Eşini bir enstitüye sekreter olarak atayan Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ kendini savundu: “Eşiyle birlikte ilk görev yapacak rektör ben değilim. Dünyanın sonunun geldiği yaygarasını çıkarmak niye?”

Pamukkale Üniversitesi İslami İlimler Enstitüsü’nün 2016 yılında kurulduğunu ve Türkiye’de tek olduğunu söyleyen Bağ, “Enstitünün idari kadrosunda, yurt dışından gelen öğrenci ve öğretim elemanlarıyla iletişimi sağlayabilecek düzeyde Arapça bilgisine sahip biri olmalıydı. Pamukkale Üniversitesi idari kadrosunda bu nitelikte memur yoktur. Ayrıca atama yaptığımız kişinin, Denizli merkeze 50 kilometre mesafede görev yapmayı göze alabilmesi gerekmektedir” dedi.

Enstitü sekreterliği görevi için en az 10 yıl devlet memuru olarak çalışmış gerektiğini hatırlatan Bağ, atanamamış bir öğretmeni bu görevi vermenin imkansız olduğunu söyledi.

Eşinin, Gazi Üniversitesi Arapça Öğretmenliği’ni 1998 yılında dereceyle bitirdiğini ve Arapça öğretmeni olduğunu aktaran Bağ, eşinin akademik kariyerini anlattı.

Rektör şöyle devam etti: “Öğretmenlik yaparken, 2 yıllık ön lisans ilahiyatı bitirdi, DGS sınavına girdi, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Şu an son sınıfta iki dersi var. Bitirdiğinde iki 4 yıllık fakülte, bir 2 yıllık ön lisans mezuniyeti olacak. Basında yer alan haberlerde, dört yıllık Arapça öğretmenliği mezuniyeti yazılmayarak, eşim ön lisans mezunu, lisans öğrencisi olarak gösterildi. Ön lisans mezunu birinin bırakın öğretmen olmasını, 2 yıl müdür yardımcılığı ve bir yıla yakın kurucu müdürlük yapması mümkün değildir.”

Pamukkale Üniversitesi’nin kuruluşundan beri tüm rektörlerin eşlerinin üniversitede çalıştığını savunan Bağ, sözlerini şöyle bitirdi: “Haberin ilk yapıldığı yayın organı enstitünün kuruluş amacını biliyor olmasından kaynaklı olumsuz bir algı oluşturmuştur. Pamukkale Üniversitesi içindeki uzantıları ile resmi belgeyi sağlayabilmişlerdir. Pamukkale Üniversitesi ya da başka üniversitelerde eşiyle birlikte ilk görev yapacak rektör ben değilim. Benden önce, kuruluşundan beri görev yapan tüm rektörlerin eşleri Pamukkale Üniversitesi’nde çalışıyordu. O zaman her şey normaldi de şimdi mi anormalleşti? O zaman etik sorun yoktu da şimdi mi problem oldu? Şimdi dünyanın sonunun geldiği yaygarasını çıkarmak niye? O zamanki 2547 sayılı yasa buna uygundu da ben rektör olunca yasa değişti mi?”