Evren Demirdaş / Demokrat Haber Elazığ

Katıldığı bir basın açıklaması sonrasında Valilik tarafından hakkında soruşturma açılan ve Kanun Hükmündeki Kararnameler kapsamında görevinden ihraç edilen Dersim Eğitim Sen Şube Başkanı Süleyman Güler, “AKP iktidarının gelişiyle birlikte siyasallaşan yargı sürecinin ve hukukun bütün ilkeleriyle uluslararası normlarıyla ortadan kaldırıldığı, keyfiyete dönüştürüldüğü ve tek bir adreste toplandığı bir süreci yaşıyoruz” dedi.

OHAL'in ilanıyla beraber başlatılan “FETÖ ile mücadele” sürecinin bir fırsata çevrildiğini belirten Güler, ''Bunun üzerinden birileri kendilerini iktidara yamamak için adeta yarışa başladı. Ve bir ihbar furyası içerisinde herkes birbirini ihbar etti. Bu ihbarların itibar görmesi üzerine ise bu süreç intikam almaya doğru yöneldi” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

'BANA SORUŞTURMA AÇAN MÜFFETTİŞ DE GÖREVİNDEN ALINDI'

''Benimle ilgili Mayıs ayı içerisinde anma programına katılmaktan valilik tarafından bir soruşturma başlatıldı. Ardından bu soruşturmam Kanun Hükmündeki Kararname’ye dahil edilerek görevime son verildi. Bana bu soruşturmayı açan Maarif Müfettişi de FETÖ operasyonu kapsamında görevinden alındı. Aynı şekilde Milli Eğitim'den sorumlu vali yardımcısı da bu kapsamda tutuklandı.

Dersim'de bu tür haksız uygulamalarının yapılmasının nedeni olarak, burada bazı FETÖ mensubu kadroların gizlenmesi yada onlara zaman kazandırılması gibi bir yaklaşımın olduğunu da düşünüyoruz. Hukuksal olarak suç olmayan barışçıl bir basın açıklamasına katılmak göreve son verilecek bir noktaya taşınmış oldu.''

'CANDAN BADEM MUHALİF KİMLİĞİYLE TANINAN BİR ARKADAŞIMIZ'

Tunceli Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Candan Badem de, muhalif kimliğiyle tanınan bir akademisyen arkadaşımız, üniversitedeki duruşunda kaynaklı rektörlük tarafından tam bir fırsatçılık örneği olarak bölüm başkanlığından alındı. Ardından açığa alındı ve devamında da savcılık tarafından soruşturma açılıp gözaltına alındı. Ve bugün gelinen noktada 672. sayılı kanuna göre Kanun Hükmündeki Kararnamelere dahil edilerek görevinden ihraç edildi.”

'KORKUYU BÜYÜTME ÇABALARI BİR ŞEY KAZANDIRMAZ'

“FETÖ ile mücadele” sürecinde bir itibarsızlaşma algısı yaratılmak istendiğini belirten Güler şöyle devam etti:

“Sorunlu olan adalet sisteminin daha da sorunlu hale getirildiği ve ortadan kaldırıldığı bir sürecin olduğunu görmemiz gerekir. Önümüzdeki süreç AKP tarafından daha faşizan, daha tekçi bir noktaya doğru evriliyor. Toplumu bir arada tutacak barış eksenli bir politika ile demokrasinin güçlendiği bir ülke yaratmak yerine toplumun milliyetçi duyguları körükleyen, muhalif tüm kesimleri tehdit eden bir politika izleniyor.

Bu korkuyu büyütme çabaları topluma bir şey kazandırmaz. Buradan çok iyi bir Türkiye tablosu çıkartamazsınız. Barış içerisinde, huzurlu bir ortamda yaşama koşullarını ortadan kaldırıyor buna dönük bir saldırı gerçekleştiriyorsunuz. Beş öğretmen, bin öğretmen, on bin öğretmen alabilirsiniz. Ama bunun gelecekte size yansıması ve etkisi olur, toplumsal barışın inşa edilmesi bir arada yaşam koşullarının oluşması noktasında çok daha zorlu bir sürece girilir''.