Financial Times gazetesi, Suriye'de savaşın giderek daha da uluslararası bir boyut kazanmaya başladığını ve bu ülkede askeri faaliyetlerini yoğunlaştıran Türkiye ve Rusya'nın doğrudan çatışmaya girme riskinin arttığını yazdı.

Gazete, "Diğerinin desteklediği isyancı gruplara saldıran Türkiye ve Rusya arasındaki gerilim, Moskova'nın Ankara'yla tansiyonu yükselterek NATO'ya sekte vurmasından endişe eden Batılı diplomatları alarma geçirdi" dedi.

Haberde, bir NATO yetkilisinin 'Bize öyle geliyor ki, Rusya tıpkı Baltıklar'da olduğu gibi NATO'nun Üyelerinin arkasında durma kabiliyetini sınıyor' dediği aktarılıyor.

Gazetenin haberine göre adı açıklanmayan bir Avrupalı yetkili de Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sarsmaya çalıştığını belirterek "Putin Türkiye'ye öfkeli. Durum gerçekten inanılmaz derecede ciddi" dedi.

Financial Times Türkiye'nin YPG'yi hedef alan top ateşine Moskova'nın tepki gösterdiğine dikkat çekiyor:

"Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin 'kısa bir süre önce Suriye ordusu ve Kürt savaşçıların teröristlerden kurtardığı' kasabalarda sivillerin ölmesine ve yaralanmasına neden olduğunu, binalara ve altyapıya zarar verdiğini açıkladı. Kuzey Suriye'de dün üç hastaneyi vurmakla suçlanan Rusya, dikkatleri Ankara ve Türkiye ile NATO'daki müttefikleri arasındaki görüş ayrılıklarına çekmek istiyor. Rusya'nın Eylül'de Suriye'deki savaşa dâhil olması Ankara ve Moskova arasında stratejik çekişmeye neden oldu."

'TÜRKİYE – RUSYA GERİLİMİNDE BELİRLEYİCİ AŞAMA'

Guardian'da yer alan Martin Chulov imzalı bir analizde de Türkiye ve Rusya arasındaki gerilimde "belirleyici bir aşamaya" doğru gelindiği belirtiliyor.

Yazıda özetle şöyle deniyor:

"Suriye'nin kuzeyindeki kargaşanın birkaç ana teması var. Birincisi IŞİD, Rusya'nın hava saldırıları ve rejim yanlısı güçlerinin harekâtında hedef alınmadı. İkincisi ve potansiyel olarak daha da önemlisi savaşın en az görünür aktörlerinden Kürtlerin yeni bir gerçeklik yaratmada herkesten daha fazla aşama kaydetmesi. Lübnan'dan gelen Hizbullah, Iraklı milisler ve Suriye ordusu - hepsi İran'ın öncülüğünde - adım adım Halep'e ilerlerken Rus uçaklarının desteğindeki YPG, savaş boyunca uzak kaldıkları bölgelere yönelik güçlü hamleler yaptı."

"Savaş boyunca YPG'ye muhalifler tarafından hep temkinli yaklaşıldı. Ve rejim tarafından büyük manevra alanı verildi. YPG'nin şimdi kuzeyde varlığını genişletmesi hem muhalifleri hem de Suriye'yle sınırında Kürtlerin hâkimiyet kurmasına asla izin vermeyeceğini söyleyen Türkiye'yi alarma geçirdi. Ankara, PKK'yla bağlantılı YPG'nin daha önce hiç denetimlerinde olmayan alanları ele geçirmeye çalıştığını düşünüyor. Sürekli olarak Türkiye'nin desteklediği isyancı grupları hedef alan Rusya, bunun için YPG'ye yardım ediyor. Ankara Kürtlerin emellerini IŞİD'den daha büyük bir tehdit olarak görüyor."

'SICAK SAVAŞ RİSKİ'

"Suriye'nin kuzeyindeki hiçbir mini savaş, Türkiye'nin Suriyeli Kürtlere ve Rus destekçilerine karşı tavrı kadar, bir dizi vekil savaşını, sıcak bir savaşa dönüştürme potansiyeline sahip değildir. Moskova, Kürtlerin Türkiye'nin yumuşak karnı olduğunu biliyor. Ama Suriye sınırında, Kürtlerin denetiminde olmayan küçük cepte yanlış adım atma tehlikesi çok büyük. Aynı koridor, zor durumdaki muhaliflere ve mültecilere son ikmal hattı. Türkiye'nin savaşı burada belirlenecek."

"Türkiye şimdiye kadar muhaliflere yaptığı yardımın, savaşı durduramayan küresel diplomasinin yankı odasının yükseklerinde uçan Rus savaş uçaklarınca silinmesini öfkeyle izledi. YPG'nin ilerleyişine devam etmesi halinde, Türkiye'nin üç gündür sürdürdüğü topçu ateşini, daha kötüsü izleyecek. Şimdi tüm taraflar, savaşın belirleyici bir aşamaya - muhtemelen birçok girdisi olan krizde bir yanlış hesaba doğru gittiğini seziyor. Rakibin elini zorlama güdüsü hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Riskler de öyle."