Kürt illerinde sokağa çıkma yasakları döneminde yaşamını yitiren çocuklara dikkat çeken Af Örgütü Türkiye Şubesi İnsan Hakları Eğitim Programı Koordinatörü Mehmet Onur Yılmaz, çocuklarla ilgili olayların hesabının sorulmadığını belirterek, “Abluka dönemlerinde 97 tane çocuğun hayatını kaybettiğini ve dava açılmadığını görüyoruz” dedi.

Ankara'da Hak İnisiyatifi Derneği, Dünya İnsan Hakları Günü etkinlikleri kapsamında "Çocuklar Haklıdır" konulu panel düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Sevinç Koçak ile Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi İnsan Hakları Eğitim Programı Koordinatörü Mehmet Onur Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü Hak İnisiyatifi Genel Başkanı Mehmet Arif Koçer yaptı.

“Çocuklar insandır” konulu sunum yapan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi İnsan Hakları Eğitim Programı Koordinatörü Mehmet Onur Yılmaz, çocuk kavramının herkesin bildiği bir kavram olduğunu ama kavrama yakından ve tam anlamıyla bakıldığını gerektiğini söyledi.  Her insanın hayatında birkaç kapsamda çocukluğun dahil olduğunu belirten Yılmaz, “Toplum sürekli çocukluk geçişleri yaşıyor. Sürekli çocukluk geçişleri yaşanılmasına rağmen, çocuklara yönelik doğru düzgün bir çalışma yok” dedi.

‘ÇOCUKLARI BİREY OLARAK GÖRÜYOR MUYUZ?’

Yetişkinlerin başına ne geliyorsa çocukların başına da geldiğini ifade eden Yılmaz devamla şöyle konuştu: “Bizler hayatın neresindeysek, çocuklarda oradadır.  Ama bizler çocukları gerçekten ‘birey’ olarak görüyor muyuz? Politik gösterilere katılan çocukları nereye koyacağız? Toplum olarak biz, o çocukları masum değil ‘terörist’ olarak görüyoruz. Adana’da bir fabrikada makine arasında kalarak yaşamını yitiren Ahmet Yıldız’ı, 12 yaşındaki ailesi tarafından başka birine satılan Rabia’yı nereye koyacağız? Biz hep çocukları sevimli, komik görüyoruz ama çocukları hayatın her yerindeler ve bu çocuklar bu hayatı yaşıyorlar. Çocukluk, sözü daha az dinlenilen, istismara açık, faili cezalandırmaktan başarısız olduğumuza bakarsak, çocuk sözleşmesi çok işe yaramıyordur demektir.”
 
‘ABLUKADA 97 ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ’

Yetişkinlerin başına bir şey geldiği zaman çocuklara nazaran hesabının daha kolay sorulduğunu belirten Yılmaz, “Çünkü toplum ‘bir kere geldi başına’ diyerek, olayı kapatıyor. Abluka dönemlerinde 97 tane çocuğun hayatını kaybettiğini ve dava açılmadığını görüyoruz. Çocuklarla ilgili cezasızlık bizimde bakış açımızla ilgili. Çocuklara sadece iyi, eğlenceli baktığımız zaman bunların çocukların hayatlarında çok önemli olmadığını göreceğiz. 400 bin tane herhangi bir yardım almayan engeli mülteci çocuklar var. Türkiye’de hayata hiçbir yere konulmayan çocuklar var, bizim çocuklarımız gibi. Kadın haklarının kadın savunucuları var, LGBTİ’lerin savunucuları var ama ne yazık ki, çocukların savunucuları yok” diye konuştu.

’21 BİN HAMİLE ÇOCUK KAYITLARA GEÇTİ’

Ardından, “Çocuk istismarındaki artışın nedenleri ve istismarı önleme yolları” üzerine konuşan İHD Ankara Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Sevinç Koçak ise, Birleşmiş Milletler’in çocuk haklarına dair sözleşmesinin uygulamada altının boş olduğunu belirtti. Koçak, hapishanelerde 3 bin üzerinde tutuklu çocuğun olduğunu, son beş yıldır da 325 çocuğun işçi çocuk olarak çalıştığını, son iki yıldır, resmi kayıtlara geçen 21 bin hamile çocuk olduğu bilgisini verdi.

‘ÇOCUKLARIN HAKLARI SAVAŞ POLİTİKALARIYLA GASP EDİLİYOR’

Koçak, “Çocuk hakları olan bir bireydir. Çocuğun adalet, sosyal ve her türlü yaşamsal hakları devletlerin, savaş politikaları ile gasp ediliyor. Yaygın olarak göç mağduru çocuklar ayrımcılığı yaşıyor. Kürt çocuklar taş attıkları için ayrımcılığa maruz kalıyor. Bütün okullarda, ayrımcılık ve toplumsal eşitlik üzerine derslerin verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.    

‘ÇOCUKLARIN YÜZDE 33’Ü CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALIYOR’

Koçak, devamla şunları ifade etti: “Türkiye’de çocukların yüzde 33’ü cinsel istismara maruz kalıyor. Adliyedeki verilerde en yüksek oran istismar davaları verileridir. Tüm bunlara baktığımız zaman, çocukların yüksek yararına bir adalet mekanizması olmazken, çocuklar için sosyal politikalardan, ağır ceza yasalarından da söz edemiyoruz. İstismarcısıyla evlendirme olayı da aslında çocuğu evlendirirken, çocuğu korumak değil, tecavüz edeni koruyor. Bir çocuğun istismarcısı olmaz, istismar eden kendi başına bir istismarcıdır zaten.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı