Alevi Bektaşi Federasyonu’nun öncülüğünde Alevi dernekleri, 17 Eylül Pazar günü İstanbul Kartal’da 'Eğitim sistemindeki asimilasyona ve gericiliğe karşı geleceğimize sahip çıkıyoruz' sloganıyla bir miting düzenleme kararı aldı. Mitingde Alevi derneklerinin başkanları ağızları bantlı olarak kürsüye çıkacaklar ve konuşma yapmayacaklar.

Mitingle ilgili Sputnik’ten Hüseyin Hayatsever'e konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, mitingde sadece kürsüden bir bildiri okunacağını ifade ederek “Kürsüye çıkan kurum başkanları bir konuşma yapmayacak. Ellerinde dövizler taşıyacaklar, ağızları da bantlı olacak. Çünkü çok konuştuk, konuştuğumuzu herkes duydu. Bir de sessiz duralım bakalım, ümit ediyoruz ki bu sessiz protestomuz daha anlamlı olacaktır” dedi

Mitingin düzenleyicileri arasında yer alan Kaplan, “Öncelikle bu miting, sessiz bir miting olacak. Bir basın metnini bir kadın ve bir erkek arkadaş okuyacak. Mitingin düzenleyici ve çağrıcı kurum başkanları kürsüye ağızları bantlı olarak çıkacak. Bu bir sessiz protestodur. Şimdiye kadar çok konuştuk, bundan sonra artık farklı bir mücadele hattının örülmesi anlamında öncelikle bir sessiz miting düşündük” dedi.

Mitinge Alevi dernekleriyle birlikte Eğitim-Sen’in de destek vereceğini kaydeden Kaplan, “Başarabilsek bütün kitlenin orada sessizce bir saat beklemesinin daha anlamlı olacağını düşünüyoruz ama o kitlenin tamamına hükmetmek mümkün olmayabilir, kitle slogan atabilir ama kürsüden kesinlikle bir konuşma yapılmayacak, sadece bildiri okunacak” dedi.

'ALEVİ ENSTİTÜSÜ ALTERNATİF EĞİTİM ŞURASI TOPLAYACAK'

Mitingin temel talebinin 'laik, bilimsel, anadilde eğitim' olacağını ifade eden Kaplan, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına itiraz ediyoruz’ şiarıyla başlatılmış bir mitingdir bu. Bu taleple ilgili şu ana kadar Alevi kurumları şimdiye kadar birçok miting yaptı. Ancak bunların devamı gelmedi. Bundan sonraki süreçte 18 Eylül’de tüm illerde Milli Eğitim Müdürlükleri’nin önünde, Ankara’da ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünde basın açıklamaları yapılacak müfredatla ilgili. Bunların akabinde Alevi Enstitüsü’nün öncülüğünde alternatif eğitim şurasını toplayacağız. Bundan sonraki süreçte Alevilerin eğitime bakış açısını, hem de alternatif bir eğitim anlayışı geliştirilmesi için doneler sunulacak orada. Daha sonra sömestr tatilinde okullar açılmadan önce İzmir Gündoğdu ve akabinde Ankara’da bir eylem yapılacak. Alevi kurumları bu süreçte sürekli bir eylem sürecine girdi.

Mitingin en güçlü talebinin 'laik eğitim' olacağını ifade eden Kaplan, “Daha önce de Aleviler eğitim sistemine yönelik defalarca mitingler yaptı. Bizim tek itirazımız, laik eğitim sisteminin bugün geldiği nokta değil. Daha önce de zorunlu din derslerinin olduğu, din derslerinin ana sınıflarına kadar indiği bir sistemde laik eğitimden bahsedilemezdi. Dolayısıyla Aleviler dün de bu itirazlarını yapıyorlardı. Ancak bugün son müfredat değişiklikleriyle yapılanlar bizi artık söylenecek sözün kalmadığı noktaya getirmiştir. Bugün iktidar temel ders saatlerini dahi azaltarak tamamen dinsel bir eğitimin öngörüldüğü eğitim sistemine kademeli olarak geçmek istiyor. Bizi en çok etkilenecek, Alevi çocuklarını en çok vuracak olan, bu sistemdir. Biz buna itiraz ediyoruz. Bununla ilgili olarak da seküler yaşamı savunan herkesin, bize destek vereceği umut ediyoruz.

'CEMEVLERİMİZİ AKADEMİYE ÇEVİRİP ÇOCUKLARIMIZA DOĞRULARI ANLATACAĞIZ'

Müfredatta yapılan değişikliklerle cihat, kadın-erkek eşitliği gibi konularda bazı ders kitaplarında dikkat çekici ibareler yer aldığını anımsatan Kaplan, şunları söyledi:

“Alevilerin binyıllardır sürdürdüğü inancına, temel felsefesine, hayat anlayışına tamamen ters bir eğitim müfredatıyla karşı karşıyayız. Bununla ilgili de ilerleyen süreçlerde biz kendi cemevlerimizi akademiye çevirip örneğin cihadın doğrusunun ne olduğunu kendi çocuklarımıza kendi mekânlarımızda anlatacağız. Bununla ilgili önümüzdeki süreçte yeni bir planlamayı yapacağız. Alevilerin yıllardır mevcut eğitim sistemine bu kadar muhalif olmalarının ana nedenlerin başında zorunlu din dersi geliyor. Alevi çocuklarının bilinçli olarak tüm hükümetler tarafından zorunlu bir asimilasyona tabi tutulduklarını görüyoruz. Son 5-6 yıldır din dersinin sınavlardaki çarpanı fen dersleriyle eşitlendi. Alevi çocuklarının din derslerine girmeme gibi bir durumlarını ortadan kaldırdılar. Biz buna itiraz ediyoruz; diyoruz ki din dersleri seçmeli olsun, almak isteyen bunları alsın. Ancak şu anda tüm eğitim sistemi baştan aşağı değiştirilmediği sürece zorunlu din derslerinin kaldırılması bile bir çözüm olarak görünmüyor.”