CHP’nin sırtında taşıdığı en büyük kambur, yurttaş değil devlet partisi olarak anılması olmuştur hep. Böyle damgalanması elbette boşuna değil.

Ama hadi eskiyi eskide bırakalım.

Hani “Yeni CHP” gelmişti, teşkilatlar yenilenmiş, katı laikçi ve neredeyse MHP’yle yarışan ulusalcı kanat ağırlığını kaybetmiş, sosyal demokratlar parti yönetimine hakim olmuştu?

Hani Avrupa sosyal demokrasisi rehber alınmış, parti ideolojisi buna göre yenilenmişti?

Hani CHP savaş lobisine karşı Barış Bloku’nda yer almış, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” demişti?

Ne oldu da Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon düzenleme yetkisi veren bu savaş tezkeresine “Evet” deme kararı aldınız, diye sormazlar mı?

Daha bir yıl önce “Hayır” dediğiniz; bugün tam da AKP’nin içeride ve dışarıda savaşı tırmandırarak, seçimleri iptal edebileceği konuşulurken, ‘C Planı’na kovayla kan taşıyacak bir tezkereye “Evet” deme gerekçeleriniz kimi ikna eder?

HDP’nin “Hayır” deme olasılığı da önceden göz önüne alınarak, yangından mal kaçırır gibi, düşmüş bir hükümetin imzasıyla Meclis Başkanlığına getirilmiş bir tezkereye onay vermeyi nasıl içinize sindiriyorsunuz?

Hürriyet’teki habere göre “CHP kaynakları” geçen yıldan farklı bulmuşlar tezkereyi. Çünkü bu kez IŞİD’le ciddi mücadele yürütüleceğinin işaretleri varmış.

Dikkatinizi çekerim aynı CHP kaynakları hemen ardından, “Türkiye'nin çok kanlı bir dönem yaşamakta olduğunu, terörle mücadelenin büyük önem taşıdığını” ve “her zaman önce Türkiye” dediklerini de “kaydetmişler”!

CHP’nin bu “kanlı dönemde”, daha fazla kan akıtılmasına yasal kılıf arayan savaş hükümetine, seçim sürecinde Kürt halkı ve demokratik kamuoyu üzerinde her tür baskıyı, tehdidi kullanabileceği süper bir gerekçeyi pürüz çıkarmadan teslim ettiği de kaydedildi, tabi.

Savaş hükümetine CHP’nin duble yol açtığı kaydedildi.

Yani 80 yıllık CHP, IŞİD yerine “DEAŞ” demekte ısrar eden “Üst Akıl”ın damgasını vurduğu tezkerenin IŞİD gösterip, Kürtleri-Türkleri, sandıkları-seçmenleri, barış-özgürlük yanlılarını vuracağını göremiyor. Öyle mi?

Suriye’ye, Irak’a düşen bombaların tam kalbimizde patlamasına evet diyen CHP, bu kararla çok şükür kafası karışık olanları da ayılttı.

AKP ve MHP’yle birlikte hizalanan CHP, fabrika ayarlarını değiştiremeyeceğini tam seçim öncesi ilan etti. Sağ olsunlar!

Yalnız seçmenlerine ne diyecekler bundan böyle?

Kıyılara vurmuş minik mülteci ölülerin yerini, yurdunu, ailesini paramparça eden ‘kader’e malzeme taşıyan katillerle yolum tesadüfen kesişti işte mi diyecek?

Ya da Süryanilerin, Ezidilerin, Şiilerin, aslında insanlığın katili barbarlar sınır güvenliğimizi ihlal etmiyordu ama ‘terörist’ Kürtler tehlikeydi mi, diyecek?

PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in “Cerablus’a girmememiz için Türkiye bizi tehdit etti” sözleri ortadayken, YPG’nin de yönünü IŞİD’in kalbine Cerablus-Rakka hattına çevirdiği yazılıp çizilirken tezkere sadece IŞİD’i hedef alıyor öyle mi?

Gazeteci Fehim Taştekin’den haberini aldığımız, Kafraya ve Fua’da şu anda 40 bin Şii’yi tehdit eden Ahrar ve Nusra’dan oluşan Fetih Ordusu’nun Türkiye-Katar-Suud’lar tarafından desteklendiğini bile bile tezkeredeki “DAİŞ”‘e ikna olacağız hepimiz öyle mi?

Diyelim ikna ettiniz.

Peki savaş gerekçesiyle, seçimler iptal edilirse, iptal edilmezse de “millet iradesi”ne el konursa, başkanlık kılıfa uyduruluncaya kadar “milli irade”, “hain irade” ilan edilip yok sayılmaya devam edilirse, katıksız bir baskı rejimi tahkim edilirse “Önce Türkiye” diyen CHP, Türkiye’yi nasıl kurtarmayı düşünüyor?

CHP bu sürecin, Türkiye’yi bölünme değil, birkaç parçaya ayrılmaya götüreceğini görmüyor olabilir mi?

8 Haziran’da AKP hükümetini sandıkta düşürmesine rağmen o ‘Tek Adam’ın bütün muhalefeti suya götürüp susuz getirdiğine tanık olmuş seçmenler, CHP’ye mi güvenecek?

Kamuoyu, şehit aileleri, asker-polis aileleri, Kürt halkı, bugün yaşanan ağır baskı ve şiddet ikliminden çıkmak için siyasetten çözüm beklerken hatta bir ara “Yeni CHP”den umutlanmışken, CHP hep yaptığını yaptı. MGK siyasetinde hizalandı.

Hatta doğrusu AKP devletinde hizalandı.

Türkiye’nin bütün kritik sorunlarında “Biz çözeriz” diye ortaya çıkan CHP’nin, “Yeni Osmanlı” gibi iki ileri bir geri siyasetiyle neyi çözebileceğini bilemiyoruz ama neyi çözemeyeceği açık.

CHP bu zig-zaglarla hâlâ yüzde 25 oy alabiliyorsa daha ne istiyor?

Hani neredeyse valla “Erdoğan başkanlığı hak ediyor” dedirtecek.

Ne istedi de vermediler ki?