Haber takibi sırasında ‘heyecanlı’ olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanan Jin Haber Ajansı (JINHA) muhabiri Beritan Canözer’in ilk duruşması bugün görülecek.

Bir süre önce Diyarbakır’dan Bakırköy Cezaevi’ne sürgün edilen Beritan’ın kendi duruşmasına katılmasına Adalet Bakanlığı izin vermedi.

Beritan’ın SEGBİS sistemiyle duruşmada yer alacağı ifade edilirken davayı çok sayıda gazetecinin ve kurum temsilcisinin takip etmesi bekleniyor.

16 Aralık 2015 tarihinde gözaltına alınan ve ardından tutuklanan JINHA muhabiri Beritan Canözer’in 3,5 ay aradan sonra ilk duruşması Diyarbakır Adliyesinde görülecek. Duruşma öncesi dün JINHA, Özgür Gazeteciler Cemiyeti ve Haber Nöbeti Koordinasyonu ortak bir açıklama yaparak davaya katılım çağrısında bulundu.

Açıklamada ilk olarak konuşan JINHA Editörü Dilan Karamanoğlu, Jin Haber Ajansı’nın 8 Mart 2012 tarihinde ‘Ve medyanın dilini değiştiriyoruz.  Bizden sonra dünya medyası artık eskisi gibi olmayacak’ sloganıyla yayın hayatına başladığını belirterek, “Tüm çalışanları kadın olan bir ajans olarak muhalif, alternatif medyaya da muhalif bir tavır sergileyerek basın haritasının içinde alternatifin de alternatifi bir ajans olarak yer edindik. Kurulduğumuz günden itibaren üzerimizde baskılarda eksik olmadı” dedi.

‘TEHDİTLER EKSİK OLMADI’

Kadın muhabirlerin birçok saldırıya maruz kaldığını ve polisin hedefi haline geldiğini ifade eden Karamanoğlu, “Arîn Mîrkan'ın fotoğrafını paylaştı bahanesiyle Van muhabirimiz Vildan Atmaca tutuklandı. Van muhabirimiz Rojda Oğuz da Vildan'ın özgürlüğüne kavuştuktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diyarbakır muhabirimiz Beritan Canözer, 24 Mayıs'ta evine giderken yanından geçen bir erkek tarafından, ‘İpinizi çekmeye az kaldı, bekleyin’ şeklinde tehdit edildi. 16 Aralık tarihinde ise haber takibi yaptığı sırada ‘heyecanlı’ olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı ve attığı Tweetler yüzünden tutuklandı. Arkadaşlarımız Cizre’de, Silvan'da, Sur'da, Silopi'de, Nusaybin'de, Derik'te çatışmaların arasında barış gazeteciliği yaptı. Bu sırada arkadaşlarımız defalarca tarandı, ölümle burun buruna geldi” dedi.

‘BERİTAN’IN HEYECANIYIZ’

Beritan’ın Bakırköy Cezaevi’ne sürgün edildiğini belirten Karamanoğlu, “Onu sürgün eden devlet, bugün onun kendi duruşmasına katılmasına izin vermedi. Bizler tüm saldırılara rağmen mücadelemize devam edeceğiz. Heyecanlıyız ve heyecanlı olmaya devam edeceğiz. Özgür basını tehdit edenler hakikati ve yaşam hakkını tehdit etti. Biz bu tehditlere boyun eğmeyeceğiz. JINHA, 5 yıl önce 'erkek devlet ne der?' diye düşünmeden kuruldu. Hakikati yazmaya devam edeceğiz. Şimdi de Beritan'ın heyecanını devralıyoruz. Bütün basın çalışanlarını, kadınları, halkın haber alma hakkını savunan tüm kesimleri, Beritan'ın yarın Diyarbakır Adliyesi'nde saat 10.10'da görülecek duruşmasına davet ediyoruz.” dedi.

‘GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR’

Haber Nöbeti adına konuşan gazeteci Kumru Başer, savaş ortamında gerçeklerin üstü örtülmek istenirken gazetecilerin de iyice hedef haline geldiğini belirterek, “Bu ortamda bir dayanışma inisiyatifi başlatmıştık. 8 hafta boyunca batıdaki gazeteciler buraya gelerek haber nöbetinde yer aldı. Haber Nöbetinde yer alan gazeteciler olarak ateş altında kalan meslektaşlarımız yalnız kalmasınlar diye bir kez daha buradayız. Şimdi de değişik gruplarında ve koordinasyonunda yer almış olan arkadaşlarımız buraya geliyor. Yarın hep birlikte Berita’nın mahkemesini izleyeceğiz, gazetecilik suç değildir diyeceğiz. Beritan’ın şahsında tutuklu bulunan gazetecilere özgürlük isteyeceğiz” dedi.

‘TUTUKLU BULUNAN TÜM GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ’

Özgür Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Kübra Söylemez ise dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de devletin kendi gerçekliğini yaratmaya çalıştığını belirterek, “Böylesi dönemlerde gazeteciler öncelikli hedef olur. Özellikle muhalif basın üzerinde ciddi baskılar var. Bunun tek amacı gerçekleri saklama çabasıdır. Bugün burada Beritan’ın şahsında bulunuyoruz ama cezaevinde bulunan 32 gazeteci arkadaşımız var. Tüm gazeteci arkadaşlarımıza özgürlük istiyoruz. Bugün alanda çalışan birçok arkadaşımızda sürekli ölüm tehdidi altında görevlerini yerine getirmeye çalışıyor. Dayanışmanın büyümesi gerekiyor. Biz tüm arkadaşlarımızın sesi olacağız” dedi.

(Kaynak: Evrensel)