"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza verdikleri için "Örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklanan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ilk kez hakim karşısına çıkacak. Yarın Çağlayan’da görülecek olan duruşmaya Ankara Üniversitesi akademisyenleri destek çağrısında bulundu.

Akademisyenlerden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiler Dursun, Prof. Dr. Funda Başaran ve Arş. Gör. Faruk Alpkaya, barıştan ve özgürlükten yana olan herkese yarın yapılacak olan duruşmaya katılmaya ve Çağlayan Adliyesi önünde buluşmaya çağırdı.

Prof. Dr. Funda Başaran, 22 Nisan’ın Türkiye açısından önemli bir tarih olduğunu belirtti.

'ÜNİVERSİTELER TOPLUMSAL ELEŞTİRİNİN YÜKSELDİĞİ YERLERDİR'

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiler Dursun, üniversitelerin toplumsal eleştirinin ve toplumsal dönüşümünün yükseldiği yerler olması gerektiğini hatırlatarak, bunun tüm üniversiteler için tarihsel bir görev olduğuna dikkat çekti. "Akademisyenlerin görevi de budur. Bu görev, öğrencilerle akademisyenlerin ve akademik idarecilerin birlikte kurdukları yaşama ikliminin esas dinamiğini oluşturur" diyen Dursun, bu görevi yerine getirmeye çalışan akademisyen ve öğrencilerin son yıllarda artan bir baskı ve basınçla karşılaştığını hatırlattı. 

'ENİNDE SONUNDA O ÖZGÜR DÜNYAYI KURACAĞIZ'

Akademisyenlerin tutuklanması, hapishane ve yaşam tehdidi altına alınmasının eleştirel düşünceye yönelik bir saldırı olduğunu ve bu baskı altındaki düşün dünyasının toplumsal dönüşümü sırtlanmasın kolay olmayacağını vurgulayan Dursun, "Buna rağmen düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarının genişletilmesi gibi yakıcı bir gündem önümüzdedir ve her şeyin konuşulup tartışılabildiği bir toplumsal iklimi, eninde sonunda yaratacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın" ifadelerini kullandı.

22 NİSAN TÜRKİYE İÇİN TARİHİ BİR GÜN

Prof. Dr. Funda Başaran da, yapılan duruşmaya dikkat çekerek, Türkiye'nin iki önemli davasının aynı gün görüldüğünü hatırlattı. Başaran, "Bunlardan birisi nerdeyse dünya çapında düşünce ve ifade özgürlüğü açısından sembolik bir değer kazanan Can Dündar'la Erdem Gül'ün davası, diğer bir dava ise yine dünyada önem kazanan barış için akademisyenlerin ilk duruşmasıdır. Dünyanın dört bir yanından bu konuda destek mesajları alıyoruz. Duruşmanın sonuçlarını elbette bizde bilmiyoruz, ama bana kalırsa bu duruşmaya verilen destek, gelecekte Türkiye'nin nasıl bir ülke olacağını ve bu ülkenin kimler tarafından kurulmuş olacağını gösterecek" tespitinde bulundu.

DESTEK VE DAYANIŞMANIN BÜYÜMESİ ÖNEMLİ

Duruşmada destek ve dayanışmanın büyütülmesinin önemli olduğunu aktaran Başaran, "Bizler artık akademik ve bilimsel özgürlüklerin olduğu bir Üniversite'de, barış ve demokrasinin olduğu bir ülkede yaşamak için adımlar atabilelim" dedi. Başaran, duruşmaya katılım çağrısı yaptı.

Öte yandan tutuklu akademisyenlerin davası ile aynı gün ve aynı yerde tutuksuz yargılanan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün de duruşması gerçekleşecek.

(Kaynak: DİHA)