Milliyet gazetesinden Nedim Şener'in haberine göre, Polis muhbiri Erhan Tuncel, yazdığı mektupta Dink cinayetiyle, 2006’da meydana gelen Rahip Santoro cinayeti arasında bir polis memurunun bağlantısına işaret ediyor.

KİLİT İSİM BİR İSTİHBARATÇI

Tuncel’e göre Trabzon’da planlanan Dink cinayeti ile Trabzon’daki Rahip Santoro cinayetinde kilit isim istihbaratçı polis Muhittin Zenit.
Erhan Tuncel’i, 2004’de Mc Donalds’a atılan bombayı hazırladığını bildiği halde Trabzon Emniyeti’ne Yardımcı İstihbarat Elemanı olarak bağlayan ve ondan aldığı bilgiyle “Hrant Dink öldürülecek” şeklinde rapor hazırlayan Zenit’ti. Tuncel, Zenit’in Santoro’yu öldüren Oğuz Akdin’in abisi ile tanıştığını yazdı.
Zenit’in Dink öldürüldükten kısa süre sonra sonra telefonla görüştüğü Erhan Tuncel’e, “Geberdiyse geberdi, yapanın eline sağlık, Ne oğlum kafasına sıkmış katil kaçmayacaktı ama bu kaçtı” şeklindeki ifadeleriyle suikast planı hakkında detaylı bilgiye sahip olduğu ortaya çıkmıştı.

ÇETE BAĞLANTISI

Rahip Santaro cinayetiyle Dink cinayeti arasında ilginç bir bağlantı da Milliyet muhabiri Nedim Şener’in kaleme aldığı, “Kırmızı Cuma-Dink’in kalemini kim kırdı” başlıklı kitapta yer alıyor.
Rahip Santaro cinayetinde kullanılan Glock marka silah 28 Ocak 2006’da, “Nakavt operasyonu”nda tutuklanan (Ağustos 2006) Şeniz Dervişoğlu’nun liderliğini yaptığı çete ile bağlantılı “Sarı Osman” lakaplı kişi tarafından Trabzon’da bir silahlı çatışmada kullanıldı.
Osman Köse isimli kişi olayın meydana geldiği restoranda, çağırdığı arkadaşı Alpaslan Akdin’e saklaması için Glock tabancayı verdi. Alpaslan Akdin, silahı nedense evinde yatakların altında sakladı.
Psikolojik sorunları olan, ilaç kullanan 15 yaşındaki kardeş Oğuz Akdin 5 Şubat 2006’da Santa Maria Kilisesi’nde Rahip Santaro’yu öldürdü.

DEVLETİM İÇİN ÇALIŞTIM

Şener’in kitabında yer alan bilgiye göre, Ogün Samast Dink’i öldürdükten bir gün sonra Samsun’a giderken onu almaya giden kişi olan G.K.’de yine Şeniz Dervişoğlu grubuyla ilişkili. Samast, Başbakanlık müfettişlerine verdiği ifadede, “Trabzon’a dörmek üzereyken beni Samsun’da yakaladılar. İyi ki de yakaladılar. Yoksa beni Giresun’da öldüreceklerdi” demişti.
Her iki cinayetin arkasındaki ortak isim olan Dervişoğlu ismi, ilk olarak kısa süre önce tahliye edilen çete lideri Sedat Şahin’in kardeşi Vedat Şahin’e yönelik operasyonda geçmişti.
2008 yılı Ağustos ayında, adam öldürme, yaralama, tehdit, ihaye fesat karıştırma gibi suçlardan tutuklanan ve ceza alan Dervişoğlu, 19 Ağustos 2006’da yakalandığında polise verdiği ifadede, “Ben bu zamana kadar devlet millet için çalıştım” dedi.