Ders kitaplarında engellilerin temsilini inceleyen çalışmaya göre, engelliler kitaplarda hep "eksiklik", "hastalık", "kusurluluk", "bakıma ve yardıma muhtaç olma" durumunda gösteriliyor. 

“Ders Kitaplarında Engellilik” projesini Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama Araştırma Merkezi hazırladı.

Çalışma kapsamında 1. sınıftan 12. sınıfa kadar Türkçe, Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Sağlık Bilgisi, Vatandaşlık ve İnsan Hakları gibi 68 kitap tarandı.

HEP YARDIMDA MUHTAÇ

bianet'in haberine göre; incelenen kitaplarda 80 kez engelli, sakat ve özürlü kavramları geçiyor. Bu üç kavram da genellikle "eksiklik", "hastalık", "kusurluluk", "bakıma ve yardıma muhtaç olma" durumunda gösteriliyor. 

Kitaplarda 20 tekerlekli sandalye, altı baston-değnek, beş görme engelli görseli var. Bu görsellerde engelliler genellikle aciz ve yardıma muhtaç olarak resmediliyor.

EŞİTLİK KAVRAMI YOK

Kitaplarda engelliler "normal birey" olarak  görülmüyor. Sağlık-hastalık ikiliği üzerinden, engellilik bir hastalık olarak görülüp çoğu yerde "hastalık" kavramıyla ilişkilendiriliyor.

İncelenen kitaplarda eşitlik kavramının engellilik bağlamında kullanımına hiç rastlanmıyor. Sosyoloji kitaplarında hiç engelli kelimesi geçmezken, otizmden de hiçbir kitapta söz edilmiyor.

ENGELLİYE YARDIM AHRETLİK ÖDÜL


Yardım ve acıma temelli yaklaşım özellikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında hayırseverlik ile ilişkilendirilerek ele alınıyor.

Örneğin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 10.sınıf ders kitabında görme engelli birine yardım etmek, ahret kazanılacak bir ödül karşılığı bağlamında ele alınıyor.

Sonuç olarak rapora göre, ders kitaplarındaki metinlerin ve görsellerin hemen tamamında engelliler kendi başlarına sokağa çıkamayan, karşıdan karşıya geçemeyen, çalışamayan insanlar olarak resmediliyor.

İKİNCİ SINIF YURTTAŞ ALGISINI PEKİŞTİRİYOR


Bu durumun sebebi olarak da insanların sakat/engelli olmaları gösteriliyor. Bu çerçevede engellilerin toplumsal yaşama eşit düzeyde katılmalarını sağlayacak düzenlemelerin eksikliğine pek  değinilmiyor.

Yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi, engelli kadın ancak başkalarının yardımıyla karşıya geçebiliyor. Kitapta hak temelli bir yaklaşım doğrultusunda, trafik ışıklarındaki düzenleme sonucunda bu yardım olmadan da engellinin karşıdan karşıya geçebileceği anlatılmıyor.

Raporda, maddi yardımla (yardım kampanyaları, aylık vb.) ve merhametle  yaklaşıldığında çözülebilecek bir "sorun" olarak görülen engelli bireylerin ikinci sınıf yurttaşlar olduğu algısının pekiştirildiği belirtiliyor.