortadan kalkması nedeniyle aslında "infaz yakma" durumunun da ortadan kalkması gerekir. Fakat bu konuda maalesef şimdiye kadar başarılı olamadık.

* İnfazın başlatılması konusunda yanlış uygulama yapıldığı kanaatindeyiz. Aslıda ilk hükmün infazı, şartlı tahliyesi yanmıştı; dolayısıyla ilk hükmün infazından başlatılması gerekirdi. Halbuki daha önce verilen kararlarda ikinci hükmün yani ortadan kaldırılmış olan hükmün infazı öne alındığı için şimdi şöyle bir adaletsizlik ortaya çıkıyor:

* Ortadan kalkmış cezayı yatmış oluyor ve o cezanın üstüne ilk mahkumiyeti yani infazı yanan mahkumiyetini ilave ediyorlar. Dolayısıyla 2025'e kadar hükümlülük hali tarif ediyorlar. Bu da aklen ve vicdanen kabul edilebilir bir şey değil.

NE OLMUŞTU?

Tahir Canan, 1978'de "siyasi amaçla adam öldürdüğü" iddiasıyla tutuklanmış ve 36 yıl hüküm giymişti. Kendisine yöneltilen suçlamayı hiçbir zaman kabul etmeyen ve suçu işlediğine dair hiçbir somut delil öne sürülmeyen Canan, "Şartlı Tahliye Yasası" ile 1991'de serbest bırakıldı.

Üç çocuk sahibi olan Tahir Canan, tahliye edildikten sonra, iki yıllık özgürlüğü sırasında bir çocuk sahibi daha oldu. Ne var ki, İmren Kaya ismini verdiği dördüncü çocuğu kendisini cezaevi dışında hiç göremedi; çünkü Canan, 1993'de Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin (TDKP) üyesi olduğu iddiasıyla tekrar tutuklandı ve 12,5 yıla hüküm giydi.

Şartlı olarak tahliye edilen Canan'ın, verilen bu ceza nedeniyle önce 12,5 yılı, sonra önceden aldığı 36 yılı yatmasına karar verildi.

Ancak 12,5 yıllık cezası tüm sonuçlarıyla birlikte 2003'te ortadan kalkan Canan, 36 yıllık cezasının kalan kısmını çekmeye halen devam ediyor. Canan'ın ailesi ve avukatları ise tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkan 12,5 yıllık ceza nedeniyle Tahir Canan'ın şartlı tahliyesinin yandığını söylüyor ve ekliyor: "Eğer söz konusu ceza, sonuçlarıyla birlikte ortadan kalktıysa, şartlı tahliyesinin geçerli olması ve 36 yıllık cezasının affedilmiş olması gerekmez mi?" (EKN)