Kayıplarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri'nin 700'üncü eylemine polis, biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etmişti. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi Anneleri ile 2011 yılında Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde görüşmüştü. Yaklaşık 2 saat süren görüşmede; Erdoğan'ın, Cumartesi Anneleri hakkında, "Ne iş yaptıklarını bilmiyorum, Cumartesi Anneleri birileri tarafından kullanılıyor" ifadelerinin yanlış anlaşıldığını, böyle bir şey söylemediğini ifade etmişti.

Erdoğan ile görüşmede, gözaltına alındıktan sonra cansız bedenine ulaşılan Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç ile kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya da yer alan isimlerdendi.

Karakoç 700'üncü hafta etkinliğinde gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılırken, Taşkaya da polisin müdahalesine maruz kaldı.

Karakoç ve Taşkaya, Erdoğan'ın kendilerine 7 yıl önce kayıplarını bulacağına dair söz verdiğini, bugün ise aynı iktidar tarafından şiddete maruz bırakıldıklarını söyleyerek tepki gösterdi.

'SİZİN SORUNUNUZ KABİNEMİN SORUNU' DEMİŞTİ

Karakoç, Erdoğan'ın o dönemde kendilerini büyük bir ciddiyetle dinlediğini söyledi. Belki bir çözüm bulanabilir umuduyla Erdoğan'la görüştüklerini ifade eden Karakoç, "Görüşmede, tek tek derdimizi anlattık. O da notlar aldı. 'Sizin sorununuz benim ve kabinemin sorunudur, arkadaşlarıma talimat vereceğim. Kayıplar için çalışma başlatacağım. Ben de sizin gibi mağdurum, beni de cezaevine atıp işkence ettiler' dedi. Daha sonra görüşmeyi bitirdik" ifadelerini kullandı.

Yapılan görüşmenin ardından dava dosyalarıyla hiçbir şekilde ilgilenilmediğine vurgu yapan Karakoç, şöyle devam etti:

"O dönem, bizimle görüşüp sorunumuzu çözme sözü veren zatı muhterem bugün kalkıp polisleri üzerimize salıp işkenceyle, gazla, copla alandan uzaklaştırmaya çalışıyor. Eğer bu suçsa diğer haftalar neredeydiniz? Yok eğer haksa bugün yaptıkları ne? 82 yaşındaki Emine Anne'yi sürükleyerek gözaltına almaya çalıştılar. İnsanlık için utanç verici bir şey. 82 yaşındaki bir anneyi nasıl sürüklersin? Asla bu alanı bırakmayacağız. İstedikleri kadar coplasınlar, gaz sıksınlar, gözaltına alsınlar, tehdit etsinler, öldürsünler. Asla vazgeçmeyeceğiz. Aynı katılım ve aynı kararlılıkla 701'inci ve gelecek tüm haftalarda Galatasaray'da olmaya devam edeceğiz" dedi.

'TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEK'

Erdoğan'la yaptıkları görüşmenin kendileri için umut verici olduğunu söyleyen kayıp yakını Serpil Taşkaya da, "O görüşme, hükümetin Cumartesi Anneleri'ni tanımasıydı. Sesimizle, verdiğimiz mücadeleyle bir yere gelmiş olduğumuzu gördük. Kendisiyle yaptığımız görüşmede, çok umut verici şeyler söyledi. 'Benim dönemimde böyle bir olay yaşanmadı, yaşanmaz. Sizin yanınızdayım. Sizin acınızı paylaşıyorum' demesiyle bugün geldiğimiz nokta gerçekten bir dikta rejimini gösteriyor. Söylenenler inkar ediliyor, yok sayılıyor. Galatasaray Meydanı'nda polisin saldırılarında şunu gördük ki Türkiye bir diktatörlük rejimiyle yönetiliyor. Galatasaray'da yaşananlar kara bir leke olarak tarihe geçecektir" diye konuştu.

Cumartesi Anneleri'ne yapılan müdahaleyle hükümetin 23 yıl geri gittiğini dile getiren Taşkaya, "Bizim açımızdan herhangi bir yıpratma ya da engelleme değil. Tam tersi daha fazla mücadele etmem gerektiğini gördüm" dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı