"Yargıya hesap vermeme” zırhları referandumla ortadan kalkan 12 Eylül darbecileri için savcılar harekete geçti.

12 EYLÜL DARBESİ YARGI ÖNÜNDE

Hâlâ hayatta olan darbeciler Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya için soruşturma başlatıldı.

Darbecilerin yargılanmasını önleyen Anayasanın geçici 15. maddesinin referandumla kalkmasının ardından savcılar harekete geçti. 12 Eylül cuntasının hayatta olan üyeleri Evren, Tümer ve Şahinkaya hakkında 'Anayasal düzeni yıkmak' ve 'İnsanlığa karşı işlenen suçlar' kapsamında soruşturma başlatıldı.

81 kentten Ankara Adliyesine gönderilen bin suç duyurusu üzerine savcılar harekete geçti. 12 Eylül cuntasının hayatta kalan üyeleri Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya hakkında Anayasal düzeni yıkmak' ve 'insanlığa karşı işlenen suçlar' kapsamında soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet tarihinin kilometre taşlarından biri olan 12 Eylül askeri müdahalesini soruşturmak için ilk adım 31 yıl sonra atıldı. 12 Eylül darbesiyle ilgili yapılan suç duyurularına takipsizlik kararı vermeyen Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş, dosyaya savcı atadı. Kuriş, 12 Eylül askeri darbesine yönelik suç duyurularının tamamının Ankara'da toplamasının ardından soruşturma savcısını belirledi. Bine ulaşan 12 Eylül suç duyurularını ayrı ayrı kategorilerde değerlendirerek bölümlere ayıran Başsavcılık, tüm suç duyurularını Başsavcı Vekili Şadan Sakınan’a gönderdi. Başsavcılığın karar ve değerlendirmesini dikkate alan Sakınan ise soruşturmayı Savcı Murat Demirin yürütmesini istedi.

Evren'e 'gel çağrısı'yapılacak

Demirin önümüzdeki günlerde tebligat çıkartarak Kenan Evren'le birlikte Tümer ve Şahinkaya'nın da talimatla ifadesine başvuracağı öğrenildi. Hayatta kalan komuta kademesiyle birlikte o dönemde görev yapan toplam 27 kişinin de ifadesinin alınacağı bildirildi. Yaklaşık 1 hafta önce dosya tevdisi yapılan Demir'in ifade tebligatlarının hazırlığına başladığı aktarıldı. Savcı Demirin iddianameyi tamamlamasının ardından dava açıldığında Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı darbe yargılanması başlamış olacak. 12 Eylül'de yapılan fişleme ve işkencelerin hesabı sorulacak.

Maddeleri sıraladılar

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın suç duyuruları üzerinde yaptığı bir değerlendirmede şu satırlar yer aldı: "Milli Güvenlik Konseyi (MGK) adı altında 12 Eylül 1980'de ülke yönetimine el koyan ve 24 Kasım 1983 yılına kadar bu statüsünü sürdüren askeri cunta yönetiminin hayatta kalan üyeleri, Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya'nın işlediği (A) Nürnberg Şartı ile kabul edilmiş ve tüm devletlerin kendi kanunlarında yer almasa dahi suçun oluşumu halinde takip etmek zorunda oldukları uluslararası hukukun buyruk kuralı niteliğine sahip insanlığa karşı suçlar (B) 765 Sayılı Ceza Kanunu'nun 146, 147, 153, 174, 179, 180, 181. maddeleri kapsamında, insanlığa karşı suçlar ve resen takdir edilecek suçlar nedeniyle haklarında başsavcılık tarafından ceza davası açılması ve haklarında gerekli önlemlerin alınması istemidir."

Sorumlu MGK'dır

Bir diğer başsavcılık açıklamasında ise şu satırlara yer verildi: "12 Eylül 1980 askeri darbesi sonucunda kurulan cunta yönetimi tüm devlet yetkilerini MGK'da toplamıştı. Dolayısıyla 12 Eylül 1980 ile 24 Kasım 1983 tarihleri arasında idari yetkiler kullanılarak gerçekleştirilen tüm suçların birincil sorumluları idari makamları emir ve kararları ile bizzat yönlendiren ya da bu makamlarda bulunan kişilerin fillerinden haberdar olan MGK üyeleridir."

'Ticarethanem kapatıldı şikayetçiyim'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 12 Eylül askeri darbesi ile ilgili şikayet dilekçesi yağmıştı. 81 kentten toplam bin kişi, darbe mağduru oldukları gerekçesiyle cuntanın yargılanması için başsavcılığa başvurmuştu. Başvuruların fazla olması dolayısıyla dilekçeler sınıflandırılmıştı. Başvuruları 'doğrudan maddi ve manevi zarara uğrayanlar' ve 'yakınını kaybedenler(hak kaybına uğrayanlar)' olarak ikiye ayıran başsavcılık, şikayet edilenleri ise üç gruba ayırdı. Başsavcılık bu tasnifi "Paşalar, milletvekilleri, bürokratlar" şeklinde yaptı. Dilekçelerdeki ortak vurgu ise "12 Eylül zihniyetinin vesayeti altındaki yargı, mağduriyetimizi gidermedi" oldu. Tazminat istemlerinin de yer aldığı dilekçelerde darbe nedeniyle iflas eden ve ticarethanelerini kapatanlar dahi bulunuyor.

İŞTE DARBENİN BİLANÇOSU

650 bin kişi gözaltına alındı.

1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

7 bin kişi için idam cezası istendi.

517 kişiye idam cezası verildi, 50'si asıldı.

388 bin kişiye pasaport verilmedi.

30 bin kişi "sakıncalı" olduğu için işten atıldı.

14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

30 bin kişi "siyasi mülteci" olarak yurtdışına gitti.

Çıkan olaylarda 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi.

937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı.

23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

31 gazeteci cezaevine girdi, 3 gazeteci öldürüldü.

Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. Bunlardan 44'ü "kuşkulu", 14'ü "açlık grevinde", 16'sı "kaçarken", 95'i "çatışmada" öldü.

GÖREVSİZLİK VERİLMİŞTİ

Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, 30 yıl sonra 12 Eylül 1980 darbesine ilk soruşturmayı 2010/605 hazırlık numarası ile başlatmıştı. Ancak Ankara eski Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hamza Keleş, 4 ay önce 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren dönemin Genelkurmay Başkanı Evren ve kuvvet komutanları hakkında "Anayasal düzeni yıkmak, insanlığa karşı suç işlemek" iddiasıyla açılan soruşturmada görevsizlik kararı vermişti.

Keleş, olayın 1980'de meydana geldiğini, kendi görev alanlarının 1984 sonrası ile sınırlı olduğunu ifade ederek soruşturma dosyasını Ankara Başsavcısı'na iletmişti.

3 yıl uğraşacak

Takipsizlik kararının ardından harekete geçen Başsavcı İbrahim Ethem Kuriş, Türkiye geneli yapılan 12 Eylül suç duyurularının Ankara'da toplanmasına karar vermişti. Bu talimatın ardından bireysel başvurular dahil tüm suç duyuruları Ankara'da toplandı. Soruşturmada görevlendirilen Cumhuriyet savcısının dosyasının tamamlamasının ardından dava Ankara Ağır Ceza mahkemelerinden birine açılacak. Adli çevrelerden edinilen bilgilere göre savcıların 12 Eylül soruşturması ile en az 3 yıl uğraşacakları anlatıldı.

Cezaevi müdürü de sorgulanacak

Birçok bireysel başvuruyla 12 Eylül döneminde yapılan işkencelerin hesabı sorulurken sadece darbe yapanların değil işkencelerin gerçekleştiği cezaevi müdürleri devlet memurları, polis ve askerlerin yargılanması da isteniyor. Bireysel başvuruların çokluğu ve şikayet edilen insanların çok fazla olması nedeniyle soruşturma aşaması genişlerken şikayetler doğrultusunda ifade alım işlemlerini de genişletileceği öğrenildi.

TBMM kapatılmıştı

12 Eylül askeri darbesinin ardından TBMM kapatılıp Anayasa ortadan kaldırılmıştı. O dönemde fişlenerek işine son verilenler ve meslekten atılanlar da suç duyurusunda bulunmuştu. Fişlemeyi yapanların cezalandırılması da istenirken o dönemde fişlenenlerin 1 milyon 683 kişi olması soruşturmanın ne denli geniş yürütüleceğini de gözler önüne serdi.

Referandumla zırhları kalktı

12 Eylül'de yapılan referandumda, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasıyla, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının da yer aldığı çok sayıda kişiye tanınan dokunulmazlık zırhı kaldırılmıştı. Milli Güvenlik Konseyi üyeleri hakkında sağlanan dokunulmazlık zırhının kaldırılmasıyla birlikte İHD'nin yanı sıra Yetmez Ama Evet Platformu, Mazlum-Der, 12 Eylül döneminde işkence gören bazı ülkücüler, 78'liler, BDP'li milletvekilleri suç duyurularında bulunmuştu. Eşitlik ve Demokrasi Partisi de tüm örgütleriyle suç duyurularında bulunmuş, her ayın 12'sinde "AKP Unuttu Biz Peşindeyiz" eylemleri düzenlemişti. Kamuoyunun peşini bırakmaması adım atılmasını sağlamış oldu.

'Balyoz'daki 12 EYLÜL belgelerini bize gönderin'

12 Eylül darbecilerine soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir yazı yazarak, Balyoz Darbe Planı'na dayanak yapılan 12 Eylül Darbe Planı'yla ilgili belgelerin gönderilmesini istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu'ndan 30 Mart 2011'de 2011/1 sayı numarası ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na hitaben gönderilen yazıda şöyle denildi:

Bayrak Planı örnek alındı

"Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir soruşturmaya esas olmak üzere, Başsavcılığımız tarafından 'Balyoz' adı altında yürütülen soruşturmada elde edilen bazı belgelerde 12 Eylül 1980 günü gerçekleştirilen Askeri Darbenin uygulanmasına esas 'Bayrak Planı'nın örnek alındığı hususunda yazılı ve görsel basında haberler çıktığı anlaşıldığından söz konusu 12 Eylül 1980 askeri darbesine esas teşkil eden darbe planına esas belge asıllarının veya onaylı bir nüshasının C.B'ye (Cumhuriyet Başsavcılığımıza) gönderilmesi; bu belgelerin mahkemeye gönderilmiş olması halinde müzekkeremizin iade edilmeyerek ilgili mahkemesinden istenen hususların temini ile ikmalen C.B'ye gönderilmesi rica olunur."

Kaynak: BUGÜN / HABER: Gökhan ÖZDAĞ / ANKARA