Türkiye’de ilk olarak, Alevi dedesi yetiştirilmesi için kurulan  ‘Hacı Bektaş Veli Anadolu Lisesi’nin temelleri geçtiğimiz günlerde atıldı. Devletin Alevi inancına yön vermek istediğini söyleyen bazı Aleviler ise girişimi eleştirmişti. Projeye bir tepki de İzmir Demokratik Alevi Derneği’nden (İDAD) geldi. İDAD, projeyi ‘truva atına’ benzeterek, Alevi dedelerinin yetişmesi için gerekli olan okulların devlet okulları değil, Alevi ocakları olduğunu söyledi.

İstanbul Küçükçekmece’de “Hacı Bektaş Veli Anadolu Lisesi” adında, Alevi-Bektaşi inancına uygun olduğu savunulan, “dede-baba” yetiştirmek üzere ilk Alevi Lisesi’nin temelleri atıldı. Özel statülü olarak 2015-2016 öğretim yılında açılacak olan Hacı Bektaş Veli Anadolu Lisesi yaklaşık 600 öğrenciye eğitim verecek.

Dosteli Yardım Eğitim ve Kültür Vakfı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak projesi olan okulun müfredatında, “Lise eğitiminde yer alan ortak derslerin yanı sıra, Alevi-Bektaşi öğretisine ilişkin dersler de yer alacak” ifadeleri bulunuyor. Okulun müfredatında, “Kur’an-ı Kerim, İslam Kültür ve Medeniyeti”, “Alevilik ve Bektaşilik İnancında İbadet ve Uygulamalar”, “Alevi – Bektaşi Tarihi Süreci”, “Tasavvufa Giriş, Büyük Mutasavvıflar ve Öğretileri” ve “Bağlama Eğitimi ve Semah Manası Erkânı” gibi dersler de var.

Okuldan mezun olanlar, istekelerine göre, üniversite eğitimlerine devam edebilecek ya da dede-baba olarak görev alabilecek. Öğrenci, öğretmen seçimi ve ders kitaplarının hazırlanmasında ise, vakıf ile bakanlık tek merci olacak.

Okulun açılış töreninde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Alevi eğitim programının hazırlamasında katkısı olan Dost Eli Yardım ve Eğitim Vakfı’na teşekkür etmiş; Vakıf Başkanı Sakine Tükek ise İstanbul 3’üncü bölgeden AKP milletvekili aday adayı olmuştu.

“ALEVİLİĞİN İKTİDARA BULAŞTIRILMASI HEDEFLENİYOR”

Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan İzmir Demokratik Alevi Derneği yöneticileri Asil Benler ve Ersin Özgül, projeyi değerlendirdiler.

AKP’nin fethedemediği ‘İkrar’ kalesini bu sefer de truva atıyla vurmaya çalışacağını savunan Ersin Özgül, “Truva atı ise sözde yetiştirilen yol düşkünü Alevi dedelerinden oluşacak. Bu okul her ne kadar bağımsız olacaksa da biliyoruz ki, devletin Alevi tanımına paralel işbirliği içinde olacak. Doğal toplumdan bu yana sömürüye, birbirini tahakküm altına almaya ve devletli uygarlığa en kapalı inanç olan Aleviliğin akıbeti açık ki iktidara bulaşmaya götürülecek” dedi.

Kapatılan ve dağıtılan Dersim Alevi ocaklarını hatırlatan Özgül, bu ocakların Kızılbaşların hiyerarşik örgütlenme ve toplumsal sorunlarının çözüm mekanı olduğunu anlattı. 15’inci yüzyıl sonundan itibaren  Alevi ocaklarının özgünlüğü ve örgütlülüğünün bozulmaya ve dağıtılmaya çalışıldığına vurgu yapan Özgül, Alevi ocaklarının Osmanlı eliyle Bektaşi dergahlarına bağlanarak, mürit yapılmaya çalışıldığını söyledi.

“ASIL ALEVİ OKULLARI, ALEVİ OCAKLARIDIR”

Özgül, “Asıl Alevi okulları olan ocaklarımız işlemez hale getirilmiş ve içleri boşaltılmıştır. Sistem kendi elleriyle kapatıp işlemez hale getirdiği Alevi ocaklarına alternatif olarak bugünün kriterlerine uygun kendi Alevilerini yetiştirmek için bu okulları açıyor” dedi.

“YÜKSELEN MUHALEFETİN YUMUŞATILMASI AMAÇLANIYOR”

Bu projenin yeni ‘Hızır Paşa’lar yetiştirme projesi olduğuna vurgu yapan Benler ise AKP’nin farklı hesaplar yaptığına dikkat çekti. Benler, AKP’nin Alevilerin ibadet mekanları olarak gördükleri cemevlerini “cümbüş evi” olarak nitelemesini ve cem evlerinin  ibadethane olarak kabul etmeyen zihniyetinin halen  değişmediğini söyledi. Bu projelerin yükselen Alevi muhalefetini yumuşatmak için hayata geçirildiğini savunan söyleyen Benler, okul projesinin Aleviliği, Sünni İslam içinde eritmek için tasarlandığı görüşünü dile getirdi.

“ALEVİLİK ERİTİLMEK İSTENİYOR”

Benler, şöyle devam etti:

“Alaattin Keykubat’ın Osmanlı döneminde kendine yakın kişilere secere dağıtarak Alevi toplumu içerisinde hakim kılmaya çalıştığı Sünni İslamlaştırma bugün de devlet tarafından ‘cami-cemevi’ ve ‘dede yetiştirme liseleri’ gibi projeler ile tamamlanıp Alevilik eritilmek istenmektedir. Oysa bilinmektedir ki, yol önderimiz ‘Bel evlatlığı değil, yol evlatlığı’ der. Devletin atadığır diye ‘dede, ana, pir, mürşit’ olunmayacağını dile getirirler. Bu konumların içeriği Alevilikte ‘4 kapı 40 makam’ işlerliğiyle ocak sisteminde ortaya çıkmaktadır. ”

“DEVLET ELİ DEĞMİŞ ALEVİLİK, ÖZÜYLE OYNANMIŞ ALEVİLİKTİR”

Alevilerin yıllardır demokrasi, eşitlik ve laiklik gibi talepler için mücadele ettiğini ifade eden Benler, “İnançların Diyanet’e bağlı hale gelmesini ve buradan dedelere maaş verilmesini istememiş, Diyanet’in lağvedilmesi için mücadele etmişlerdir. Aleviliğin kendi kendine yeten ‘pir ana talip (müsaip)’ ilişkişlerine bağlı toplumsal düzeni devleti iktidarlaşmayı kabul etmemektedir. Bu yüzden devletleşen Alevilik, devlet eli değmiş Alevilik özüyle oynanmış Aleviliktir” diye konuştu. (ANF)