Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde 11 şehirde 49 bine yakın insan hayatını kaybetmişti.

Depremden sonra devletin yardım çalışmalarında geç kaldığı eleştirisi yapılmıştı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hem Adıyaman'da hem de Hatay'da vatandaşlardan helallik istemişti.

'HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'

Eşi Müge Uzun Zan'la Halk TV yayınına katılan Gökhan Zan, kurtarma çalışmaları sürerken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan Çağatay ve Ali isminde iki kişinin kendisini arayıp "Neye ihtiyacınız varsa buradayız" dediğini söyledi.

Zan şunları kaydetti: "Yarım saate gelecek kepçeyi, o soğukta saatlerce bekledik. Defnedemiyoruz. Enkazda bekledik, tekrar getirdik kendi imkanlarımızla yaptık. Böyle bir insan size yalan konuşuyor. Ben hakkımı helal etmiyorum. Bana yalan söyledi. Ne istediysek gelmedi. 'Vinç yolda' dedi, gelmedi."

'DEPREM DEĞİL, FARKLI BİR ŞEY'

Zan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

* Mustafa Kemal Atatürk'ün özellikle son zamanlarda Hatay göz bebeğiydi. Bundan sonra bu emaneti gelecek nesillere aktarabilmek için, hem hem kültürünü, hem demografik yapısını doğru bir şekilde inşa etmemiz gerekiyor.

* İnsanlar doğal olarak o travmanın psikolojik etkisiyle gitme refleksi gösterdi. Bu bir deprem değil, bu çok farklı bir şey. Orada bulunmayanın yorum yapması çok zor. Oradaki enkazı, molozları, hayatı görmesi gerekiyor ki bazı şeyleri hissedebilsin.

'İNSANLAR HALEN ÇADIR DİLENİYOR'

* Bu insanlar onuruyla, gururuyla yaşayan insanlar. Bu insanlar daha düne kadar evleri olan, işleri olan insanlardı. Düşünebiliyor musunuz, 1,5-2 dakika içinde aileniz yok, eviniz yok, eksik kalmışsınız. Dostlarınız yok. Mahalleniz yok, şehriniz, kültürünüz, geleceğiniz yok olmuş. Bu insanlar hala çadır dileniyorlar. Ben insanlığımdan, bu dönemden, bu yüzyıldan utanıyorum. İnsan seçiyoruz. Bize okullarda deprem öğretilmedi. Bu eğitimle, farkındalıkla başlar. Derslerde gösterilmesi lazım.

DUŞ SORUNU SÜRÜYOR

* Hala duş alamayan insanlar var. Hala güncel sorunlar devam ediyor. Önce hijyen sorununu ortadan kaldırmamız lazım. Biz 9-10 gün duş almadık. 37 gündür duş almayanlar var. 1,5-2 ayda insanlar unutabiliyor.

'DEVLET EKSİK YAPIYOR'

* Bu bir deprem değil, unutulamaz. Herkes not alsın. Bu bir kıyamet. Bu hiçbir depreme benzemiyor. Bu yüzyılların en ağır, en şiddetli felaketini yaşayan bir coğrafya. Bundan sonra önemli olan çözüm odaklı olmamız. Ben halkım, ben sırtımı kime dayayacağım? Devletime. Ben kime güveneceğim? Devletime. Bugün yanımda olmaları lazım. Evet yapıyorlar ama eksik. Bunu kendileri de biliyorlar zaten.

EKSİKLİLERİ SIRALADI

* Eksik olduğu zaman insanlar acı çekiyor. Bu eksiklik nasıl hızlıca giderilebilir? Koordinasyon zayıflığı 1. günden bugüne dek devam ediyor. Bunu inkar edemezsiniz. İnsanlar dışarda, çadır kentleri su basıyor. 2-3 çadır ver ne olacak, imkanın var. Memleketine dönmek isteyen ama dönemeyen, çadır var mı diye soran insanlar var. Dönemiyorlar. Herkes köye geri dönüyor, akrabalarının yanına sığıyor. Köy ahalisi 500'se 5000'e çıkıyor. Merkezden göç eden insanlar var. Ona göre erzak, çadır göndereceksin.

SAĞLIK BAKANINA ÇAĞRI

* Bölge sıcak bir bölge. Haşereler, bit, salgın hastalıklar... Bunların önüne geçmemiz lazım. Benim Sağlık Bakanı'ndan ricam, bu durumları ihmal etmeyelim. Başka bir felaketle karşılaşmayalım. Hatay'ın yüzde 80'i yıkıldı. Yıkılmayan yerler de yıkılmak zorunda zaten. Geçmişten çok geleceğe bakmalıyız. Bu şehri nasıl inşa etmeliyiz? Bundan sonra oradaki insanlar yaşayan ölü gibi olacaklar. Bundan dolayı biraz dikkatli olalım. Sevgiyi, şefkati gösterelim. Bu insanları geçici olan çadırla değil, konteynerle yaşanılacak duruma getirelim. İnsan gibi yaşamaları lazım. Konteyner kentler yapılıyor ama sayısı az. Çadırın gelmediği noktada konteyneri nasıl getireceksiniz?

* Sayın spor bakanı ve Enerji bakanıyla, sayın Ekrem İmamoğlu'yla görüştük. Onlar da binlerce çalışanıyla uğraşıyorlar. Bu siyaset üstü bir durum. Bugün her şeyi bir kenara bırakma zamanı. Hem Cumhurbaşkanımız, hem siyasi parti genel başkanlarımız, bu insanların sizlere ihtiyacı var.

'BİRİLERİNİN SAHİP ÇIKMASI LAZIM'

* Bu insanlar nasıl ayakta duracak? Hayvancılıkla uğraşan insanın hayvanı için yemi yok. Bu insanlara yazık günah değil mi? Birilerinin sahip çıkması lazım. Sen ulaşacaksın halkına. Derdini dinleyeceksin.

* Dışardan gelen belediyeler muazzam çalıştı. Konya'dan tutun İstanbul'a, her yerden, taraflı tarafsız, parti gözetmeksizin müthiş çalışıyorlar. Milletimiz iradesini gösterdi, devlet de irade gösterdiği zaman birleştiğimiz zaman daha güzel olacak.

'İSTANBUL ALTINDAN KALKAMAZ'

* "Yaşadıklarımızdan ders alsak, halkımız, devletimiz bir sonraki depreme hazırlık için ne yapsın?" sorusu: Deprem bölgesini bilim insanları anlatıyorlar. Biz sadece yaşayanlar olarak anlatabiliriz. Bu işi yıllardır profesörler anlatıyorlar. İstanbul gibi itfaiye aracının zor girdiği ara sokakların olduğu ve mimarisi eski olan yerleri düşünebiliyor musunuz? Hiçbir kurtarma aracı giremez. Bu sıkıntıları önlemek için devletin gücü, bu gücün çok doğru kullanılması önemli. Yarın insanları bir yere taşırsınız, onların yerlerini sağlamlaştırırsınız ya da az hasarlı olan yerleri depreme dayanıklı hale getirmek için fiber karbon dediğimiz kuvvetlendirmeleri kurabilirsiniz. Bizim hızlıca ders almamız lazım. İstanbul'un bunun altından kalkması mümkün olmaz.