Semih Öz

Depremler dünyanın oluşumundan beri süre gelen, toprak parçalarının bugünkü şeklini aldıran, birçok insani felaketi de beraberinde getiren, bir gerçek ve olaydır.

Yakın zamanda ise ülkemizde çok can kaybı ve hasar verilen Kahramanmaraş merkezli iki deprem yaşadık ve can kaybı resmi rakamlara göre  40 binin üzerinde.

Bu depremlerin şiddeti ise 7.7 ve 7.6 olarak ölçüldü. Şimdi ise salgın hastalıklar kapıda ve felaketin kaynağı ile bazı kurgular yayılmış halde. Dünyada deprem, bazı kentleri büsbütün yıktı ve yerine daha yıkılmaz kentler inşa edildi. Lizbon bunların ilkidir. Peki bu gelişmelere rağmen en şiddetli depremde ne oldu? İkisine birden bakalım.

WhatsApp Image 2023-02-23 at 17.44.04

EN HASARLI LİZBON DEPREMİ HİKAYESİ

1 Kasım 1755’te, Katoliklerin kutladığı “Azizler Günü” sabahında, Portekiz’in Lizbon kentinde dünyanın en hasarlı depremi geldi. Deprem, İber Yarımadası ve Kuzeybatı Afrika’yı etkiledi. Sismologlar deprem şiddetini en az 7.7 olarak ölçtü. Güncel raporlara göre de depremin 3.5 ile 6 dakika arasında sürdüğü, 8.5- 9.0 şiddetinde olduğu belirtildi. 

Dönemin kaynaklarına göre, depremin ardından hayatta kalanlar limanlara doğru koştu. Suyun geri çekilmesi ile oluşan çamurlu alanda gemi batıklarını gözleriyle gördüler. Depremden 40 dakika sonra ise limanlara tsunami vurdu. Tsunami ve şehir merkezini tamamen yok etti. Sular gelmeden önce evlerdeki ve kiliselerdeki mumların devrilmesinden kaynaklı yangınlar başlamıştı. Gelen tsunami dalgaları yangınları söndürmeye yetmedi. Tam aksine oluşan çamurlar müdahaleyi zorlaştırdı. Depremde oluşan bu hasar şehrin yeniden yapılanmasını gerektirecekti.

WhatsApp Image 2023-02-23 at 17.44.05

Deprem sadece Lizbon’u etkilemedi. İspanya ve Kuzey Afrika sahil kentlerinde yıkımlara sebep oldu. Ölümlerle ilgili birçok tahmin öne sürülmekte. Ekonomi Tarihçisi Alvaro Pereira’ya göre 200.000 olan Lizbon nüfusundan 30.000 ile 40.000 arası insan hayatını kaybetti. Fas’ta ise 10.000 kişi hayatını kaybetti. Pereira’ya göre yangın ve tsunaminin eklenmesi ile toplam ölü sayısının 40.000 ile 50.000 kişi olduğunu tahin etti.

indir (2)

2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre ise 1 Kasım depreminden sonra, artcı olarak gelen 18-19 Kasım depremlerinin hasarı, bu rakamlardan bağımsız olamayacağını gösterdi. Deprem ile birlikte Lizbon’daki binaların %85’i yıkıldı. Bunların arasında depremden 7  ay önce açılan Lizbon Opera binası, kaşiflerin raporlarının da bulunduğu Kraliyet Arşivi ve kütüphanesi, tamamen yıkıldı. Lizbon’un en büyük hastanesi olan Rossio Azizler Kraliyet Hastanesi’nde çıkan yangında ise yüzlerce hasta yanarak öldü.

indir (1)-3

YAĞMACILAR İÇİN DARAĞCI

Felaketten sonra Portekiz kralı 1. Joseph, klostrofobisinden  (Kapalı alan korkusu) kaynaklı Lizbon’dan yüksek yerde hayatını geçirdi. Deprem yönetimini başbakan Sebastiao de Melo aldı. İtfaiye görevlendirerek yangınları söndürttü. İşçi ve sıradan insanlardan oluşan ekiplerle, hastalıklar yayılmadan cenazelerin gömülmesini emretti. Cenazeler, kilise ve gelenekler dikkate alınmadan hızlıca gömüldü. Yıkılan şehirde kargaşa önlensin diye ordu konuşlandırıldı. Yağmacıların cayması için yüksek tepelere darağacı kuruldu ve 30 yağmacı alenen asıldı. Ordu sağlıklı vatandaşların kaçmasını engelledi. Yardım ve yeniden inşa için vatandaşlar kullanıldı.

WhatsApp Image 2023-02-23 at 17.44.07

İLK DEPREM MÜHENDİSİLİĞİ

Depremin ardından kral ve başbakan yeniden inşa için çalışmalar başlattı. Şehrin yeniden inşası için arşivci, prens naibi ve devletin baş mimarı olan Manuel de Maia görevlendirildi. Maia, dört proje sundu.  İlk proje dönüştürülmüş malzemeler ile şehrin onarımını, İkinci ve üçüncü projeler ise belirlenmiş caddelerin genişletilmesini, Son proje ise şehrin tamamen yıkılıp, sınırlama olmadan bina ve caddelerin inşasını içeriyordu. Büyük bir cesaret ile son proje kabul edildi ve şehrin yeniden inşası başladı. “Pombal Mimari” olarak da bilinen mimari hayata geçti. Pombal mimari ile yapılmış yapılar depremlere ve zamana rağmen günümüze sağlam bir şekilde geldi. Günümüze kadar gelme sebebi ise binaların ahşap maketler kullanılarak test edilmesiydi. Bu testler dünyada ilk defa kullanıldı ve deprem mühendisliğini başlattı.

MODERN SİSMOLOJİ’NİN DOĞUŞU

Depremin ardından Başbakan Melo deprem ve etkileri hakkında soruşturma yürütülmesini emretti. Bu soruşturma depremin davranışı ve nedenini anlamaya yönelik çalışmaydı. Soruşturmada depremde kaç kişinin öldüğü, depremin ne kadar sürdüğü, şokun bir yönden diğerine daha büyük olup olmadığını ayırt edecek sorular mevcuttu. Bu soruşturmanın ardından ise Joachim Moreira de Mendonça “Historia Universal dos Terremotos” adlı ilk küresel kataloğu yayınladı ve depremin nedenini araştırmaya odaklı, bilimsel cevaplar aramaya yönelik ilk çalışma oldu. Burada depremin nedenini açıklayan ilk teori ise yeraltındaki patlamalar olarak düşünüldü.

GÖRÜLMÜŞ EN EN ŞİDDETLİ DEPREM

22 Mayıs 1960’da Büyük Şili Depremi veya Valdivia depremi yaşandı. Deprem 9.4 – 9.6 şiddetinde ölçüldü. Depremin sarsıntısı 10 dakika boyunca sürdü ve ardından tsunami yarattı. Tsunamiler Hawai, Japonya, Filipinler, Yeni Zelanda ve Avustralya’da görüldü ve hasara yol açtı. Bu deprem tabi ki bir dizi depremin en büyük parçasıydı. Bu dönem Şili’de Concepcion Depremleri olarak anıldı. Şili 21 Mayıs ve 6 Haziran 1960 tarihine kadar deprem ve tsunamiler ile sarsıldı. Valdivia depreminden bir gün önce merkez üssü Şili Curanilahue olan 8.1 şiddetinde sabah altı civarında deprem yaşandı. İlk olarak tüm telekomünikasyonlar çöktü. Bu depremin ardından dönemin Liberal ve Muhafazakar partilerin desteği ile Şili başkanı olarak seçilen Jorge Alessandri, Lquique Savaşı’nın anma törenini iptal etti. Ertesi gün ise 06.32 ve 14.55 saatlerinde, 7.1 ve 7.8 şiddetinde, aynı bölgede depremler oldu. Bu bölgedeki son depremden 15 dakika sonra ise Valdivia Depremi meydana geldi. Depremin ardından toprak çökmesinden kaynaklı binalar tahrip oldu. Valdivia Nehiri girişinde görülen “Canelos” adlı gemi ileri ve geri hareket ettikten sonra battı. Nehirler derinleşti ve su parkların bozulmasıyla kentin geniş alanları sular altında kaldı. Etrafın enkaz ile dolması ciddi bir içme suyu sorunu yarattı.  Bu felaket Şili’de 800 milyon dolara yakın maddi hasar bıraktı. Şili’de Alessandri’nin uyguladığı kamu maaşlarının denetimi ve enflasyonu bitirme hamleleri, depremin ardından gelebilecek olan gıda, işsizlik ve yeniden yapılanma sorunlarını kısa sürede çözdü. Ölü sayısına ilişkin ise net bir rakam açıklanmadı. Farklı kaynaklardan alınan veriler 1000 ile 6000 kişi arası tahminlerde bulundular.

Büyük ve dünyanın şimdilik en fazla hasarlı Lizbon Depremi böyle sonuçlara sebep oldu. Şili gibi yüksek frekanslı depremlerde, yapılar sağlam olmadığı zaman, çok büyük maddi hasara yol açtı. Nüfus yoğunluğunun olduğu bölgelerde ise çürük yapılaşma can kaybına da sebep oldu. Deprem bir gerçek ve bilinen tüm olaylar, bugün tecrübe olarak kullanılabilir. İnsan hayatı odaklı şehirler ile hem maddi, hem manevi kayıpların önüne geçilebilir.