Öğrencilerinin çıkardığı Tavuskuşu adlı fanzinin mayıs sayısında yer alan şiir ve yazılarda geçen ifadeler sonrası toplumsal cinsiyet, beden politikası ve feminizmle ilgili “dozaj”ı kaçırdığı gerekçesiyle Notre Dame De Sion Lisesi’ndeki görevine son verilen edebiyat öğretmeni Melike Koçak, öğrencilerine ayar vermeyeceğini söyleyerek “Edebiyat eğitiminin işi, öğretmenin işi ayar vermek değil bakış açısı kazandırmak, yaratıcılığın önünü açmak ve bunun dilsel araçlarını kazandırmaktır” diye konuştu.

Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak'a konuşan Melike Koçak, “Makbul öğrenci, makbul öğretmen var. ‘Gezi’ sonrası çocuklarını okutuyoruz. Gezi’yi yaşamış çocukları okutuyoruz. Gezici çocuklara mı ayar vereceğiz? Ütülenmiş bir akıl, dil kadın, edebiyat öğretmeni istemiyoruz” dedi.

Melike Koçak, "Devlet eliyle, yasalarla bize giydirilen bir kadınlık - erkeklik var. Bununla başedebilmemizin en güçlü araçlarından biri edebiyat ve edebiyatın güçlü kadınlarıdır. Makbul vatandaş gibi makbul kadın algısı da var. Bu kadından beklenenler çocuk yapması, anne olması, hanım hanımcık olması, kıyafetinin edepli olmasıdır. Devletin tanımladığı bu kadınların bir 'dozaj'ı var. Biz feminist kadınlar diyoruz ki sizin tanımladığınız kadın tanımlarını reddediyoruz. Kadın olmak, makbul öğretmen olmak, bunun dışına çıkma dozajını ayarla diyorlar." diye konuştu.

Cumhuriyet’in Koçak’la yaptığı söyleşi şöyle:

‘Dozaj’ı kaçırdığınız söyleniyor. Nedir bu dozaj?

Kime göre neye göre dozaj? Bu dozajı kim belirliyor? Edebiyat sözkonusu olduğu zaman bilirkişi kimlerdir? Bilirkişi olmak zorunda mıdır? Fanzinde editörlük kurumu olmaz. Ortak akılla çıkar. Bireyi özgür ve özerk bireyler olarak gören anlayışta dozaj ayarlaması okul ve öğretmen tarafından yapılmaz. Tek doğru budur algısı dayatılıyor. Edebiyatın da dozajı yoktur. Cemal Süreya’nın “Geceler çok kısa, dört nala sevişmemiz lazım” dizelerini okutmayacak mıyız?

Okuldan atılmadan önce herhangi bir uyarı aldınız mı?

Hayır herhangi bir yazılı uyarı almadım ve soruşturmadan geçmedim. Sözleşmem yenilenmediği için seneye işsizim, bu çok net. Okul yönetemi ile dialoğa geçemediğim zaman dava açıp hukuki haklarımı arayacağım.

Kadın şiddeti konulu özel sayıda böyle bir olay patladı. Kadın şiddetiyle ilgili söyleyecekleriniz neler?

Devlet eliyle, yasalarla bize giydirilen bir kadınlık - erkeklik var. Bununla başedebilmemizin en güçlü araçlarından biri edebiyat ve edebiyatın güçlü kadınlarıdır. Makbul vatandaş gibi makbul kadın algısı da var. Bu kadından beklenenler çocuk yapması, anne olması, hanım hanımcık olması, kıyafetinin edepli olmasıdır. Devletin tanımladığı bu kadınların bir “dozaj”ı var. Biz feminist kadınlar diyoruz ki sizin tanımladığınız kadın tanımlarını reddediyoruz. Kadın olmak, makbul öğretmen olmak, bunun dışına çıkma dozajını ayarla diyorlar.

Sosyal medyada #ayarsızfeministdizeler hashtagı paylaşıldı...

Okulun yaptığı öğretmene ayar çekme aslında. Bu bir Melike öğretmen meselesi değil. Böyle bir kadınlığın öğretmenliğin devlet eliyle toplum eliyle onların en güçlü aracı okulla ayarlanası diyebiliriz. Öğretmenlik ayar verme mekanizması değildir. Ben ayar vermek için öğretmen olmadım. Çocukları ayarlamak, bu yasak, ayıp, günah demek için öğretmen olmadım. Ayıplar, günahlar yasaklar ve ayarlarla başedebilme araçlarını bulmaları için varım. Yaptığımız iş kendi araçlarını bulmalarını sağlamak. Çocuklar da ne güzel düşünmüş ve Tavuskuşu dergisini bulmuşlar.

Dergiyle ilginiz nedir?

Bu dergiyi öğrenciler kendileri çıkarıyor. Benim ilgim yok. Okuruyum sadece.

Tek tip öğretmen ve öğrenci mi yetiştirilmek isteniyor?

Makbul öğrenci, makbul öğretmen var. “Gezi” sonrası çocuklarını okutuyoruz. Gezi’yi yaşamış çocukları okutuyoruz. Gezici çocuklara mı ayar vereceğiz? Ütülenmiş bir akıl, dil kadın, edebiyat öğretmeni istemiyoruz.

İstediğimiz biçimde kadın olmamızın yasaklandığı ve kontrol edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Sonuna kadar bununla mücadele etmemiz gerekiyor. Kadınlığın bacak arasından geçtiği bir ülke, dekoltesinden etek boyundan okunduğu bir ülkedeyiz. Kadınlığın bacak arasından, namustan, erkek bakışından kurtarmanın en güçlü araçlarından biri edebiyattır.