Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, bölgede aşılamada eşitsizlik olduğunu belirterek, "Paramiliter güçlerin silahlandırıldığı günlerde, bu paramiliter güçlerden biri ve etkili olanı SADAT'ın elemanı, Suriye'ye kirli savaşa gönderilmiş bir insan gencecik bir insanı katletti. Sağlıklı yaşam alanlarımızı bırakmadılar" dedi. 
 
Urfa Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Merkez Konsey üyeleri ile birlikte kentteki aşılamaya ve sağlık sorunlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. 
 
URFA AŞIDA SON SIRALARDA 
 
Açıklamada konuşan Urfa Tabip Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Urfa'nın aşılamada 81 il içerisinde 79'uncu sırada bulunduğunu belirtti.

Kentin eğitim ve sağlık gibi önemli konularda da son sıralarda; anne ölümü, bebek ölümü, mevsimlik tarım işçiliği gibi konularda ise ilk sırada yer aldığını ifade eden Yüksekyayla, aşılamada çıkan tablonun bu durumlarla yakından ilişkili olduğunu kaydetti. 
 
'ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMEDİ'
       
Pandemi süresi boyunca sağlık çalışanlarının özlük haklarında hiçbir iyileştirme yapılmadığını ifade eden Yüksekyayla, "Tavan ek ödeme uygulamasından çok az sağlık çalışanı faydalandırılmış olup, ek ödeme dağıtımı tamamen kurum yöneticilerinin insafına bırakılmıştır. Sağlık emekçilerinin büyük çoğunluğu pandemi öncesinde aldıkları ücretlerin çok daha azını almak durumunda kalmıştır" dedi. 
 
'9 YILDIR KAN MERKEZİ YOK'
 
Kentte sağlık alanında ciddi sorunlar yaşandığını vurgulayan Yüksekyayla, şöyle devam etti: "Önceki dönemde sıkça şahit olduğumuz, mobbing, muhatap bulamama, liyakatsiz atamalar gibi durumların devam etmesi halinde Şanlıurfa başta olmak üzere bölgede sağlık alanında yaşanan hiçbir sorun çözüme kavuşamayacaktır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre anne ve bebek ölümünde ilk sırada yer alan ve Türkiye ortalamasından 2 kat daha fazla anne ve bebek ölümü gerçekleşen, Türkiye’de en fazla doğumun gerçekleştiği il olan Urfa’da halen kan merkezi bulunmamakta, bu ihtiyaç Antep’ten karşılanmaya çalışılmaktadır. Her defasında en kısa zamanda kan merkezinin açılacağı söylenmesine rağmen 9 yıldır hala kan merkezi açılmamıştır." 
 
MEVSİMLİK İŞÇİ TRAJEDİSİ 
 
Yüksekyayla, mevsimlik tarım işçilerinin durumuna dikkati çekerek, şunları söyledi: "Çocukların eğitim öğretimdeki aksaklıklarının yanı sıra, kadın sağlığı, çocukluk çağı aşıları, kronik hastalıkların takibi gibi birçok konuda tarım işçileri mağdur olmakta ve bu hizmetlerden uzun süre yararlanamamaktadır. Gittikleri yerlerde sağlık hizmeti alamamanın yanında yaşadıkları ırkçı saldırılar, özellikle çocukların psikolojilerinde kapanması güç yaralar açmaktadır. Türkiye’nin en büyük tarım arazilerine sahip illerinden biri olan Urfa’da yaşanan mevsimlik tarım işçiliği sorunu artık bir trajediye dönmüştür." 
 
'ANADİL KRİTİK ÖNEMDEDİR'
 
Urfa'da hem kamu hem de üniversite hastanesinde çok sayıda branşta hekim eksikliği yaşandığını sözlerine ekleyen Yüksekyayla, "Harran Üniversitesi’nde Adli Tıp, Plastik Cerrahi, Pediatrik ve erişkin yan dal bölümleri gibi bölümlerin olmaması hem öğrenci ve asistan hekimlerin eğitiminde eksikliğe yol açmakta, hem de yurttaşların sağlık gereksinimleri için başka şehirlere gitmesine neden olmaktadır. Bölgemizde nüfusunun büyük çoğunluğu başta Kürt ve Arap olmak üzere farklı etnik yapılardan oluştuğu göz önüne alınarak sağlığa erişimi kolaylaştırmak için anadilinde sağlık hizmeti sunmak kritik önemdedir. Ülkemizde sağlıksızlığa yol açan şiddet dili ve siyasal atmosfer de ne yazık ki bir gün önce bir siyasi partiyi ve mensubunu hedef oluşturmuş. İzmir’de meydana gelen bu ırkçı cinayeti kınıyor, başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz" dedi. 
 
'AŞIDA EŞİTSİZLİK VAR'
 
Daha sonra da söz alan Şebnem Korur Fincancı, bölgede aşı oranında çok ciddi bir eşitsizliğin göz önünde olduğunu, bunun sağlık alanının tamamında görünür olduğunu dile getirdi. Anadilde sağlık hizmet verilmemesinin eşitsizliği derinleştirdiğini vurgulayan Fincancı, sözlerini şöyle tamamladı: "Siyasi otorite şu an zor durumda. Çünkü tüm kirli çamaşırları ortada, üstelik kendi insanları tarafından ortalığa saçılmış. Bunu örtbas etmenin yolarını bulmaya çalışıyorlar. Paramiliter güçlerin silahlandırıldığı günlerde, bu paramiliter güçlerden biri ve etkili olanı SADAT'ın elemanı, Suriye'ye kirli savaşa gönderilmiş bir insan, gencecik bir insanı katletti. Ama farklı bir yöne çekilerek SADAT'ı, paramiliter güçleri, ırkçı saldırıları örtbas etme çabaları var. Sağlıklı yaşam alanlarımızı bırakmadılar. Ama mücadele etmek zorundayız." 

Kaynak: MA