Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görülen Gezi Davası’nın karar duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görülecek.

Yargıtay tarafından bozulan Çarşı Davası ile İstinaf Mahkemesi'nce bozulan Gezi Parkı Davası'nın birleştirilmesinin ardından yeniden görülmeye başlanan 17 kişinin yargılandığı Gezi Davası'nın beşinci duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanacak. Duruşmada karar çıkması bekleniyor.

Davanın 4'üncü celsesinin görüldüğü 4 Mart’ta Savcı Edip Şahiner mütalaasını açıklamış, Osman Kavala ve Mücella Yapıcı hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etmişti.

Diğer sanıklar hakkında ise "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme" suçlamasıyla 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

‘ERDOĞAN, GEZİ DAVASI SANIKLARINDAN İNTİKAM ALMAYA ÇALIŞIYOR’

Artı Gerçek’ten Yağmur Kaya’nın haberine göre, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu davanın siyasi bir dava olduğunun altını çizerek "Asıl amaç şu: Osman Kavala 4 yıldan fazladır tutuklu. Avrupa Konseyi'nin başlattığı bir süreç var. Bu sürecin önünü almak amacıyla şunu yapmayı tasarlıyorlar; 'Bakın Osman Kavala artık tutuklu değil, hükümlüdür.' Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Konseyi bu dosyada uygulanamaz. Bu dava dosyasında beraat kararları verildi, tahliye kararları verildi. Amaç şu; Sayın Erdoğan kişisel bir husumetle Osman Kavala'dan ve Gezi Davası sanıklarından intikam almak istiyor. Amaç bu. Bugün Newroz. Newroz aynı zamanda zalimlere zulmüne karşı mücadele gündür, adalet günüdür. Umarım adalet gerçekleşir ama doğrusunu isterseniz çok umutlu değilim" dedi.

‘GEZİ, BU ÜLKE TARİHİNİN EN DEMOKRATİK VE BARIŞÇIL HAREKETİDİR’

Davanın karar duruşması öncesi Taksim Dayanışması bir açıklama gerçekleştirdi.

Açıklama şöyle:

"Gezi Direnişi Anayasal bir zeminde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki kez tescil edilmesine rağmen,  hukuka ve gerçeğe aykırı, tümüyle mesnetsiz iddialarla, üçüncü kez yargılanmak isteniyor. Toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilmek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılmak, karalanmak isteniyor.

İstedikleri sadece bu değil. Gezi’nin haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya, baskıya karşı direnmenin adı olduğu, bir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yankılanan; kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların hep bir ağızdan, bir arada söyledikleri şarkı olduğu unutturulmak isteniyor.

Niyetinizi ve korkularınızı biliyor, bu beyhude çabalarınızı reddediyoruz! Çünkü Gezi’yi yaşadık, biliyoruz!

Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutuyla sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin adıdır.”

‘YILLAR GEÇTİ AMA GEZİ DİRENİŞİ TÜM HAKLILIĞIYLA VAR OLMAYA DEVAM EDİYOR’

“9 yıl geçti, ancak Gezi Direnişi tüm berraklığıyla, tüm haklılığıyla var olmaya devam ediyor. Ama bugün, tüm dünyada kabul gören bu haklılığa rağmen, Taksim Dayanışması’ndan kent, demokrasi ve hukuk emekçisi arkadaşlarımız Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da aralarında yer aldığı, itham edilenlerin şahsında, ülkemizin 80 kentinde Gezi’ye katılarak anayasal haklarını kullanan, demokrasiye güç vermiş milyonlarca yurttaşımız bir kez daha haksızca yargılanmak isteniyor. Daha önce iki kez aynı ithamlar karşısında haklılığı ispatlanan Mücella Yapıcı hakkında müebbet, Tayfun Kahraman ve Can Atalay hakkında onlarca yıl hapis talep ediliyor. 2017 yılından bu yana özgürlüğü gasp edilen Mehmet Osman Kavala hakkında müebbet isteniyor.”

‘SİPARİŞ SENARYOLARLA GEZİ’Yİ KİRLETEMEZSİNİZ, ‘TERÖRLE’, DARBEYLE ANILAN BİR EYLEME DÖNÜŞTÜREMEZSİNİZ’

“Dokuz yıl, üç dava, onlarca duruşma boyunca söylediğimizi yeniden tekrarlıyor, yıllardır süren hukuksuzluk ve gerçekliği çarpıtma ısrarına inat tekrar söylüyoruz: Gezi’yi kirletemezsiniz! Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştüremezsiniz! Gezi Direnişi’ni bir kez daha yargı marifetiyle karalama çabanız boşunadır! Gerçekleri çarpıtmanıza izin vermeyeceğiz! Sipariş senaryolarınızla, milyonlarca insanın, demokratik hak ve talepleri için, parklarda, meydanlarda, sokaklarda; özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz!”

 'BU ÜLKENİN ADALET UMUDUNU KİRLETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ'

“Bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umudunu kirletmenize izin vermeyeceğiz! Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in ve Berkin’in düşlerinin kirletilmesine izin vermeyeceğiz.  Çünkü haklıyız! Gezi hep haklı!

Gezi Direnişi’nin tarihsel gerçekliği, hayali senaryolara dayanan suçlamalarla, insanları iddianame bile olmadan aylarca, yıllarca tutuklu bırakmakla, tarafsızlığı çoktan tartışmalı hale gelmiş mahkemelerin zorlamasıyla değiştirilemez.”

‘KURGU İTHAMLARLA YARGILANIYORLAR’

“Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli, somut hiçbir delil olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala derhal serbest bırakılmalıdır.”

‘GEZİ’DE YARGILANMASI GEREKENLER AMANSIZCA ŞİDDET UYGULAYIP ÖLÜMLERE VE YARALANMALARA NEDEN OLANLARDIR’

“Gezi sürecine dair dava edilmesi, yargılanması gereken birileri varsa, amansızca ve kural tanımadan kullandıkları şiddetle Gezi’nin çocuklarının düşlerini, geleceğini çalarak ölümlere ve yüzlerce yaralanmaya neden olanlardır.”

‘TÜRKİYE TARİHİNİN ONUR SAYFASINI KARAMALAKTAN ARTIK VAZGEÇİN’

Ülke tarihinde bir onur sayfası olarak yer alan Gezi Direnişi’ni, bu ülkenin geleceğine sahip çıkan demokrasi ve özgürlük çığlığını karalama çabasından artık vazgeçin.

Bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, onca baskı ve şiddete rağmen kısamadığınız seslerin Gezi’deki yankısından gücünü alacaktır. 2013’ün Haziran’ında Gezi Parkı’ndaki o rengarenk dayanışmacı anlayışı sahiplenen tüm yurttaşları, özgürlük ve demokrasi talebiyle ülkemizin geleceğine umut olan tüm kurumları, “terör”, “darbe”, “dış güçlerin oyuncağı” gibi asılsız ithamlarla lekelenmek istenen Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Çünkü yaşam alanlarını savunanların, mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının, doktorların, gazetecilerin, avukatların, öğrencilerin, akademisyenlerin, emekçilerin, kadın hareketinin, LGBTİ+ bireylerin yanında hep birlikte kol kola girip baskılara karşı direnmeye devam etmenin yolu, kısacası demokrasinin yolu Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaktan geçiyor."