Füsun Demirel’in Cumhuriyet Gazetesi’deki "Babam dağa çıkmayayım diye yurt dışına yolladı" röportajı sosyal medyada büyük tartışma yarattı.

Demirel konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Cumhuriyet Gazetesi 13.03.2016 tarihli röportajımı çarpıtıp farklı sonuçlar çıkartan, şahsıma yönelik yargısız infaz yapmaya çalışan, nefret söyleminde bulunan, bana ve aileme yönelik küfürlü bir dil kullanan bununla da kalmayıp işimden çıkarılmam için çalıştığım yapım şirketi ve kanala  baskı yapanlara ve kamuoyuna açıklamamdır;

Röportajda da gayet net bir şekilde ifade ettiğim gibi; uzun yıllardır bu topraklarda akıtılan kanı destekleyen, körükleyen her kesime eleştiri vardır.

Yaşanan bu vahşeti görmezden gelmenin imkanı yoktur. Ölen her erkek, kadın, çocuk, asker, polis, sivil halk vs demeden hepsi bizim insanımızdır. Bu acıyı çok derinden hissediyorum.

Röportaj'da; "oynamak istediğiniz rol kaldı mı?" sorusuna "çok var.. mesela  gerilla kadınları oynamayı çok istedim, yaşıma bakacak olursak artık gerilla değil, ancak  bir gerilla annesini oynayabilirim" cümlesi var.. bu hayalim, izlediğim bir yabancı filmden sonra oluşmuştu. Genç bir oyuncu olarak, o zamanlar en zorlayıcı, heyecan verici rol bu olur diye düşünüyordum ve bu rolü oynamak istiyordum.

Zor olan, psikolojik olarak çalışmamı gerektirecek rollerde oynamayı her zaman istedim. Bir oyuncunun hayalinde; polis, asker, anarşist, uzay insanı, dalgıç, gerilla, şizofren, deli vs zorlayıcı rolleri oynamak vardır diye düşünüyorum. Oyuncunun girdiği karakter, oyuncunun ideolojisini tam olarak yansıtmadığını belirtmek zorunda hissediyorum.

Gerilla, yaratılmaya çalışılan algı gibi; sadece PKK ile özdeş bir kavram değildir.. Dünya tarihinde birçok mücadele alanında gerillalar vardır, bu röportajda salt bir mücadele alanını örnek vererek gerilla olmak istiyorum demedim. Tam da bu noktada, bahsettiğim ve çok etkilendiğim İtalya iç savaşında faşistlere karşı mücadele vermiş, ülkesinin kurtuluşu için savaşmış milis kadınlardır.

1989 yılında, TRT kanalına çekilmiş "Kurtuluş" dizisinde Kara Fatma'yı oynamıştım. Fatma, kadın savaşçıları ile Ege'de dağlarda düşmana karşı savaşmış bir kadındı. Bunun gibi güçlü ve mücadeleci başka bir kadın rolüne girmek istedim. Bu da gençlik zamanımda bir gerilla rolüydü. Bu mesleği sürdürürken, bütün hayatları oynamaya adaysınızdır. Konuşmanın seyrinden ötürü, ben de aday olduğum rollerden sadece birini dile getirdim. 

Benim için herhangi bir gerilla kadın rolü, aynı  zamanda özgürleşen, kendini ifade eden, hayatı için mücadele eden, üreten bir kadının tasviridir. Bu her zaman eline silah alıp dağa çıkan bir kadın gerilla olmak zorunda değildir. Bu özgürleşen kadının savunmasını yapmaya devam edeceğim. Bu sebeptendir ki röportajda her şeye rağmen inadına kahkaha deyip, özgür insanın vurgusunu yapmayı amaçladım.

Hayatım boyunca ezilenlerin yanında, ezenlerin karşısında olmaya çalıştım. Yoz düşüncelerden arınmaya ve her zaman daha özgür, daha eşit, çocuklarımıza bırakacağımız daha güzel bir dünyanın hayaliyle çalıştım. Bu yüzden insanı , doğayı, hayvanın yaşamını odak noktasına alan her mücadelenin yanında oldum.. Röportajda anlatmaya çalıştığım şey tümüyle  buydu ve düşüncelerimin savunmasını yapmaya mecbur kaldığım için derin üzüntü içerisindeyim."