Artı TV'de yayınlanan Ezo Özer ile ODAK programına HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, CHP eski Milletvekili Av. Şenal Sarıhan ve İHD Onursal Başkanı Akın Birdal konuk oldu. Programda TSK'nin Gara operasyonu konuşuldu. 

Ömer Faruk Gergerlioğlu yaptığı açıklamalarda, "İktidarın Kürt meselesini silaha teslim ettiğini görüyoruz. Fatura HDP'ye kesilmeye çalışılıyor. Bu insanlar ölmeyebilirdi, aileleri ve onlar çaresiz bekliyordu" yorumlarında bulundu. 

Gergerlioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

'BARIŞA BİR DARBE DAHA VURULDU'

"Devlet aklı Kürt meselesini silahla ve çatışmayla çözmeye çalışıyor. 6 yıldır asker ve polisler PKK'nin elinde esir ve bu konuya bir çözüm bulunamadı. Sonunda oldukça riskli bir operasyon ile bu esirleri kurtarma girişiminde bulunuldu. Bu da maalesef asker ve polislerin hayatına mal oldu. Barışa bir darbe daha vurulmuş oldu. Bu anlayış maalesef  Kürt meselesini rafa kaldıran, şiddetle ve insan haklarına aykırı bir şekilde çözmeye çalışan bir anlayış. 6 yıldır bekletilen bir konu vardı ve mağdurların yüzüne bakılmıyordu. Bize mağdurlardan 2015, 2016, 2018 ve 2019'da başvurular vardı. Biz ailelerle konuştuğumuzda; 'çok ilgisiz kaldıklarını ve çok büyük bir üzüntü içinde olduklarını' söylüyorlardı. Bir çözüm bulunması gerektiğini, evlatlarının da bir insan olduğunu söylüyorlardı. Sadece bize değil diğer partilere de gidiyorlardı. Cumhurbaşkanı'na iki kez gitmişler, Başbakan'a gitmişler, Binali Yıldırım'a gittiklerini ifade ediyorlardı. Büyük bir ilgisizlikle karşılaştıklarını söylüyorlardı. 

'ASKERLER MEKTUPLARINDA KENDİLERİNE DÖNÜK İLGİSİZLİKTEN ŞİKAYETÇİYDİ'

Askerlerin ailelerine yazdığı mektupları okudum. Hepsi kendilerine dönük ilgisizlikten şikayetçiydi. Hiçe sayıldıklarını düşünüyorlardı. Büyük bir perişanlık içinde sağdan sola sürüklenip gittiler. Aileler çaresiz, iktidar bir şey yapmıyor ve Kürt meselesi silaha teslim edilmiş durumda. 

Bizim gördüğümüz; iktidarın Kürt meselesinde tamamen işi silaha bıraktığı, tamamen akıl dışı bir tutuma evrildiğidir. 6 yıldır bekletilen bir konuda, bir takım ölüm riskleri de göze alınarak yapılan bir operasyon var karşımızda. Bu gemilerin yakılması anlamına geliyor. Buradan da hareket edilerek fatura demokratik siyasete ve HDP'ye kesilmeye çalışılıyor. İleri gelen yetkililer partimizi terörize etmeye çalışıyorlar. Bunların boş çabalar olduğunu biz yıllardır biliyoruz. 

'SORU ÖNERGELERİ CEVAPSIZ KALDI, BU İNSANLAR ÖLMEYEBİLİRDİ'

Biz parti olarak bir çok kez açıklama yaptık. Basın toplantılarımızda yoğun bir şekilde inceledik bu konuyu, CHP'li vekiller soru önergeleri verdi. Hepsi cevapsızlıkla karşı karşıya kaldı. Bu ne demek? Bu mesele artık gözden çıkarılmış. O bölgede riskli bir operasyonu göze alan iktidar sonuçlarını da göze aldı. Bu insanlar ölmeyebilirdi, aileleri ve onlar çaresiz bekliyordu."

'REHİNELERİN SAĞ GETİRİLEMEMESİNE DAİR BİR SORUŞTURMAYA İHTİYAÇ VAR'

Av. Senal Sarıhan ise rehinelerin sağ getirilememesine dair "adli ve idari bir soruşturmaya ihtiyaç var" yorumlarında bulundu.

Sarıhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada nasıl bir hata yapıldı da bu 13 kişi sağ olarak ülkeye getirilemedi? Yapılan müdahalede onların bulundukları yerin hesaba katılıp katılmadığı noktasında Genelkurmay üzerinde idari bir soruşturmaya ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. İkincisi adli bir soruşturmaya ihtiyaç var. Hangi kurşunlarla, hangi mesafede ve hangi saatte ölmüşler bunların araştırılmaları gerekiyor. Rehinelerin kurtarılamamasına dair asli ve idari bir soruşturmaya ihtiyaç var." 

'SİYASİ İKTİDAR ALIKONULMUŞ ASKERLER İÇİN ULUSLARARASI KURULUŞLAR NEZDİNDE BİR GİRİŞİMDE BULUNMADI'

Akın Birdal ise siyasi iktidarın askerlerin serbest bırakılması için uluslarası düzlemde herhangi bir girişimde bulunmadığını açıkladı. Birdal sözlerini şöyle devam ettirdi: 

"Hiçbir kişi ya da devlet kendi bildiğini okuyamaz, uluslararası hukuk neye yarar? Savaş ya da çatışma halinde tarafların nasıl davranmaları gereği belirlenmiştir. Siyasi iktidar alıkonulmuş olan askerlerin serbest bırakılması için yurt içinde yapılan girişimlere karşılık vermediği gibi, sağ salim evlerine dönmeleri için de uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde bir girişimde bulunmadı. Bugün herkes üzüntülerini ifade ediyor. Ama bu insanların sağ salim evlerine dönmeleri neden gerçekleştirilememiştir. 

'BİZ ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YERDEYİZ'

Bugün ben ailelere baş sağlığı diliyorum ateş düştüğü yeri yakar yorumları yapılıyor. Biz insan hakları savunucularının bir şiarı vardır; biz ateşin düştüğü yerdeyiz. Bu sebeple bugüne kadar çok çaba içindeydik ama ne yazık ki çabalarımız sonuç vermedi."