Erzincan'da Fırat Nehri ve üzerindeki İliç Barajı'na siyanür bulaştığı iddiaları sonrası taraflardan açıklamalar geldi.

Suçlamaların odağındaki Anagold Madencilik, döküntünün içerisindeki toplam siyanür miktarının 8 kg olduğunu ve hemen temizlendiğini savundu.

Savcılığa suç duyurusunda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kirliliğin dere yatağına ulaşmadığını belirterek maden şirketine üst sınırdan 16 milyon ceza verdi.

Erzincan Valiliği ise sızıntının Fırat Nehri'ne ulaşmadığını duyurdu.

Fırat Nehri ve üzerinde bulunan İliç Barajı'nda kirlilik iddiaları, 2009 yılından beri bölgede faaliyet gösteren Anagold altın madeninde kullanılan siyanürü taşıyan borunun 21 Haziran gecesi patladığı iddiaları ile başladı.

İddiaya göre gece meydana gelen patlama ancak sabah 05:00 sıralarında fark edilerek kapatıldı.

Ancak vanalar kapatılana değin yaklaşık 20 ton siyanürlü su, sülfürik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal madde önce madenin altındaki dereye, oradan da Fırat Nehri’ne karışarak İliç Barajı’na ulaştı.

Suçlamaların ardından Anagold Madencilik işletmesi hakkında 'çevreyi kirlettiği' iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

ERZİNCAN VALİLİĞİ: SIZINTI FIRAT NEHRİNE ULAŞMADI

Özellikle sosyal medyada yer alan haberlerin ardından Erzincan Valiliği bir açıklama yaptı. Valilik, 'jandarma tutanaklarında 20 ton siyanürün Fırat Nehri’ne karıştığı' iddialarını yalanladı.

Valilik açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“Yığın Liç sahasına siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hatlarında meydana gelen arıza nedeniyle yaklaşık 20 m3 solüsyonunun aktığı, Solüsyonla kontamine olan alanın hipoklorit kullanılarak nötralize edildiği, Kontamine toprağın iş makinaları vasıtasıyla temizlenerek İliç sahasına taşınması ile ilgili olarak; Jandarma tarafından tutulan tutanağın incelenmesinde, tutanaklarda paylaşımlardaki şekliyle bir ifadenin olmadığı, Fırat Nehri’ne karıştığı iddiasının ise tutanakta hiç geçmediği anlaşılmış olup, dolayısıyla konunun Jandarma tutanağı ile belirlendiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır”

ŞİRKETTEN YALANLAMA: 20 TON DEĞİL 8 KİLOGRAM

Anagold Madencilik'tan yapılan açıklamada ise 21 Haziran günü bir döküntünün meydana geldiği iddiası doğrulandı. Ancak şirket tarafından yapılan açıklamada sosyal medya ve bazı haber kuruluşlarında yer alan 20 ton siyanür iddiası yalanladı.

Şirket açıklamasında, 21 Haziran gecesi seyreltilmiş siyanür içeren bir döküntünün meydana geldiği belirtildi. Açıklamada döküntünün hızlı bir şekilde temizlendiği ve olayın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bildirildiği aktarıldı. 

Şirket açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: 

"Maden sahasında gerçekleşen solüsyon döküntüsünün içerisinde toplam siyanür miktarı 8 kg'dır. Sosyal medyada yer alan asılsız iddialara göre, tonlarca siyanür döküntüsü olduğu ve Fırat Nehri'ni etkilediği iddiaları tamamen yanlıştır" denildi.

BAKANLIKTAN CAZA DUYURUSU

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iddiaların ardından Çevre Denetim Ekipleri'nin bölgeye sevk edildiğini duyurdu. Çevre kirliliğine neden olan madene üst sınırdan 16 milyon 441 bin TL idari para cezası veren Bakanlık, savcılığı da suç duyurusunda bulundu.

Bakanlık açıklamasında kuru dere yatağına ulaşan bir kirlilik olmadığı ifade edildi. Bakanlığı'n sosyal medyada yer alan açıklaması şöyle:

"Yapılan incelemede, boru hattından kaynaklanan sızıntının, tesis sınırlarının dışındaki eğimli arazide aktığı, mevsim itibarıyla alt kotta bulunan dere yatağında herhangi bir SU AKIŞI BULUNMADIĞI ve kuru dere yatağına ulaşan herhangi bir KİRLİLİK OLMADIĞI tespit edildi.

Ancak söz konusu tespitin analiz raporları ile teyit edilebilmesi amacıyla Çevre Laboratuvarı tarafından gerekli analizler yapılmak üzere numuneler alındı.

Boru hattındaki solusyon ile kirlenen alanlara gerekli kimyasallar ile müdahale edilerek buradaki kontamine olmuş malzeme toprak yüzeyden sıyırılarak güvenli alana taşındı. Temizleme çalışmalarının yeterli olup olmadığının tespit için de 27 numune daha alındı.

Çevre kirliliğine neden olan altın madenine “EN ÜST SINIR” olan 16 milyon 441 bin TL idari para cezası uygulanmış, ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında gerekli adli soruşturmanın yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’na SUÇ DUYURUSUNDA bulunulmuştur."