2010'da kurulan Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun girişimi ile hayata geçen "Gazze'ye Kadın Gemisi" bugün Barselona'dan yola çıkıyor.

Barselona, 1998 yılında Gazze ile kardeş şehir ilan edilmiş.

İsrail'de yayın yapan Jerusalem Post gazetesi, konvoyda iki gemi ve onlarca kadının bulunduğunu aktardı.

Gazete, İsrail dışişleri bakanlığının, aralarında İsrail'in de bulunduğu çok sayıda ülkeden kadının katıldığı konvoyun neden olabileceği 'diplomasi ve medya hasarını' en düşük seviyede tutmak için çaba gösterdiğini duyurdu.

Fatma Yörür’ün BBC’de yer alan haberine göre, konvoya destek verenler arasında Gazze Yolunda Kanada Gemisi, İtalya Özgürlük Filosu Koalisyonu ve Filistin Dayanışma Birliği (Güney Afrika) ile Norveç, İspanya, İsveç, Yeni Zelanda, Avusturalya ve ABD'den Gazze Gemileri bulunuyor.

Girişimin internet sitesinde Mavi Marmara'nın da yer aldığı 2010'da kanlı baskına hedef olan konvoyun öncülerinden İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın da adı var.

İHH'nin bu girişim konusundaki yetkilisi Mustafa Özbek, ''girişime aktif bir katılımlarının olmadığını, sadece Türkiye'den destek sağladıklarını'' söyledi.

Özbek, bu girişim konusunda Türkiye hükümetiyle herhangi bir temas kurmadıklarını da belirtti.

Nobel Barış Ödülü sahibi Kuzey İrlanda barış aktivisti Mairead Maguire, Yeni Zelanda Yeşiller Partisi Milletvekili Marama Davidson, ABD'den oyun yazarı ve senarist Naomi Wallace, Norveçli akademisyen ve aktivist Gerd von der Lippe Norveç ile Kanada'dan öğretim üyesi Marilyn Porter gemide bulunanlardan birkaçı.

'GEMİDE TIPKI GAZZE GİBİ OLCAĞIZ, YALNIZ VE MASUM'

Kaptanı ve tüm yolcuları kadınlardan oluşan gemide Türkiye'den sporcu ve antrenör Çiğdem Topçuoğlu da var. Çiğdem Topçuoğlu daha önce 2010'da İsrail komandolarınca basılan Mavi Marmara gemisinde de bulunmuştu.

Eşi Çetin Topçuoğlu, İsrail askerlerince öldürülen 10 kişiden biriydi. Çiğdem Topçuoğlu, tek amaçlarının Gazze'nin sesini duyurmak olduğunu söyledi.

"Mavi Marmara deneyiminden sonra kendinizi nasıl koruyacaksınız?" şeklindeki sorumuya ise "Biz bu gemide tıpkı Gazze gibi olacağız, yalnız ve masum. Korkmuyorum, kendimi nasıl korurum diye plan yapmıyorum. Kaderde ne varsa o olur" yanıtını verdi.

Eşi Mavi Marmara gemisinde vurulduğunda onun yanındaymış Çiğdem Topçuoğlu. "Suyunu içirdim, gözlerini kapattım, diğer yaralılara yardım etmeye başladım. Bir İsrail askeri vardı yaralı, ona yardım ettim. Benim insanlığım da imanım da bunu gerektirirdi" diyor.

Türkiye 6 yıl sonra İsrail ile ilişkilerini normalleştirirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçmişte uluslararası arenada sahip çıktığı Mavi Marmara gemisindekileri 3 ay önce "davul zurna ile gövde gösterisi yapmakla" suçlamıştı.

İsrailli komandoların baskını sırasında Başbakan olan Erdoğan, isim vermeden İHH İnsani Yardım Vakfı'nı eleştirmiş, "Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün Başbakanına mı sordunuz?" demişti.

 'ABLUKAYI EN AĞIR YAŞAYAN KESİM KADINLAR'

Türkiye'den Barış İçin Kadın Girişimi ve BDS (Filistin için İsrail'e Boykot Girişimi) bugün İstanbul'da, Türkiye'den kadınların yola çıkan gemiyle dayanışmalarını ifade etmek amacıyla bir basın açıklaması yaptı.

BDS Türkiye'den Ayşe Düzkan, Türkiye'nin İsrail ile imzaladığı anlaşma ile Mavi Marmara'da ölenlerin yakınlarının dava hakkından vazgeçmesini sağladığına dikkat çekti. Gazze'ye ablukanın sürdüğünü hatırlatan Düzkan, kentte ablukayı en ağır yaşayan kesimin kadınlar olduğunu vurgulayarak, "Bu gemi kadınların işgale karşı direnişin önemli bir parçası olduklarını göstermeyi hedefliyor" dedi.