Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarihe "Postmodern Darbe" olarak geçen "28 Şubat" süreciyle ilgili soruşturma başlattı…

 

Soruşturma çerçevesinde dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanlarının da aralarında bulunduğu dönemin komutanlarının ifadesinin alınabileceği öğrenildi.

 

Bir avukat, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanlarının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. "28 Şubat" sürecinde yaşanan olaylarda etkin rol oynayan kişilerin eylemlerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 312. Maddesinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma ve görevlerini engelleme" suçunu oluşturduğu savunulan dilekçede, "Refahyol hükümetiyle bunu ‘rejimin tehdidi' gibi gösteren bir anlayışın karşı karşıya geldiği bir ortamda, 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan bir darbe ile 54. hükümet görevden uzaklaştırılmıştır" ifadelerine yer verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da başvuruyu mercek altına aldı. Özel Yetkili Savcılık, "Kudüs Geceleri"nin düzenlendiği, "Sincan'da tankların yürüdüğü", "Milli Güvenlik Kurulu" bildirileriyle "demokrasiye balans ayarı"nın verildiği dönemi mercek altına aldı. ANKA'nın edindiği bilgiye göre, Özel Yetkili Savcılık tarafından döneme ait tüm bilgi ve belgeler masaya yatırılıyor.

 

-MGK KARARLARI İNCELENİYOR-

 

Özel yetkili savcılık tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde döneme ait tüm bilgi ve belgeler inceleniyor. Savcılığın "28 Şubat kararları" olarak bilinen Milli Güvenlik Kurulu kararlarını da mercek altına aldığı, dönemi anlatan kitapların bile inceleme kapsamına girdiği öğrenildi. Soruşturma çerçevesinde savcılığın, Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan aramada ele geçirilen belgeleri de isteyeceği öğrenildi. Önümüzdeki dönemde savcılığın dönemin komutanlarını ve bürokratlarını ifadeye çağırması bekleniyor. Soruşturmadaki suçlama ise "Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini kısmen ya da tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs. Kamu görevlisinin görevini yapmasını engelleme."

 

Savcılığa yapılan başvurularda ilk suçlanan isimler ise dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir.

 

-28 ŞUBAT SÜRECİ-

 

1995 genel seçimlerinde Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi sandıktan birinci parti çıktı. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan ile DYP Genel Başkanı Tansu Çiller REFAHYOL hükümetini kurdu. Erbakan'ın Başbakanlık Konutu'nda tarikat şeyhlerini iftar yemeğine davet etmesine tepki gösterildi. RP'li Sincan Belediye Başkanı'nın düzenlediği "Kudüs Gecesi" ve burada yaşananlar, bir gün sonra Sincan sokaklarında tankların yürümesine gerekçe yapıldı. RP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kapatma davası açıldı. Bu süreçte yapılan MGK toplantısında 18 maddelik bildiri hazırlandı. Erbakan’ın 18 Haziran tarihinde başbakanlıktan istifa etmesinin ardından 30 Haziran'da Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit tarafından ANASOL-D Hükümeti kuruldu.

 

KRONOLOJİ:

 

28 Şubat'ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurguladı. 28 Şubat 1997'deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniliyordu.

 

4 Mart'ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı.

 

13 Mart'ta Başbakan Necmettin Erbakan, MGK kararlarını imzalamak zorunda kalmış ve daha sonra bu kararları imzalamadığını sadece ön yazıyı imzaladığını iddia etmiştir.

 

21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini’’ söyleyerek, RP'nin kapatılması için dava açtı.

 

7 Haziran'da Genelkurmay, irticai faaliyetleri desteklediğini iddia ettiği firmalara ambargo koydu.

 

10 Haziran'da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı'na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi.

 

18 Haziran'da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek olduğunu belirtti.

 

19 Haziran'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller'e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.

 

30 Haziran'da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Özkan'la birlikte ANASOL-D Hükümeti'ni kurdu.