CHP'li Aykan Erdemir ve Hüseyin Aygün YGS'de ilk kez çıkan Din Kültürü dersindeki Alevilik içerikli soruya tepki gösterdiler.

CHP Bursa Milletvekili Doç.Dr. Aykan Erdemir, 24 Mart 2013 Pazar günü gerçekleştirilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ alanında sorulan Alevilik sorusunun iptal edilmesi gerektiğini söyledi.

‘ALEVİLİK SORUSUNDA ALEVİ ÖĞRENCİYE TUZAK’

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları ile ayrımcı bir politika izlendiğini belirten Erdemir, bu uygulamayı meşrulaştırmak için iki farklı strateji kullanıldığına işaret etti.

Erdemir’in açıklaması şöyle:

“1) Soruların herkes için “zorunlu” olmadığı yalnızca “tercih” eden öğrencilerce yanıtlanacağı izlenimi oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Soru kitapçığında din sorularının yalnızca “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olanlar ve İmam Hatip Okulları öğrencileri/mezunları” tarafından yanıtlanacağı belirtilmiştir. Ayrıca “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alanlar” için beş adet alternatif felsefe sorusu sorulmuştur. “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olmak isteyen öğrencilerin yaşadığı sıkıntılar ve engellemeler gerek Türkiye mahkemelerinde gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen çok sayıda davaya konu olmuştur. Bu da göstermektedir ki kendi tercihleri dışında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini “yasal olarak” almak zorunda bırakıldığı için YGS din sorularını yanıtlamak zorunda kalan öğrenciler bulunmaktadır.

2) Alevilik ile ilgili soru sorularak soruların mezhep ayrımcı niteliği taşımadığı izlenimi oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Beş din sorusundan birinin Alevi Bektaşi inancıyla ilgili olması “soruların mezheplerüstü olmadığı” ve “Alevilere yönelik ayrımcılık içerdiği” yönünde gelebilecek eleştirilere karşı geliştirilmiş bir savunma refleksidir. Diğer dört din sorusunun Alevi öğrencilerin inanç esas ve pratikleriyle uyumsuzluğu bir yana Alevilikle ilgili soru da Alevi öğrenciler için bir ayrımcılık kaynağıdır.

Soruda tarif edilen musahiplik, Alevi öğrencilerin kendi inanç ve öğretileri çerçevesinde aşina oldukları musahiplik anlayışından önemli farklılıklar barındırmaktadır. Soru, Alevi öğrencileri yanıltıcı, yanlış yönlendirici ve rahatsız edici içeriği nedeniyle de mezhep ayrımcı bir niteliğe sahiptir. Alevi öğrencilerin musahipliğe ilişkin sahip oldukları bilgiler bu sorudaki içerikle çeliştiği için bu soruyu doğru olarak yanıtlamalarını zorlaştırmaktadır. Soru, mevcut haliye Alevi öğrencileri çeldirici ve yanıltıcı bir içeriğe sahiptir. Bu nedenle de Alevi öğrenciler için tuzak bir soru olarak görülebilir.

‘SORUDA ÇOK SAYIDA PROBLEM BULUNUYOR’

YGS sınavındaki Alevilik sorusundaki çok sayıda problem bulunmaktadır.

1) Soruda tanımlanan musahiplik tanımıyla Alevilerin musahiplik anlayışı arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.

2) Sorunun yanıtlarına göre musahiplik “şartların gereği olarak” çıkan bir gelenektir. Oysa ki Aleviler için musahiplik kökeni Kırklar Meclisi ve cemine dayanan, ikrarın yani Alevi inanç yoluna girmenin ilk adımı olan vazgeçilmez bir inanç öğesidir. Dini bir çerçeve içinde değerlendirme yaparken namaz, oruç ve hac ibadetleri için “şartların gereği olarak çıkan” ifadesini kullanmak ne derece sorunlu ve rencide edici ise, musahiplik için de benzeri bir ifade kullanmak eşit derecede sorunlu ve rencide edicidir.

3) Musahiplik iki kişi arasında değil iki aile arasındaki ilişkinin esaslarını tesis eden bir kurumdur. Bu boyutu bütünüyle göz ardı edilmiştir.

4) Musahiplik iki kişinin insanların şahitliğinde söz vermesi olarak tanımlanmış, musahiplik ceminden, ikrar verilmesinden, dedenin, rehberin rolünden bahsedilmemiştir.

5) Musahiplik için kullanılan “yayla kültürünün bir gereği” olarak ifadesi, coğrafi indirgemeci bir iddiadır. Musahiplik, Aleviler için yayla kültürünün gereği değildir. Tarikat kapısı olarak da adlandırılan musahiplik, coğrafi değil inançsal bir çerçevede incelenmelidir.

6) Soru Alevi inancını tarif etmeye, tahrif etmeye ve bu yolla yeniden inşa etmeye yönelik bir girişimdir. Böylesi bir toplumsal mühendislik manevrasının YGS soruları üzerinden yapılmaya çalışılıyor olması kabul edilemez bir hukuksuzluk ve hak ihlalidir.

Mezhep ayrımcılığı yapan, Alevilik inancı ve öğretisini tahrif eden ve Alevi öğrenciler için çeldirici bir nitelik taşıyan YGS sorusunun iptal edilmesi ve Alevi yurttaşlarımızdan özür dilenmesi gerekmektedir.”

HÜSEYİN AYGÜN'DEN ÖSYM'YE TEPKİ

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ise aynı soruya şu ifadelerle tepki gösterdi:

“ÖSYM bu yılki sınavda 5 din dersi sorusu sormuş. 4 soru ayet ve surelerle ilgili, toplumu ‘din toplumu’, devleti ‘din devleti’ yapmaya yemin etmiş AKP’ye de bu yakışır. ‘Zorunlu din dersi istemeyen’ ailelerin çocukları bu soruları nasıl cevaplayacak? ÖSYM Aleviliği de ‘unutmamış’ ve ‘Musahiplik’ kurumunu sormuş; ÖSYM’nin Musahiplik yorumu şöyle:

‘Musahiplik, Eski Türkler’de göçebe hayatı ve yayla kültürünün bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. İslami dönemde ise Hz. Muhammet, Mekke’den Medine’ye hicret edildikten sonra, inananları birbirine kaynaştırmak ve sosyal dayanışmayı sağlamak amacıyla her bir Mekkeliyi, bir Medineliyle kardeş yapmıştır.’

ÖSYM Alevilik tarihini inkâr etmektedir. Musahiplik, Türkler dışında Kürtler, Zazalar, Türkmenler, Tahtacılar, Kızılbaşlar, Bektaşiler, Ehlihaklar (Araplar’da ‘Amcalık’) ve Ortadoğu’nun başka halklarında da vardır. ÖSYM Alevi kurumlarını; aynı zamanda bu kurumların sürekliliğini sağlayan Pir, Rehber, Mürşit, Ana ve Talipleri de yok hükmünde saymıştır.

Alevilik’te Musahiplik, dünya-ahiret kardeşliği, Hak için birbirlerine gönül veren, birbirlerinin hatasından sevabından sorumlu olan, birbirlerini seven iki evli çift ya da iki bekâr kişi arasında Cem’de, Hak Muhammed Ali Meydanı’nda, Pir, Rehber, Mürşit ve Talipler huzurunda ikrarı-bend olmaktır. ÖSYM önce Alevilik’i kendi öğrensin, sonra sınavda sorsun!”

YGS’DEKİ TARTIŞMALI SORU ŞÖYLE:

Alevilik ve Bektaşilikte önemli bir yere sahip olan musahiplik (yol kardeşliği) iki kişinin, insanların şahitliğinde hayat boyu yol kardeşi olmaya söz vermesi olarak açıklanabilir. Geçmişi, eski Türklerde göçebe hayatın ve yayla kültürünün bir gereği olarak ortaya çıkan ‘kardeşlik’ geleneğine kadar uzanan musahiplik, İslami dönemle birlikte farklı bir biçim kazanmıştır. Hz. Muhammed, Mekke’den Medine’ye hicret edildikten sonra, inananları birbirine kaynaştırmak ve sosyal dayanışmayı sağlamak amacıyla her bir Mekkeliyi, bir Medineliyle kardeş yapmıştır. Bunlarda öz kardeş gibi beraber yemiş, beraber çalışmışlardır. İşte musahiplik de bu geleneklerin harmanlanarak günümüze ulaşmış halidir.

Buna göre musahiplik ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi ileri sürülemez?

A) Özünde sosyal dayanışmayı barındırdığı

B) Yerleşik hayata geçmede kolaylık sağladığı

C) Din kardeşliğini yansıtan örnek bir uygulama olduğu

D) Toplumsal aidiyeti pekiştiren bir model olduğu

E) Şartların gereği olarak çıktığı