Sanatçı Ferhat Tunç, 1 Mayıs 2011'de Dersim'deki kutlamalardaki konuşmasında "Hepinizi Deniz Gezmiş'lerin, Mahir Çayan'ların, İbrahim Kaypakkaya'ların devrimci ruhuyla selamlıyorum" dediği için örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.

 

Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasına tutuksuz yargılanan Ferhat Tunç ve avukatı Ercan Kanar birlikte katıldı. Duruşmada söz alan Tunç, 30 yıllık sanatçı olduğunu ve muhalif kimliği ile bilindiğini belirterek daha önce de söylediği şarkılar nedeniyle DGM’lerde yargılandığını söyledi. Yaptığı konuşmanın hiçbir suç unsuru taşımadığını ileri süren Tunç, hazırlanan iddianamede sadece belirli bölümlerin cımbızlanarak hakkında dava açıldığını bildirdi.

 

"Propagandasını yapmakla suçlandığım MKP, Tunceli’de seçimi boykot etmeseydi şu anda Milletvekili olurdum" diyen Tunç, açılan davada ve uygulanan süreçte konuşan insanların susturulduğunu savunarak, "Oysa bu ülkede ileri demokrasinin tesis edilmesi gerekir" dedi. Mahkemeden ceza çıkması halinde bir sanatçının ve mücadelesinin cezalandırılacağını ifade eden Tunç, hakkında beraat kararı verilmesini istedi.

 

Savunmaların ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ferhat Tunç’un MKP terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle 2 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme ayrıca Tunç’un geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları, yöneltilen suçu işlemeyi alışkanlık haline getirdiği ve suç işlemedeki ısrarı göz önüne alınarak cezada indirim yapılmayacağını açıkladı. Karar, Yargıtay tarafından onanırsa sanatçı Ferhat Tunç, cezaevine konulacak.

 

KARARI AİHM’E GÖTÜRECEĞİZ

Ferhat Tunç, üzücü bir kararla karşılaştığını anlatırken, "Burada cezalandırılan aslında sanat, bu ülkede yaşayan muhalif olan sanatçılardır" dedi. Tunç konuşmasını şöyle sürdürdü;

 

"Özel Yetkili Mahkemelerle yapmaya çalıştıkları bir şey var bu ülkede; Kendilerinden olmayan, kendilerine muhalif olan insanları bir takım örgütlerle ilişkilendirip terörist ilan etmektir. Bugün bunu yaptılar. Seçimleri boykot eden bir örgütle nasıl ilişkilendirilip ve bu örgütün nasıl propagandasını yaptığımı anlamış değilim. Örgüt seçimi boykot etmese şu an parlamentodaydım. Karar son derece siyasidir. Bana sorarsanız ÖYM’lerin 1937’de Seyit Rızalar’ı yargılayıp idam ettiren zihniyetten farkı yok. Seyit Rızalar’ı idam ettiler, bugün de Seyit Rıza’nın torunlarını yargılıyorlar. Sanatçı ve düşünürlerin, Türkiye’de bütün bu gelişmeler karşısında sessiz kalmamaya ve tutum almaya çağırıyorum."

 

Tunç’un avukatı Ercan Kanar da, benzer davaların AİHM kararlarının olduğunu ve Yargıtay’dan onay çıkması halinde AİHM’e başvuracaklarını söyledi. Kanar, AİHM’in kendileri lehine karar vereceğinden emin olduklarını söyledi.

 

TUNÇ: DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADINA KAYGI VERİCİ

Ferhat Tunç, sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, kararın siyasi olduğunu söyledi.

 

Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) statüsünün tartışmalı olduğu bir süreçte böyle bir kararın çıkmasının Türkiye'de demokrasi ve özgürlükler adına kaygı verici bir durum olduğuna dikkat çeken Tunç, sözlerine şöyle devam etti:

 

"Geçen yıl 1 Mayıs'ta bağımsız milletvekili olarak Dersim'deki kutlamalara davetliydim ve orada yaptığım konuşmada "Hepinizi Deniz Gezmiş'lerin, Mahir Çayan'ların, İbrahim Kaypakkaya'ların devrimci ruhuyla selamlıyorum" dediğim için yargılandım."

 

"Buradan yola çıkarak benim örgüt üyesi olmamakla birlikte Maoist Komünist Parti propagandası yaptığım iddia edildi."

 

KANAR: ÖZGÜRLÜKLER ÖYM'LER YOLUYLA SALDIRI ALTINDA

Avukat Ercan Kanar ise bu kararla evrensel hukuk ilkelerinin katledildiğini söyledi. Düşünce ve ifade özgürlüğünün ÖYM'ler yoluyla ne kadar büyük bir tertip ve saldırı altında olduğunu bir kere daha gördüğümüzü vurgulayan Kanar, "Bu karar göstermektedir ki, Türkiye adeta 1990'lı yılların olağanüstü hal dönemini, 1980'li yılların sıkıyönetim dönemini yeniden yaşamaktadır" dedi.

 

Kanar, kararı temyize götüreceklerini belirtirken Yargıtay'ın da onaylaması durumunda AİHM'e gideceklerini ve AİHM'in sadece Kaypakkaya adı geçti diye verilen bu karar karşısında önceki olaylarda olduğu gibi Türkiye'yi mahkum edeceğinden emin olduklarını dile getirdi.

 

(Ekin KARACA / Bianet, Milliyet)