Diyarbakır'da 2017 Newroz’unda Kemal Kurkut'un polis tarafından vurulma anı gazeteci Abdurrahman Gök’ün çektiği fotoğraflar ile belgelenmişti.

Kemal Kurkut’un öldürüldüğü ana ilişkin fotoğrafların yayınlanmasının ardından Abdurrahman Gök’ün evi defalarca polis tarafından basıldı. Hakkında birden fazla soruşturma açıldı.

Telefon dinlemeleri, gizli tanık ifadeleri ile Gök hakkında açılan soruşturma davaya dönüşürken, Kemal Kurkut’un ölümünden sorumlu tutulan polis beraat etti.

20 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Artı Gerçek’ten Remzi Budancır’ın haberine göre, 2018 yılında gözaltına alınıp adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Gök hakkında hazırlanan iddianamade, yaptığı röportajlar, gazetecilik faaliyetleri kapsamında yaptığı telefon görüşmeleri delil olarak yer aldı.

Bir gizli tanık ifadesinin de eklendiği iddianamede Gök hakkında “örgüt propagandası” ve “örgüt üyesi olma” suçlaması ile 7 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

DURUŞMA ERTELENDİ

Gök’ün yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Diyarbakır Adliyesinde görülen duruşmada meslektaşları Gök'ü yalnız bırakmadı.

Duruşmada savunma yapan Gök, suça konu edilen iddiaların gazetecilik faaliyetleri olduğunu söyleyerek suçlamaları kabul etmedi.

Gök’ün savunmasının ardından mahkeme heyeti, adli kontrol kararını kaldırarak duruşmayı 3 Haziran'a erteledi.

GÖK: KEMAL KURKUT’UN FOTOĞRAFINDAN SONRA BASKILAR ARTTI

Duruşmanın ardından hakkında açılan davayı değerlendiren Abdurrahman Gök, 2017 yılında Kemal Kurkut’un fotoğrafları sonrası yoğun baskılara maruz kaldığını söyledi.

O fotoğraflardan sonra evinin defalarca basıldığını, hakkında soruşturmalar açıldığını anlatan Gök, “O fotoğrafın intikamımı mı alındı?” diye sordu.

'GİZLİ TANIK İFADESİ SONRADAN İDDİANAMEYE EKLENİYOR'

Hakkında hazırlanan iddianamede yer alan delillerin tamamen gazetecilik faaliyetlerinden oluştuğu ve yargılananın asıl olarak gazetecilik mesleği olduğunu ifade eden Gök, “Benim gözaltına alınmam bir ihbar sonucu oluyor. Ama o ihbarı yapan kişi şu anda iddianamede yok” dedi.

İddianamede yer alan Sabır adındaki gizli tanık ifadesine değinen Gök, "Sabır bu soruşturmadan çok önce ifadesi alınmış ve daha sonra iddianameme konulmuş. Çünkü gözaltında Sabır sorulmadı bana. İddianameye eklenmiş" diye anlattı.

GAZETECİLER İLE YAPTIĞI GÖRÜŞMELER DELİL SAYILDI

Delil olarak sunulan telefon dinlenmelerinin gizli tanıktan çok daha önce yapıldığını anlatan Gök, “Nasıl, neyle bağdaştıracağımızı bilemiyoruz. Sabır’ın hakkımda dediği şey gazeteci olduğumdur. ‘Abdurrahman Gök gazetecidir. Açık kimliğini de sizden (polis) öğrendim’ diyor. Açık kimliği polisten kolluktan öğreniyor. Gazetecidir ama örgüt propagandası temelinde bir gazetecilik yapıyor minvalinde ifadeleri var. Böyle bir yorumda bulunuyor. Bu yoruma binaen savcı da ‘evet ben de bu konuda ikna oldum’ düşüncesi ile ‘evet örgüt üyesidir’ deyip iddianame düzenliyor. Aslında savcının kendisi, kolluğun kendisi biliyor gazetecilerle görüşme yaptığımı. İlginçtir bu görüşmelerin hiçbirinde arayan taraf ben değilim. Gazeteciler beni arıyor” diye anlattı.