Öğretim görevlilerinin başlatmış olduğu “Öğrencime Dokunma” Kampanyası çerçevesinde, Türkiye’de yaklaşık 600 tutuklu lise ve üniversite öğrencisine dikkat çekmek için Tekirdağ F tipi Cezaevi önünde temsili ders eylemi gerçekleştirildi.

 

Ders Türkiye’de en fazla tutuklu öğrencinin bulunduğu Tekirdağ Cezaevi önünde yapıldı. Ders için cezaevinde görevli jandarmalar güvenlik tedbirleri aldılar ve dersin yapılacağı yeri demir bariyerlerle çevirdiler.

 

Öğretim görevlileri tutuklu öğrencilerle görüşmek için Tekirdağ’daki nöbetçi savcı ile görüşmek istediler. Ancak savcı akademisyenlerin görüşme talebini reddetti ve tutuklu öğrencilerle görüşülmesine izin vermedi.

 

Dersten önce Mersin Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Bediz Yılmaz bir açılış konuşması yaptı ve Tekirdağ Cezaevi’ndeki tutuklu öğrencilerin adlarının bulunduğu bir liste ile yoklama aldı.

 

Sandalyelerle ve beyaz tahtayla cezaevi önüne sınıf kuruldu. Jandarmalar “Öğrencime Dokunma” pankartının demir bariyerlere asılmasına da izin vermedi. Bunun üzerine pankart ders boyunca öğretim görevlilerince tutuldu.

DERS: SUYUN METALAŞTIRILMASI!
İlk dersi veren Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Beyza Üstün “Buraya tutuklu bulunan öğrencilerimiz için geldik. Onların yeri burası değil, sınıfları” diyerek söz başladı.

 

Beyza Üstün şöyle devam etti “Peki sadece öğrencileri ve muhalifleri mi tutukluyorlar. Hayır! Yaşamın kendisini de tutukluyorlar!” dedi.

 

Üstün konuşmasına suyun ticarileştirilmesi ve hidroelektrik santrallerle (HES) devam etti:

 

“Şirketler suyu 49 yıllığına tutsak etmiş durumda. Karadeniz’de ve Uludağ’da tüm dereler tutsak. Bütün yasalara, koruma kurulu kararlarına rağmen dereleri 49 yıllığına tutukladılar. Peki, nereye kapattılar? Kanallara.

 

Su kanallara aktarılınca yer altında ve yer üstünde suyun değdiği tüm canlılar, sudan mahrum edildi. Anadolu halkı buna karşı ayağa kalktı. Ama buna karşı çıkamayanlar da var; kuşlar, ağaçlar, bitkiler, yer altı canlıları… Bu kanallardaki suyu kim kullanacak. Parasını veren diğer şirketler. Parası olmayanlar asla suya ulaşamayacak.”

 

Suyun bu metalaşması sürecinde 300 işçinin yaşamını yitirdiğini belirten Üstün, iş cinayetlerinin basına yansımadığını da belirti.

 

Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç Dr. Ali Saysel ise, 21. yüzyılı ekolojik kriz yüzyılı olarak değerlendirdi. Bu ekolojik krizin ise örgütlü mücadele ile aşılabileceğinin altını çizdi.

 

Tekirdağ Eğitim-Sen üyesi bir grup da eylemi desteğe geldi. Grup adına Eğitim-Sen üyesi Aytekin Çelebi de bir konuşma yaptı.

 

ÖĞRENCİLERE KARTPOSTAL
Dersin ardından Tekirdağ Cezaevinde bulunan tutuklu öğrencilere kartpostal yazıldı.

 

Temsili derse akademisyenler Gülşah Kurt, Zeynep Kıvılcım, Esra Atuk, Seçil Doğuç, Başak Demir, Bediz Yılmaz, Mehmet Karlı, Zeynep Savaşçın, Selin Pelek de katıldı.

 

Cezaevi önü derslerinin ilki Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi tarafından 3 Mart Cumartesi günü Bakırköy Cezaevi önünde yapılmıştı. Dersleri Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nükhet Sirman ve İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ayten Alkan vermişti.

 

(mechulogrenci.com)