Adana Demokratik Eğitim Kurultayı (DEK) bileşeni Eğitimde Cinsiyet Eşitliği Komisyonu üyesi kadın öğretmenler, "Okul kültürünün oluşumunda cinsiyetçi söylemlerin etkisi" konulu bir anket çalışması yaptı.

Komisyon Başkanı Esra Arslan Kösele, anket çalışması kapsamında Adana ilinde Milli Eğitim'e bağlı ilk ve ortaöğretim okullarında 497 öğretmen, 401 öğrenci ve 6 veli üzerinde iki haftalık bir gözlem gerçekleştirip, odak grup görüşmesiyle "cinsiyetçi söylemler ölçeği"ni uyguladıklarını ifade etti.

'BUNLAR ADAM OLMAZ' SÖYLEMİ YÜZDE 49.3 ORANINDA KULLANILIYOR

Yapılan ankete göre;

-Cinsiyet ayrımcılığı içeren söylemlerin kız öğrencilere daha yoğun yansıtıldığı görüşüne yüzde 44.2 oranında katılım gösterildi.

-'Okullardaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin toplumun yapısal bir sorunu olduğu görüşüne ne derece katılıyorsunuz?' sorusuna katılımcılar yüzde 71.4 oranında 'evet' dedi.

-Öğretmenler 'Bunlar adam olmazlar' söyleminin yüzde 49.3 oranında kullanıldığını belirtti.

-Yine öğretmenler 'Kız dediğin ağır başlı olur' söyleminin yüzde 44.3 oranında kullanıldığını belirtti.

-Genel olarak öğretmenler 'Kız öğrenciler daha zariftir' söyleminin yüzde 41.9 oranında kullanıldığını belirtirken, erkeklere 'Koçum benim, aslanım, beyefendi' söyleminin yüzde 45.3 oranında kullanıldığını belirtti.

-Kız öğrenciye, 'Küfür ağzına yakışıyor mu?' söyleminin yüzde 49.7 oranında kullanıldığını tespit eden öğretmenler, kız öğrenciye 'Hanım hanımcık ol' söyleminin yüzde 52.3 oranında kullanıldığını belirtti.

'EĞİTİMDE 45 TANE CİNSİYETÇİ SÖYLEM VAR'

Bu çalışmayla okullardaki okul kültürünün oluşumunda cinsiyetçi söylemlerin etkisini ölçmek ve Adana'da farkındalık yaratmak istediklerini söyleyen Kösele, daha çok cinsiyetçi dil üzerinde yoğunlaştıklarını ifade etti.

Dilin kamusal alanda erkek egemen sistemin toplumsal işleviyle birlikte kendi söylemlerini yarattığını, kendi dilini oluşturduğunu, kadınları bu alandan dışladığını ve ona yönelik bir söylem yarattığını dile getiren Kösele, eğitim sürecinin bu durumdan pay aldığını belirtti.

'TOPLUMSAL CİNSİYETÇİLİK DERS OLARAK ZORUNLU KILINMALI'

8 arkadaşı ile birlikte üç ay boyunca bu anket çalışmasıyla ilgilendiğini ifade eden Kösele, çalışmanın sonucunu Adana Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ve Milli Eğitim Bakanlığı'na göndereceklerini belirtti.

Kösele, şöyle konuştu:

"Yaptığımız çalışma sonucunda elde ettiğimiz bulgulardan en önemlisi öğretmenlerin yüzde 71.4'ünün toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin aslında sistemin bir sorunu olduğunu, yani yapısal bir sorun olduğunu söylemeleriydi. Bu çok önemli çünkü bu cinsiyetçi söylemlerin sadece münferit bir cinsiyetler arası problemden kaynaklanmadığını gösteriyor. Bugün ki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, problemleri yaratan meseleleri, aile, din, hukuk ve medya gibi tüm yapısal iktidar ilişkilerinin içinde olduğunu bize çok açık ve çarpıcı bir şekilde göstermiş oldular."

Bu çalışmayla okullardaki sorunları dile getirdiklerini ve toplumsal cinsiyet eğitimlerinin öneminin bir kez daha kanıtladığını ifade eden Kösele, "Bu sürecin kendisi toplumsal cinsiyet eğitimlerinin üniversitelerde başlamak kaydıyla, üniversitelerde, öğretmen yetiştirme okullarında, eğitim fakültelerinde zorunlu bir ders olarak verilmesi gerekiyor. Yine okullarda ve kamusal alanda çalışan tüm çalışanların hizmet içi eğitimlerinde toplumsal cinsiyet dersinden zorunlu olarak geçmesi gerekliliği uygulanmalıdır. Ders kitapları çok önemli. Ders kitaplarının ve müfredatın cinsiyetçi dilden arındırılması için MEB bünyesinde birimlerin oluşturulması gerektiğini yaptığımız çalışmayla ispatladık" diye konuştu. (Yüksekova Haber)