Yıllardır öğrenciler ve velileri mağdur eden dershanelerin kapatılması yönündeki talepler doğrultusunda Başbakan Erdoğan'ın geç de olsa adım atılacağından bahsetmesi dershanecilerin tepkisini çekti. Avrupa Dershaneler Birliği Başkanı (ENESCO) George Hagitegas, Türkiye'de dershanelerin kapatılması düşüncesinin, bütün dünyada var olan eğitim özgürlüğü prensibine aykırı olduğunu iddia etti.

Hagitegas, dershanelerin kapatılması planıyla ilgili yazılı açıklamasında, Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği'nin de (TÖDER) kurucu üyelerinden olduğu ENESCO'nun, böyle bir uygulamanın sonuçlarının olumlu olmayacağı düşüncesini taşıdığını söyledi.

Dershanelerin ekonomik olarak dezavantajlı durumda olan öğrencilerin daha iyi eğitim alabilmelerine katkıda bulunduğunu savunan Hagitegas, "Bu tür bir uygulama, durumları zaten zor olan öğrencileri daha da zor bir durumda bırakacaktır, eğitimde başarılı olma şanslarını tamamen ortadan kaldıracaktır. En önemlisi eğitimde eşitlik ilkesini ihlal etmiş olacaktır. Türkiye'de dershanelerin kapatılması düşüncesi, bütün dünyada var olan eğitim özgürlüğü prensibine aykırıdır" görüşünü dile getirdi.

Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinde düşük gelirli ailelerin çocuklarına eğitim desteğinin hükümet yardımı ile dershanelerde verildiğine dikkati çeken Hagitegas, şunları kaydetti: "Eğitimde dershanelerin katkısı, bunun önemi ve gerekliliği, AB tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. Avrupa Dershaneciler Birliği, Avrupa Birliği Eğitim Komitesi ve UNESCO başta olmak üzere ilgili bütün resmi kuruluşlara ve kurumumuzun üyelerine dershanelerin kapatılması ile ilgili düşüncelerini bildirecektir. Dershanecilik çok eski ve evrensel bir olgudur ve gerekliliği defalarca kanıtlanmıştır. Bu tür kararlar daha önce de alınıp uygulanmıştır, ancak uzun süreli olmamıştır.

Üniversite giriş sınavı gibi önemli bir sınava en iyi şekilde hazırlanabilme ihtiyacı ve kaygısı dershaneciliği sadece Avrupa'da değil, bütün dünyada ihtiyaç duyulan bir sektör haline getirmiştir. AB'nin Avrupa ülkelerinde yapmış olduğu araştırmalar, paralel eğitim diye tanımlayabileceğimiz bu çok yaygın olan sektörün inkar edilemez varlığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Birçok ülke, bu olguyu ortadan kaldırma düşüncesiyle harekete geçmiş, ancak bu sektörün modern dünyanın bir gereksinimi olduğu sonucuna varmıştır. Daha da önemlisi kamu sektöründe verilen eğitimin seviyesini yükseltmenin dershanelere duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracağı gibi düşüncelerle harekete geçilmiş, fakat neticede en iyi okullara girebilmek adına var olan rekabetin her koşul altında devam ettiği görülmüştür

'DEVLET DESTEĞİ VERİLMELİ'
İlk organize eğitim sistemini 4 bin yıl önce oluşturan Sümer'de bile destek eğitim kavramının var olduğunun bilindiğini, bu tür destek eğitime duyulan ihtiyacın doğal olarak bazı kesimler tarafından tehdit olarak algılanabildiğini belirten Hagitegas, eğitimin tekelleşmesi, tek bir kaynaktan verilmesinin demokratik ilkelerle bağdaşmadığını savundu.

Hagitegas, "Belki de yapılması gereken, bu tür eğitime devlet desteği verilmesidir ve bu şekilde eğitimde eşitliğin sağlanmasıdır. Bu nedenle eğitim desteği gibi bir kavramın geliştirilip olgunlaştırılması adına oluşturulacak kamu-özel sektör işbirliğinin en doğru yaklaşım olduğu düşüncesindeyiz. Sınavları kaldırarak şampiyon nesiller değil ancak cahil nesiller yetiştirebiliriz" ifadesini kullandı.