17 Aralık günü Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Elazığ şubesinde 19-22 Aralık hapishaneler katliamı ile ilgili panel düzenlendi.

Panele Diyarbakır Halkın Hukuk Bürosu avukatı ve o dönem hapishaneler ile ilgili uzlaşı heyetinde bulunan Behiç Aşçı konuşmacı olarak katıldı.

Av. Behiç Aşçı 19-22 Aralık katliamı ile ilgili ''Bu katliamı sadece hapishanelerle sınırlamak veya koğuş sisteminden hücre sistemi ile ilgili tartışmalar ile sınırlamak yanlış bir yaklaşım olur. Bu katliamı daha sonraları devlet yetkililerinin de açıklamalarında olduğu gibi hazırlıkları 5 yıl önceden başlayan Avrupa Birliğine girme görüşmelerinde çözülmesi gereken başlıca sorunlardan biri olduğu bilinmektedir” dedi.

Operasyonun askeri boyutundan çok siyasi boyutunun önemli olduğunu söyleyen Behiç Aşçı, ''19-22 Aralık 2000’de Bayrampaşa, Ümraniye, Çanakkale, Çankırı, Uşak, Adana başta olmak üzere 20 hapishanede 20.000 civarında askerin katılımıyla yapılan çok kapsamlı bir operasyondur. 15.000 civarında çeşitli kimyasal gaz, geçmişte Filistin’de insanlar üzerine atılan fosfor bombası da kullanılmıştır. 6 kadının diri diri yakıldığı operasyonda 28 devrimci tutsak katledilmiştir. Yakılan 6 kadından morgta ikisinin teşhisi yapılamamıştı ve aileler ikisi de bizim kızımız birini siz alın biri biz alalım dediler, bu anlar çok zor anlardı. Tabi bir de bu olayın bir siyasi yanı vardır. Egemenler bu katliamda hapishanelerdeki sol gücü bitirmek istiyordu. Buna karşı çıkan tutsaklar ölüm oruçlarına başladılar, 3 müvekkilim yanımda hayatını kaybetti. Bu çok farklı bir duygu ölüm orucunda hayatını kaybeden bir tutsak ölüm orucuyla ilgili ‘ya devrimciliğimizi kaybedeceğiz ya da hayatımızı, biz tercihimizi yaptık’ diyordu. Gerçekten de öyle oldu onlar öldü ama devrimcilik devam ediyor'' şeklinde konuştu. (Evren Demirdaş / Demokrat Haber)