Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylül’de “Artık kimlik dayatan devlet yok” sözleriyle açıkladığı demokratikleşme paketinde cinsel yönelim/cinsiyet kimliği ve etnik kimlik nedeniyle işlenen suçları nefret suçları kapsamına alınmaması muhalefetin tepkisini çekti.

TBMM’ye sunulan 17 maddelik paketi eleştiren CHP’li Melda Onur, “Homofobik oldukları için beklentimiz yoktu” derken, BDP’li Bengi Yıldız da paketle ilgili olarak “Kürtleri, Alevileri, Ermenileri,  eşcinselleri koruyalım’ diye bir düşünceyle açıklanmamış” dedi.

Yeni Anayasa çalışmaları başlangıcında bir çok STK’yı bizzat komisyona getiren CHP İstanbul Milletvekili  Melda  Onur, paketten zaten bir şey beklemediklerini  söyledi.  “Kendilerinden  başka kimseyi sevmedikleri için,  homofobik oldukları için beklentimiz yoktu paketten”  dedi.  STK’ları  hiçe saydıklarına  dikkat çeken Onur, paketin bir seçim  manevrası olduğunu vurguladı. CHP’li Onur’a göre,  iktidar kendi seçmeninden başkasını düşünmüyor.

‘İBADET VE İNANCA AĞIRLIK VERİLDİ’

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun BDP’li Üyesi  Batman Milletvekili  Bengi Yıldız ise, “ Bu paket,  Kürtleri, Alevileri,  eşcinselleri,  Ermenileri,  gayri Müslimleri  koruma düşüncesiyle hazırlanmamış”  dedi. Pakette nefret suçlarının ibadet ve inanç özgürlüğü ile sınırlandırıldığına dikkat çeken Yıldız, Türkiye’deki nefret suçunun azınlıkta kalan kesimlere karşı işlendiğini, paketteki düzenlemenin daha çok ibadet ve inanç alanına ilişkin olduğuna dikkat çekti.  ‘Türklüğü hakaret’  suçunu örnek veren Yıldız,  “ Bu konuda savcılar re’sen hareket geçer. Ama,  Kürtler,  Ermeniler, Aleviler, eşcinseller bir savcıdan böyle bir şey gördük mü? Şikayete bağlı olsa bile zor” dedi.

PAKET,  KÖY ADLARININ İADESİNE GETİRMİYOR

Yıldız’a göre, paket, AKP’nin egemen zihniyetini koruyan bir düzenleme.  Yeni hiçbir şey yok.  Yıldız,    mahalle, köy gibi yer adlarıyla pakette yer alan düzenlemenin hiçbir şey getirmediğine dikkat çekiyor. Paket,  “bundan sonra isim değişikliği yapamazsın diyor. Ancak,  eski isimlerin iadesinin önünü açmıyor. Yani bir hakkın iadesini öngörmüyor” dedi.

TBMM  Genel  Kurulu’nda bütçe  maratonu sonrasında  görüşülmesi beklenen paket de, “inanç gereği yaşam tarzı” güvence altına alınırken diğer yaşam tarzları için “düşünce ve kanaate dayalı yaşam tarzı” ifadesi getiriliyor. Nefret suçunda ise “eşcinsellere yönelik suçlar” kapsam dışında tutuluyor.

Pakette, “Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle bir kişiye taşınmaz mal satışı, kiraya verilmesi, bir hizmetten yararlanması, işe alınmasını engelleyen kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Cinsel yönelime ilişkin nefret suçu ise kapsam dışı tutuldu.

Türkçe olmayan köy adlarının değiştirileceğine ilişkin yasa hükmü kaldırılarak köylere Türkçe dışında isim verilmesinin önü açılıyor. (T24)