Filistin’de Gazze’nin pek bilinmeyen ilçelerinden Cazre’de bir haftadır süren zulüm, yürekleri sızlatıyor. Dünyanın kör, sağır ve dilsizi oynadığı; kardeş Filistin halkına yapılan zulme karşı insan hakları savunucuları “Cazre’ye ses verin” çağrısı yapıyor.

Cazre’de bir haftadır sokağa çıkmak yasak. En ağır baskı ve savaş koşullarında yapılan sokağa çıkma yasaklarında bile günde 1-2 saat temel ihtiyaçların karşılanması için izin verilirken, Gazze’nin Cazre ilçesinde 1 haftadır, 24 saat yasak uygulanıyor. 50 otobüs dolusu özel harekâtçının konuşlandırıldığı ilçede sokağa çıkmak isteyenler keskin nişancıların hedefi haline geliyor.

İlçenin her tarafında zırhlı araçlar ve ağır silahlarla yapılan saldırılardan sonra yaralananların hastaneye dahi gitmesi yasak. Saldırılarda yaralananlar bir tarafa, İsrail devleti öyle bir zulüm uyguluyor ki, Muhammed Tahir isimli 35 günlük Filistinli bebek, mahalleye ambulansın girmesinin engellenmesi üzerine hastaneye kaldırılamayınca yaşamını yitirdi.

Öldürülenler sokağa çıkma yasağı olduğu için defnedilemiyor ve hastanelerin morgunda bekletiliyor. Keskin nişancılar tarafından öldürülen Cizir Çagırga isimli 10 yaşındaki Filistinli çocuğun cenazesi ise morga da kaldırılamadı. Cizir isimli kız çocuğunun naşını ailesi kokmasın diye evlerindeki buzdolabında saklıyor.

İsrail zulmü bu kadar da değil. İlçede, bir haftadır ezan da okunamıyor. Keza İslamcı bir parlamenterin söylediğine göre camileri de keskin nişancılar kullanıyor.

Cazre’de bir haftadır iletişim ve elektrikten de mahrum kalan, saldırılar ve ölümlerle dehşet yaşayan Filistin halkı, aynı zamanda temel gıda maddelerine de ulaşmakta sıkıntı yaşıyor. Küçük ve bilinmeyen bir ilçe olmasına rağmen 150 bine yakın Filistinli’nin yaşadığı Cazre’de, vatandaşlar toplu katliam korkusu yaşıyor.

Bir hafta içerisinde evler yakıldı, sokaklarda bombalar patlatıldı. Ulaştırılan son bilgilere göre büyük çoğunluğu bebek ve çocuk olan 14 sivil vatandaş yaşamını yitirdi. Büyük kısmının cenazesi bile kaldırılamamışken, İsrail hükümeti artan tepkiler üzerine hiç sivil öldürülmediğini iddia eden açıklamalar yaptı. Açıklamalar sonrasında savaş karşıtı İsrailliler cenazeleri evlerde ve morglarda bekletilen 3 ila 13 yaş arası çocukların sivil olmadığını hükümetin nasıl izah edeceğini merak ediyor. Hala ne olduğunu anlayamayan hükümet yanlısı İsrailliler ise, Cazre’de yaşananların neden 1 yıl önce, 5 ay önce, 3 ay önce değil de bu günlerde, özellikle de 2 ay önce yapılan seçimlerden hemen sonra yaşandığını sorgulamaya başlıyor.

Bir grup Gazzeli’nin Cazre’ye yaptığı yürüyüşle daha fazla kesim tarafından duyulmaya başlanan sokağa çıkma yasağı ve baskı ile ilgili hem ulusal hem de uluslar arası kamuoyunda itibar kaybı yaşayan İsrail başbakanı bir televizyon programında yaptığı açıklamada, kısa süre sonra yapılacak seçimlere atıfta bulunarak gerçek niyetlerini de itiraf etmiş oldu: “Anketler oylarımızın arttığını gösteriyor, böyle devam edeceğiz”

Dünyanın gözü önünde Gazze’nin Cazre ilçesinde kardeş Filistin halkına zulüm uygulanırken, ne İsrail halkından ne de dünyanın başka bir yerinden ‘one munite’, ‘yeter artık’ çıkışı gelmiyor. Ölüm ve katliamlarla yaşamaya alışan Cazreliler ise “Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur” diyor.