Ekonomistler Merkez Bankası'nın önden yüklemeli olarak değerlendirilen faiz kararını ve bundan sonra alınabilecek faiz kararını DÜNYA'ya değerlendirdi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu metnine eklediği ‘indirim için sınırlı alan kaldığının farkındayız’ ifadesiyle piyasa tarafından önden yüklemeli olarak değerlendirilen 200 baz puanlık güçlü indirimle politika faizini yüzde 16’ya çekti.

Piyasanın da metinde en önemsediği kısım ‘faiz indiriminde sınırlı bir alan kaldığı’nın PPK tarafından değerlendirilmesi oldu.

Dünya Gazetesi’nden Şebnem Turhan’ın haberine göre, Uzmanlar, bu ifadeyle Merkez Bankası’nın uzun süredir ilk kez ileriye yönelik yönlendirme yaptığını vurgularken önden yüklemeli bir faiz indirimi yapıldığının da bu ifadeyle ortaya konduğunu dile getirdi.

En net yönlendirmenin yapıldığı konusunda hemfikir olan piyasa oyuncuları bundan sonra ‘sınırlı alan’ın ne olduğunun tartışılacağını kaydetti.

Uzmanlara göre yıl sonuna kadar faiz indirimi iki ay 100-200 baz puan arasında değişebilir ve politika faizi yılı yüzde 14-15 seviyesinde kapatabilir. Ancak kasım toplantısında bu ay yapılan yönlendirmenin aksine 100 baz puanlık indirim gelirse piyasa yeniden karışabilir.

Ekonomistler faiz kararını ve bundan sonra atılacak faiz adımlarını DÜNYA'ya değerlendirdi.

UĞUR GÜRSES: SİYASİ DİREKTİFE BAĞLI

Eski Merkez Bankacı ve Ekonomi Yazarı Uğur Gürses: Merkez Bankası’nın bu faiz indirimi kararının arkasındaki toplantı özetinde yaydığı gerekçelerin ve ileriye dönük gösterdiği ışığın çok bir anlamı yok. Siyasi direktifle faiz indirmiş Merkez Bankası’nın 1-2 puan indirim yapmış olması önemli değil. Piyasa oyuncularının da ne kadar naif ve beklenti açısından rasyonel olmadıklarını da gösteriyor indirim. Piyasa 50 baz puan beklerken 200 baz puan neredeyse 4 katı faiz indirmiş olması piyasa oyuncularının da rasyonelden koptuğunu gösteriyor. Kör gözün parmağına bir hareket oldu. Bunun kur ve diğer enflasyondaki yansımalarıyla bunun bedelini toplum ödeyecek. Türkiye’nin 1994’teki aldığı ağır dersten sonra ekonomide alacağı en ağır derslerden bir tanesinin eşiğindeyiz. Bizim ağır ders almadan doğruları görme fırsatımız olmayacaktı. Siyasi direktifle yapılan faiz indirimin rasyoneli olmaz yani devam eder mi, durur mu tamamen siyasi direktife bağlıdır.

FATİH ÖZATAY: ÇOK BÜYÜK BİR HATA TEKRARLANDI

Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay: Karara sadece şaşırdım. Eylül toplantısında çok büyük hata yapılmıştı. Bugün yeni bir hata yapmaması gerekirdi. İndirmese hata böyle bir ortamda. Hem enflasyon tüm ülkelerde artıyor, emtia, enerji fiyatları artıyor. Zaten içeride kur hiç artmasa bile enflasyonda baskı olacak. Kurda son iki üç ay hatta şubattan beri yükseliş var. Oradan gelen bir baskı da var enflasyonda. Bir de bir ay önce faiz indirdi piyasa faizleri arttı, CDS arttı, tahvil faizleri arttı. Faiz indirimlerinden ne bekleniyor? Kur artınca Hazine’nin döviz borcu, şirketlerin döviz açık pozisyonu artıyor. Haydi bunu göze aldın kredi faizleri de inmedi. Zaten risk primi arttığı için yatırım çok zor. Niye indirim yapılıyor anlamıyorum. Bürokratların belirlediği bir faiz bu, enflasyonu bir köşeye bıraktıysanız olabilir ama hiç olmazsa ekonomiyi canlandıracak bir şey lazım. Ne işe yarıyor. Sadece kur artıyor olumsuz etki var. Ortalama bir Türkiye ekonomisi bilgisi olanın anlayabileceği bir şey değil.

ATILIM MURAT: FAİZ İNDİRİMLERİNİN SONUNA GELDİK GİBİ

TOBB-ETÜ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Kurdaki seviyelerin Merkez Bankası’nın faiz kararında etkili olmadığı görüldü. Ama dolar/TL’de 10 liraya yaklaşıyoruz. 10 lira seviyesinin hem sosyal hem ekonomik hem de siyasi açıdan büyük sıkıntılar yaşatacağını düşünüyorum. Dolarda çift hane ve psikolojik seviye olan 10 liranın sosyal, psikolojik ve siyasi açıdan zor bir seviye olduğunu söyleyebilirim. Bundan sonra enflasyon yüksek kalmaya devam edecek. Merkez Bankası kendi çalışmasında kurdan enflasyona geçişkenliğin yüzde 25 olduğunu belirtmişti. Son 2 ayda yaklaşık yüzde 10 artış var kurda ve enflasyona 2-2.5 puan yukarı yönde katkı yapabilir. Enflasyon yüksek kalmaya devam edecek, maliyetler artacak, doğal olarak zamlar da kapıda. Elektrik ve doğalgaz hanehalkına yansımayabilir ama sanayiye ciddi zam gelecek. Bunun yanı sıra PPK metninde indirimlerin zaten sonuna geldik ifadesi var. Faiz indirimi bekleyenler yılsonuna 50’şerden 150 baz puan bekliyorlardı. Önden yüklemeli yaptılar. Seneyi bitirdik gibi, bu sene faiz indirimlerinin sonuna geldik gibi geliyor.

HAKAN KARA: 200 BAZ PUAN DAHA GELEBİLİR

Eski Merkez Bankası Baş Ekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara: Merkez Bankası piyasanın beklediğinden daha fazla faiz indirimi yaptı, ama bunun ucu açık olarak algılanması durumunda döviz piyasası yönetimi çok daha zor olur diye düşünmüş olacak ki metne sınırlı bir alan kaldığı ifadesini eklemiş. Bu ifadeyle Merkez Bankası “200 baz puan yaptık ama farkındayım benim de limitim var yılsonuna kadar 100-200 baz puan indiririm gibi sinyal vermeye çalışmış”. Bundan sonra en çok konuşulan bu olacak, sınırlı alanla neyi kastetti 50 baz puan mı 500 baz puan mı? Hissiyatım son 2 ay içinde en fazla 200 baz puan indirim olur gibi. Merkez Bankası uzun süreden beri ilk defa ileriye dönük yönlendirme yaptı. Faiz indirimlerinin alt sınırını belirlemek açısından piyasaya yönlendirme yapmış ve yüzde 14'te falan duracağım gibi sinyal vermiş. Merkez Bankası bağımsızlığı kavramını artık çok fazla konuşmayacağız. Bundan sonra faiz indirimleri ne kadar devam eder nereye kadar siyasiler bunun indirilmesini istiyor onu konuşacağız. Yabancıdan gelecek sorular da Türkiye bir sermaye kontrolü uygular mı soruları olacaktır. Mevcut faiz politikasıyla bir çıkış yolu yok. Daha fazla TL’de değer kaybına, enflasyon artışına ve dolarizasyonun artmasına yani bir sarmala doğru götürüyor. Dalgalı kurda sermaye hareketleri serbest olduğu için sistem çıkmaza götürüyor. Yabancıdan yumuşak sermaye kontrolleri yapılabilir mi sorularına maruz kalacağız gibi geliyor.