Eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası'nın 11'nci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu'nda devam ediyor. Savunma yapan siyasetçiler mahkeme heyetine tepki göstererek bu davanın siyasi bir dava olduğunun altını çizdi. Tutuklu yargılanan Figen Yüksekdağ yaptığı savunmada, "Dışarıdan müdahalelere hayatta tutulmaya çalışılan bir dava" diyerek davayla alakası olmayan sorularla muhatap olduklarını söyledi.

‘KENDİMİ BU SANDALYEYE BAĞLAMAM BEKLENİYOR’

Davada ilk olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak tanık ifadelerine ilişkin beyanlarda bulundu. Tanık dinlenmesinden haberlerinin olmadığını ifade eden Kışanak, “Mahkemenin ara kararından haberimiz yoktu. Kendimi bu sandalyeye bağlamam ve yaşamımı buraya bağlamam isteniyor. Teknik olarak hayatın olağan akışı olarak bu mümkün değil. Ayrıca telekonferans bağlantısından görevlilerin bile haberi olmuyor” dedi.

HDP Önceki dönem MYK üyesi İsmail Şengül 18 aydır tutuklu olduğunu ifade ederek, “3 bin 500 sayfalık iddianamede benim ve arkadaşlarımın fiillerle yargılanması dışında somut bir delil bulunmamakta. İddia makamı son 2 mütalaasında Figen Yüksekdağ hakkında verilen AYM kararını tutuklama gerekçemiz sayıyor. AİHM Büyük Daire Demirtaş kararını hatırlatmak istiyorum. Anayasa 90’ıncı madde gereği AİHM kararının tanınması gerekir. Adalet Bakanı basına verdiği demeçlerde AİHM kararlarının uygulanması gerektiğini ifade etti. Anayasa açıktır ve bağlayıcılığı mevcuttur. Bu bağlayıcılık görünmesine rağmen iddia makamı mütalaasında bunlara yer vermiyor. Bu da iddia makamının hukuktan ne kadar uzak kararlar verdiğini gösteriyor” diye konuştu.

‘EMNİYET SUÇ İŞLEDİ’

Kürt-Pen üyesi yazar Nezir Çakan da tanık beyanlarının gerçek dışı ve yalan olduğunun HTS kayıtlarıyla kanıtlandığını kaydetti. Çakan, “Sami Baran’ın verdiği ifade de söylediklerimi doğruladı. Antalya Emniyeti’ne Sami Baran’ın hastalığını kullanan ve söylemediği beyanları tutanaklara geçen emniyet güçleri açıkça suç işlemiştir. HTS ve bilirkişi raporları tanık beyanları çürütmektedir” dedi.

Söz alan önceki dönem HDP Parti Sözcüsü Günay Kubilay da sadece HDP MYK üyesi olduğu için yargılandığını söyledi. “Dosyada bulunan iki gizli bir açık tanığın beyanlarının birbirini yalanlar nitelikte” olduğunu dile getiren Kubilay, “3'ü birbirinden farklı, 2 ölü beyan var. Tanık ifadeleri bu davanın Kobanî olayları nasıl bahane edilerek HDP’ye kumpas kurulduğunu kanıtlamıştır. Sami Baran’ın mahkeme ifadesi bizim başından beri bu davanın Kobanî olaylarıyla ilgili hakikati ve maddi gerçeği açığa çıkaracak bir dava olmadığını, HDP’ye kurulan kumpas davası olduğunu kuşkuya yer götürmeden kanıtladı” diye belirtti.

‘HDP BU ÜLKE İÇİN ŞANSTIR’

Duruşmada Kürtçe konuşan Zeynep Ölbeci de tanık Kerem Gökalp ve Sami Baran’ın kendisi hakkında herhangi bir beyanı olmadığını ifade etti. Ölbeci, “Açık tanıklar da nasıl bir komplo ile karşı karşıya olduğumuzu kanıtladı” şeklinde konuştu.

Önceki dönem MYK üyesi Zeynep Karaman söz alarak Kürtçe konuştu. “Şu net ki bu iddianameyle bu mahkeme bu şekilde devam edemez” diyen Karaman, heyetin yargılamayı sona erdirmesini istedi. Karaman, “Ben tahliye talep etmiyorum. Ne kadar gizli, açık tanık getirsele rde dava boşa çıkıyor. Tanıklar da tüm iddiaları çürütüyor. Biz bu Cumhuriyet için bir şansız, HDP bir şanstır. Türkiye’nin bize ihtiyacı var ve biz de çalışmalarımıza özgürce sürdürmek istiyoruz. Bize ceza da verebilirler. Bize 37 kez müebbet de verebilirler. Gerekirse yatarız da. Biz Kürdistan halkı için de Türkiye halkı için de samimiyiz. Bu fırsatın bilincinde olmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.

YÜKSEKDAĞ: TANIK İFADELERİ BU DAVANIN ÖLMÜŞ BİR DAVA OLDUĞUNU KANITLADI

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da söz olarak şunları söyledi: “Tanıkların yaptığı tek tanıklık bu davanın ölmüş olduğuna dairdir. Tanıklar beyanlarıyla bu davanın ölmüş bir dava olduğunu gösterdi. Suni teneffüslerle, dışarıdan müdahalelerle hayatta tutmaya çalışılan bir dava. AYM’nin siyasi bazı davalara karar verebileceğini öngörmek saflıktır. AYM, kendini dünyaya göstermeye, kanıtlamaya çalışan bir durumda. Hala nefes alan bir hakem olduğunu kanıtlamak için böyle aleyhe kararlar veriyor. AYM bize karşı aleyhte karar kurma kurumudur. Bu davanın dayanağı AYM’nin benim hakkımda verdiği kararlar. Bu dosyanın ne kadar kumpas ve yalan yanlış olduğunu her gün haykırıyoruz ama sizler hiçbir şey yokmuş gibi belirlenen ve önünüze önceden konulmuş kararları sürdürüyorsunuz. Bizler bu gerçeğe sessiz kalamayız."

‘TWEETİ BEN YAZDIM BEN ATTIM’

Savcının tanık dinlemesi ardından “MYK’da kim vardı? Tweeti kim attı?” gibi sorular sorduğunu belirten Yüksekdağ sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sorulmayacak sorular sordunuz. Gerçeklikle hakikatle ilgisi olmayan, davanın seyriyle ilgisi olmayan, bir tweetin etrafında tavaf etmeye zorlayan bir mantık çıkıyor. Her seferinde size anlatırız, böyle olmayacağını anlatırız. Ben yazdım, ben attım, diyorum. Buna niye odaklanmıyorsunuz. Benim samimi beyanım, ikrarım değil. Bir dönemin gayet meşru, AKP iktidarını yere devirmiş o dönemin MYK’sı devirmiş. Hazreti Davut gibi tek bir taşla deviren HDP MYK’dır. Tarihsel konjonktür, çabamız, yolsuzluk içerisinde yapılan mücadele devirdi.”

‘HERKESLE ANLAŞTILAR, BARIŞTILAR BİR TEK ÜLKENİN VATANDAŞIYLA BARIŞMADILAR’

Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin MYK üyesine o partinin MYK’sı suç karargahı gibi anlam vererek, sorular sormaya cüret ediyorsunuz. Cüretinizi selamlıyorum ama bu kadar tahammül etmek zorunda değiliz. Bu memlekette siyaseti yöneten tek adam dava satıyor. Bu tek adam siyasi ikbal karşılığında dava satıyor. Yargı sistemini satıyor. Biz bunu bağıra çağıra söyleyeceğiz. Siz yargı sisteminin ne hale getirildiğine bakın. Bütün darbeyi yapanlarla dost oldu, davalarını kapattı. İsrail ile dost oldu, bağırıp çağırdığı BAE, ABD, Rusya, Suudi Arabistan ile dost oldu. Güya onlardan başka yerli milli kimse yoktu bu memlekette. Hepsiyle anlaştılar. Herkesle barıştılar, bir tek ülkenin vatandaşıyla barışmadılar.

ELEKTRİKLER KESİLDİ

Yüksekdağ’ın konuşması sırasında salonda üçüncü kez elektrik kesintisi yaşandı. Salonda üçüncü kez elektrik kesintisi yaşanması üzerine avukat Kenan Maçoğlu, “İlahi bir mesaj var sanırım. Dosyada yerinde gitmeyen şeyler var. Siz onaylamadan mikrofon açıldı” dedi. Mahkeme başkanı ise “Herkes kendine göre ilahi bir mesaj almıştır” yanıtını verdi.