28 Şubat davasının gerekçeli kararında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın hükümeti devirme faaliyetleri hakkında bilgisi olduğu belirtildi. Kararda, "54. hükümetin düşürülmesine yönelik tüm faaliyetlerden sanığın bilgisinin olduğu ve bu suça iştirak ettiği konusunda mahkememizde tam bir vicdani kanaate varılmıştır" denildi.

28 Şubat davasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın hükümete karşı girişimlerden ve Batı Çalışma Grubu’nun faaliyetlerinden haberi olduğu belirtildi. Kararda, “Karadayı’nın Batı Çalışma Grubu’nun karargahta kurulmasından ve Batı Çalışma Grubu belgelerinden ve faaliyetlerinden haberinin olmaması düşünülemez” ifadelerine yer verildi.

‘TANKLARIN YÜRÜTÜLMESİYLE BAŞLADI’

Milliyet gazetesinden Türker Karapınar’ın haberine göre, 3 bin 833 sayfalık gerekçeli kararda, dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, dönemin Refah Partili Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın da aralarında bulunduğu 16 kişi mağdur, 744 kişinin müşteki olarak yer aldığı görüldü.

Gerekçeli kararda, cebir ve şiddet unsurlarına ilişkin değerlendirme kısmında 4 Şubat 1997’de tankların Sincan’da yürütülmesi, 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısı sonrasındaki basın bildirisi, 23-24 Ocak 1997 tarihinde Gölcük’te yapılan seminer ile ilgili tanık Salim Dervişoğlu ve sanık Erol Özkasnak’ın beyanları, 10-11 Haziran 1997 tarihlerinde Genelkurmay Başkanlığı karargahında yapılan brifinglere yer verildi.

Kararda icra hareketlerinin başlaması kısmında, 5 Şubat 1997 tarihli Sabah gazetesinde yer alan “Tanklar Sincan’da”, “Tanklar Sincan’dan geçti”, “Tank sesi ile uyandık” manşeti gösterildi.

‘BÇG’DEN HABERİ OLMAMASI DÜŞÜNÜLEMEZ’

Gerekçeli kararda, sanıklardan emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın BÇG (Batı Çalışma Grubu) kurulduğu dönemde Genelkurmay Başkanı olduğu, BÇG’nin oluşturulması, kurulması, işleyişinden haberdar olduğu, dosyadaki herhangi bir belgede imza ve parafı olmasa da tüm yapılan işlemlerden haberdar olup, bilgisi ve emriyle yapıldığı, sanık Çetin Doğan’ın ifadesinde BÇG’nin Karadayı’nın talimatıyla kurulduğunu söylediği belirtildi.

Kararda, “Genelkurmay Başkanı olan İsmail Hakkı Karadayı’nın Batı Çalışma Grubu’nun karargahta kurulmasından ve Batı Çalışma Grubu belgelerinden ve faaliyetlerinden haberinin olmaması düşünülemez” denildi.

‘KARADAYI’NIN BİLGİSİ VARDI, SUÇA İŞTİRAK ETTİ’

Gerekçeli kararda, sanık Karadayı ile ilgili şu değerlendirme yer aldı:

“54. hükümetin düşürülmesine yönelik tüm faaliyetlerden sanığın bilgisinin olduğu ve bu suça iştirak ettiği konusunda mahkememizde tam bir vicdani kanaate varılmıştır. Sanığın amaç suç yönünden sanık Çetin Doğan’ın koordinatörlüğündeki Batı Çalışma Grubu üst kurulundaki toplantılardan kendisine bilgi sunulduğu, BÇG’nin sanığın bilgisi olmaksızın GHD biriminin bünyesinde ve faaliyet gösterdiği alanda kurulamayacağı, yapılan tüm faaliyetlerden haberdar olduğu, 4 Nisan 1997 tarihli, 7 Nisan tarihli toplantı, 10 Nisan 1997 tarihli, 29 Nisan 1997 tarihli, 06 Mayıs 1997 tarihli ve 27 Mayıs 1997 tarihli belgelerin amaç ve yöntemi itibariyle askeri hizmetlerin görülmesiyle uygunluk göstermesi mümkün olmayan bu görevin, mahiyetiyle birlikte anlatılmaksızın tebliğ edilmesi ve anlaşılmaksızın kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, irade beyan edebilecek ve karar alacak konumda bulunduğu, verilen emirlerin ve yapılan işlemlerin amaç suça yönelik olduğunun kendisi tarafından bilinebilecek durumda olduğu, sanığın 54. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmek suçuna iştirak ettiği sonucuna varılmış, delillerin değerlendirilmesi bölümünde anlatılan gerekçeler ve mevcut yukarıdaki belgeler karşısında savunmasına itibar edilmeyerek mahkumiyetine karar verilmiştir.”

Gerekçeli kararda, yargılama gideri olan 100 bin 799 lirayı da mahkumiyet kararı verilen sanıklar ödeyecekleri belirtildi.

NE OLMUŞTU?

28 Şubat davasında, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de aralarında bulunduğu 21 kişiye müebbet hapis cezasına verilmişti.

68 sanığın beraatine karar verilirken, 10 sanık hakkında zaman aşımından, 4 sanık hakkındaki ise ölmeleri nedeniyle davanın düşürülmesine hükmedilmişti.